Güncelleme Tarihi:
Kahve tutkunlarının vazgeçemediği Türk kahvesi, asırlardır severek tüketilmeye devam ediyor. Türk kahvesinin evde nasıl yapılacağını merak eden vatandaşlar, en lezzetli ve pratik Türk kahvesi tarifini araştırırken bir yandan da Türk kahvesi yaparken dikkat edilmesi gereken püf noktaları sorguluyor. İşte, Türk kahvesi yapımı ve Türk kahvesi yaparken dikkat edilmesi gereken püf noktaları...
TÜRK KAHVESİ NASIL YAPILIR?
Türk kültüründe önemli yere sahip olan, Osmanlı’dan günümüze kadar gelmiş en eski lezzetlerden biri de hiç kuşkusuz Türk kahvesi. İşte bol köpüklü Türk kahvesi yapmak için gerekenler...
İlk olarak her fincan için iki çay kaşığı Türk kahvesi, cezveye eklenir. Daha sonra her fincan için yeterli miktarda su koyun. Ardından istenilen şeker miktarına göre küp veya toz şeker ekleyin. Tüm bu malzemeleri cezveye koyduktan sonra ateşe vermeden önce iyice karıştırın. Kısık ateşte kahveyi iyice karıştırın. Bir süre sonra kabaran köpüğü fincanlara pay ediniz. Kalan kahveyi bir taşım daha pişiriniz ve fincanlara boşaltınız.
TÜRK KAHVESİ YAPMANIN PÜF NOKTALARI
Kahvenin mümkün olduğunca taze çekilmiş olması önemlidir, uzun süre beklemiş veya ağzı açık rutubetlenmiş kahveden yapılan Türk kahvesi çok da lezzetli olmaz. Kullanacağınız suyun içme suyu (damacana) olması da önemlidir. Klorlu çeşme suları kahvenizin tadını bozacaktır. Kahveyi ocağa aldıktan sonra kesinlikle karıştırmamalı ve kendi kendine pişmesini beklemelisiniz.
Şeker ekleme yaparken de dikkatli olmak gerekir. Sade kahveye hiç şeker atılmazken, az şekerli kahveye yarım, orta şekerli kahveye 1, şekerli kahveye ise 2 küp şeker atmak yeterli olacaktır. Kahvenin kısık ateşte pişirilmesine de dikkat edilmelidir. Fincanlara kahveyi dökerken de dikkatli olmak gerekiyor. Kahveyi fincanlara yavaş yavaş ve fincanın kenarından dökmeli.
TÜRK KAHVESİNİN TARİHÇESİ
1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı. İlk olarak 1554 yılında Tahtakale’de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.
Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu.
Kısa sürede, gerek İstanbul’a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa’yı oradan da tüm dünyayı sardı. Kurukahveci Mehmet Efendi, 1871 yılında, ilk kez dolaplarda kavurup değirmende öğüttüğü kahveyi halkın tüketimine sundu.