Güncelleme Tarihi:
Topkapı Sarayı'nın Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Milli Saraylar İdaresi Başkanlığına devriyle hız kazanan Harem bölümündeki restorasyon çalışmaları sonuç vermeye başladı. 2014'ten bu yana restorasyonda olan, Osmanlı harem teşkilatının şekillendiği yapıları barındıran bölümlerde son aşamaya gelindi.
Klasik Anadolu ev mimarisini andıran avlu ve etrafında iki katlı yapılardan oluşan Kadın Efendiler ve Cariyeler Taşlığı'ndaki restorasyonda öncelikle kubbe ve tonoz konservasyonu yapıldı. 1940'lı yıllardan kaldığı düşünülen beton sıvalar kaldırılarak, özgün tuğla derz teknikleri uygulandı, duvar çini ve resimlerinin restorasyonu tamamlandı.
Harem Hastanesi'nin restorasyon çalışmasında da son aşamaya gelindi. Muhtemel bir salgından saray halkının etkilenmemesi için Harem'in en ücra noktasına inşa edildiği düşünülen hastaneden, Sultan Abdülaziz dönemindeki kolera salgınında istifade edildiği biliniyor. Tüm çalışanları kadınlardan oluşan hastanede, ecza odası, hastalar ustası odası, hastalar odası, mutfak, hamam, odunluk, gasilhane, çamaşırhane ve bazı odalar yer alıyor.
Bu yıl içerisinde tamamlanması planlanan çalışmalarla Topkapı Sarayı Harem bölümünde gezilebilecek alanlar 3 katına çıkarılacak.
"Depo olarak kullanılmış mekanlar ziyarete açılacak"
Milli Saraylar İdaresi Başkanı Dr. Yasin Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Topkapı Sarayı Harem Dairesi'nin yerli ve yabancı kamuoyunda ilgi çeken bir mekan olmasına rağmen ziyaretçiyle yeterince buluşamadığını söyledi.
Yıldız, haremde sadece padişah ve ailesinin yanı sıra onların hizmetinde bulunan ciddi sayıda çalışan ordusunun da yer aldığını kaydederek, "Bu ordunun ihtiyaçları için her şey Topkapı Sarayı'nda düşünülmüş. Topkapı Sarayı’nın Harem bölümünde yer alan hastane hem cariyelere hem de saray hanımlarına hizmet verecek derecede büyük bir hastane." dedi.
Bugüne kadar ziyarete hiç açılamayan, önceki yıllarda depo olarak kullanılan mekanların da ziyaretçiyle buluşacağını dile getiren Yıldız, cariye koğuşlarının hemen yanında bulunan Kadın Efendiler daireleri, 17. yüzyıl yapıları ile Osmanlı çinilerinin en güzel örneklerini barındıran yapıların da ziyarete açılabileceğini bildirdi.
Yıldız, yıl sonuna kadar açılacak 25 depo, restorasyon atölyeleri, laboratuvar ile konservasyon merkezini de içinde barındıran bir yapı kurduklarını, böylece sarayın depo sorununu tamamen çözeceklerini belirtti.
Topkapı Sarayı'nda 200 bine yakın taşınabilir tarihi eserin olduğunu anlatan Yıldız, "1924'te müze olduktan sonra depo sorunu yaşanmış ve bu mekan (Harem Hastanesi) depo olarak kullanılmış. Depo şartlarını ne kadar taşıdığı da tartışılır. Milli Saraylar İdaresi, 2019 Eylül'den beri Topkapı Sarayı'nı uhdesine aldı ve 18 aydır ciddi çalışmalar yürütülüyor. Pek çok modern depo mekanları oluşturuldu. Yıldız Sarayı ve Dolmabahçe'deki modern depolar devreye sokuldu ve bu mekanların önemli kısmı asli işlevine döndürülmüş oldu." diye konuştu.
"Bu yıl içerisinde müzeyi tamamlamayı düşünüyoruz."
Yıldız, Harem Dairesi'ndeki restorasyonların daha çok yapısal olduğunu, 17. yüzyılın başına kadar izlenebilen mekanların bulunduğunu kaydetti.
Topkapı Sarayı'nın üzerine farklı dönemlerde mimari eklemeler yapıldığı için ayrı yüzyıllara ait eklentiler de bulunduğuna dikkati çeken Yıldız, şöyle devam etti: "Eklentilerin tasnifi, korunabilmesi, günümüze ulaşan örneklerin muhafaza edilebilmesi, konservasyonlarının yapılabilmesi restorasyonun ana çerçevesini oluşturuyor. Bunun dışında her restorasyonda olduğu gibi statik problem yaşayan yerler, özgünlüğünü kaybetmiş objelerle ilgili de gerekli sağlamlaştırma ve güçlendirmeler yapılmış durumda. Bahsettiğimiz mekanlar 16-17-18. yüzyıl mekanları. Her türlü teknolojiyi kullanmanız mümkün değil ancak modern müzeciliğin bize imkan verdiği bütün olanakları bir arada kullanarak, gerek canlandırmalar, gerek teknolojik betimlemeler, gerek klasik eser sergilemelerle oldukça nitelikli bir müze ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu yıl içerisinde müzeyi tamamlamayı düşünüyoruz."
Yıldız, Harem Hastanesi'nin Kadın Efendiler ve Cariyeler Taşlığı, cariye koğuşları, çamaşırhaneleri ve mutfaklarıyla bir bütün olduğunu belirterek, "Bu kampüsün tamamını inşallah Harem Hastanesi'yle birlikte açacağız." dedi.