Güncelleme Tarihi:
- Bence kurucularının vizyonu çok belirleyici oldu. Din eğitimine verilen önem ne olursa olsun, Robert Kolej, Osmanlı topraklarında benzeri görülmemiş bilimsel bir eğitim sunmaya başladı. Toplumun da Robert Kolej’e ihtiyacı vardı. ‘Kolejliler’den söz ederken hep bir küçümseme sezilse de, okulun sunduğu eğitimin dünyayla bağlantısının küçümsenecek bir yanının olmadığı iyi biliniyordu. Robert Kolej, 1800’lerin ikinci yarısında kuruldu, benzerlerinden farklı olarak bir misyoner okulu değildi. Ama öğrencilerinin sağlam karakterli olmasını sağlamayı hedefliyor ve bunu din eğitimi temelinde gerçekleştirmeyi öngörüyordu. Hıristiyan öğrenciler için kurulmuş bir okuldu. Dolayısıyla bu dinin öğretilmesi konusunda bir sorun yaşanmayacağı düşünülebilir. Ama öyle olmadı...
1960’lar... Theodorus Hall’ün girişi...
Nasıl oldu?
- Dönem dönem Katolik, Ortodoks ve Protestan öğrencilerin aileleri okul yönetimiyle enikonu çatıştı. Musevi ve Müslüman öğrencilerin de gelmeye başlamasıyla işler daha da karıştı. Cumhuriyet’le birlikte din eğitimi tamamen kaldırıldı. Türkiye’nin, Balkanlar’ın, Ortadoğu’nun ve Kuzey Afrika’nın yönetici kadrolarını, sanayici ve tüccarlarını, akademisyen ve sanatçılarını yetiştiren bir okul oldu.
1950’lerde yatakhane hayatı...
Türkiye’nin başbakanlarından Bülent Ecevit ve Tansu Çiller de Robert mezunu, değil mi?
- Evet, Bulgaristan’ın da dört başbakanı buradan mezun. Bu kozmopolit yapı, sadece ‘ulusların kardeşliği’ gibi romantik bir amaca hizmet etmiyor. Bu karmaşık öğrenci yapısını Balkan Savaşları’nda, Birinci Dünya Savaşı’nda, Ermeni tehcirinde gözünüzün önüne getirin... Bu kriz dönemlerinde okul tek bir gün kapanmadı, bir-iki itiş kakış dışında öğrenciler arasında sorun yaşanmadı. Bir eğitim kurumunun bunu sağlayabilmesi, her toplumsal konuda en az iki farklı bakış açısının yan yana var olmasını sağlaması kitaplardan edinilecek bilginin çok ötesinde bir deneyim.
Cem Akaş
Kitaptan anlıyoruz ki okul siyasette de büyük bir rol sahibi...
- Üç başkanı -Hamlin, Washburn ve Gates- ABD yönetiminin, Osmanlı devleti ve Türkiye Cumhuriyeti konusunda en güvendiği uzmanları... 1800’lerin sonundan itibaren yaşanan ‘Ermeni sorunu’na Amerikan hükümeti müdahil olmadıysa bu büyük oranda Hamlin’in bizzat Amerikan Başkanı’nı ikna etmesi sayesindeydi. Birinci Dünya Savaşı’nda iki ülke karşı ittifaklarda yer almasına rağmen asla karşı karşıya gelmedi, bunda da okul yöneticilerinin katkısı vardı. Keza Cumhuriyet’in ilanından sonra Atatürk’ün de, İnönü’nün de ABD’deki en büyük ‘lobici’si okul yönetimi oldu.
BASKETBOLUN TÜRKİYE’YE GELİŞİ
20’nci yüzyılın başlarında Avrupa’da bile ne olduğu pek bilinmeyen basketbol, İstanbul’da ilk kez 1907’de, okuldaki Dodge Gymnasium’da oynandı. 1926’da Amerikan gazetelerinde çıkan bir haberde şöyle deniyordu: “Türkiye’deki Robert Kolej’in spor salonuna bir bakın. Müthiş bir basketbol maçına tanıklık edeceksiniz. Oyuncular; Türk, Yunan, Sırp ve Bulgar’dır. Hepsi tüm enerjisini takımı için harcıyor. Önemli olan takım çalışması. Oysa bu çocukların babaları bir zamanlar belki de üç dakika içinde sözlü ya da bıçaklı kavgaya girişebilirlerdi.”
Türkiye’de Nobel ödülünü alan ilk isim olan Orhan Pamuk da Robert Kolej’in öğrencilerinden biriydi. Okul yıllığında Pamuk hakkında ilginç bilgiler
yer alıyor.
Tepedeki Okul: Robert Kolej’in Üç Yüzyılı, Cem Akaş,
NMC Televizyon ve Reklamcılık A.Ş. (Yayınevi), 190 TL
MEZUNLARI ANLATIYOR
Kanat Emiroğlu: Öğrencileri Amerikancı olmaz
Rober Kolej’de sadece ders çalışılmaz. Sporda performans kadar ahlakın da önemli olduğunu aşılayan hocalarla büyürsünüz. Tiyatroda Shakespeare, Ibsen ve Goethe’yi okur, anlar, oynar ve yorumlar, ‘West Side Story’, ‘Evita’ gibi müzikalleri hayata geçirirsiniz. Piyano, çello, keman çalma ya da resim ve heykel yapma konusunda destek ve imkânlarla çevrilisinizdir.
Öğrenciler dürüstlük ve hakkaniyet değerleriyle yetişir. Çalışan, düşünen, açıkfikirli olan, icat eden, dürüst davranan, yardım eden, liderlik gösteren kazanır.
Robert mezunları ‘Amerikancı’ olmaz. ABD’yi dünyada bu denli güçlü kılan değerleri özümserler ama ülkelerini severler. Daha az eğitimli insanlara tepeden bakmazlar, her yaptıkları eserde toplumsal faydayı öne çıkarırlar.
İpek Cem Taha: Farkı; birey olarak görmesi
Robert Kolej’i farklı kılan, öğrencilerine daha okuldaki ilk günden itibaren bir birey olarak değer vermesi ve onların görüşlerini kaale almasıdır. Akademik öncelikler birçok okulda ön planda olabilir ancak Robert Kolej’in farkı; kendi doğrusuna sadık kalan, ülkesine ve uluslararası topluma da fayda amacı taşıyan mezunlar vermesidir.