Tek Dünya, Tek Rüya: Çıktığımızı sandığımız merdivenlerin fotoğrafı

Bu ülke bir dönüşüm geçiriyor ve bu, dini ve siyasi sonuçlar doğurduğu gibi, dönüşüm, tüketim algısı ve alışkanlıklarına da yansıyor.

Bu ülkenin geçirdiği dönüşüm, ülkeyi bir inşaat alanına çevirdi. Büyük şehirlere gittiğinizde, inşaat sizleri boğacak gibi oluyor. 

Tüketim yansıması, büyük bir kesimin batılılaşmayı tamamen tüketime dayandırması ve içi boş bir uluslararası marka sevgisi şeklinde tezahür ediyor.

Bu ülke uluslararası spor müsabakalarına, fuarlara ev sahipliği yapmayı çok önemsiyor; çünkü böylece batılı ülkeler tarafından fark edileceğini düşünüyor.

 Bu ülkede kırsal alandan şehirlere büyük bir göç var ve göç edenler sefillik içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Bazıları sefillik içindeyken başka bir kesim de çocuklarını yurtdışına dünyanın en iyi üniversitelerine göndermek için yarışıyor ve çocuklarını bir gün Fortune 500’ün içindeki büyük şirketlerde çalışırken hayal ediyor.

Bu ülkede sanatçı olmak alengirli bir iş; devlet görevlileri bir gün stüdyonuzu basıp sizi sorguya alabilir.

Bu ülke Çin…

�

Bütün bu yukarıda saydığım konular da, 1966 yılında, Çin Kültür Devrimi’nin başlangıcında doğan ve kendini bir sanatçı olduğu kadar bir foto-muhabir olarak da tanımlayan Wang Qingsong’un fotoğrafları ile yansıttıkları konular. Çin halkının kültürel devrim sırasında yaşadığı sancıları, küreselleşmenin yansımalarını bir nevi kara mizahla yansıtan sanatçı, Dirimart’taki Tek Dünya, Tek Rüya sergisi ile ilk kez İstanbul’da.

Wang Qingsong, sergisini anlatırken: “Tek Dünya, Tek Rüya, hayatın imkansız bir gerçeğinden bahsediyor aslında. Irk, inanç ve sistemler açısından farklılıklarla dolu bir dünyada, aynı ve tek, birleşmiş bir dünya nasıl gerçekleştirilebilir ki?” diyor. Fakat, Dirimart’tan yola çıkarak biraz geriye gidip Qingsong’un işlerini incelediğinizde ve röportajlarını okuduğunuzda işte bu yukarıda saydığım özellikleri hemen tanıdık (!) bir ülkede de buluveriyorsunuz.

AYNI SORUNLAR, FARKLI DÜNYALAR 

Aslında başka bir pencereden bakıldığında, sanatçının haklı olduğunu da düşünebilirsiniz. Çin’de, burada ya da mesela Güney Amerika’da yaşanan aynı sorunlar sebebiyle farklı “dünyalara” sıkışıp kalıyoruz. Bırakın ülkelerin tek bir “dünyada” birleşmesini, biz bir ülkede bile farklı kimlikleri bir arada tutmaya çalışırken ağır sancılar geçiriyoruz.

Dini, siyasal sancıların yanısıra, aynı tüketimsel ve kültürel yansımların da insanları ayırdığını, yabancılaştırdığını iddia ediyor Wang Qingsong. İronik bir şekilde Çin’in olimpiyatlarda kullandığı slogandan yola çıkarak sergiye ad olarak koyduğu Tek Dünya, Tek Rüya, ayrıca öğrencileri model olarak kullandığı işine de isim oluyor. İki ayrı fotoğrafın birbirini tamamlayarak bir piramit oluşturduğu işte, Tek Dünya fotoğrafında (Pera Müzesi’nde geçtiğimiz sene gördüğümüz Grayson Perry’nin ele aldığı konuları da hatırlatır şekilde) dünyanın en büyük 500 şirketinin (Fortune) isimlerini ve logolarını, Tek Rüya fotoğrafında ise dünyanın en iyi 500 (rüyaları süsleyen) üniversitesinin isimlerini görüyorsunuz. Her iki fotoğrafta da yükselen merdivenler üzerinde oturmuş öğrenciler var. Qingsong fotoğraflara tek tek bakıldığında yükseldiği görülen merdivenleri, fotoğrafları birleştirerek aşağıya indiriyor ve elitizm ve üne önem veren pragmatik toplumla dalgasını geçiyor.

Tek Dünya - Tek Rüya

DEV DEKORLAR, BİNLERCE KİŞİ, TEK BİR GÜN

Wang Qingsong teatral, karanlık ve biraz da alaycı bir dille ortaya çıkardığı fotoğraflarıyla bir fantazi dünyası oluşturuyor. Sanatçı, fotoğraflarından mesajları direk vermeyi tercih etmediğini ve izleyenlere de bir alan bıraktığını söylüyor. Bu sorunları her gün belki de fark etmeden yaşayan bizleri, fotoğraflarıyla hem izleyici hem birey olarak aktif olmaya çağırıyor. Qingsong, böylece hem fotoğraflama sırasında, hem de sonrasında insan gücü ve dayanışmasından faydalanıyor. Bir fotoğraf için, aylarca süren bir set çalışması, (bazılarında) dev dekorlar ve yüzlerce modelin çalışması gerekiyor. Wang bu kadar çalışma sonrası fotoğrafını tek 1 günde çekiyor; çünkü kendisi 2000’den beri hiçbir dijital manipülasyon kullanmamış! Size çok şey düşündürecek ve görselliği ile çok etkileyecek bu ilginç sergiyi İstanbul’da görme fırsatını kaçırmayın…

Dirimart'taki Tek Dünya, Tek Rüya duvarı

 

irmakozer.com Tarafından hazırlanmıştır.