Güncelleme Tarihi:
Cenk Eren’in, Şafak Karaman prodüktörlüğünde hayata geçirdiği ‘Repertuvar Serisi’ neresinden baksanız doğru bir iş. ‘Cenk Eren’ markasına yatırım anlamında da akıllıca. Klasik şarkılarımızı sahnede zaten söylemekte olan Eren’in bunu elle tutulur bir seriye dönüştürmesi; ‘seçmece’ yapmak yerine sanatçılar üzerinden ilerlemesi; düzenlemeleri çağdaş bir anlayışla ancak orijinallere sadık kalarak yapan Sarp Özdemiroğlu’nun katkısı gibi unsurları saydığımızda artıları öne çıkıyor.
5 üzerinden 4 yıldızÂ
Ayrıca seriye ‘Tanju Okan Şarkıları’ ile başlamak da cesaret ister. Türkiye popüler müziğinin Cem Karaca ile birlikte en iyi erkek vokallerinden olan Okan’ın sesiyle zirveye çıkmış şarkıları bir arada okumak mecazen ‘Gelin bana saldırın’ şeklinde bir meydan okuma olabilir pekâlâ. Cenk Eren, Tanju Okan şarkılarının hakkını vermiş midir? Tanju Okan’la yarışmaya kalkışmadığı için; evet! O şarkıları orijinalleri kadar iyi okumasının imkânı yoktu ancak Cenk Eren gibi okuyarak doğrusunu yaptı.
Derken serinin ikinci albümü ‘Ferdi Özbeğen Şarkıları’ geldi. Ferdi Özbeğen; stratejik olarak çok doğru seçim. Hem Cenk Eren’in sesine hem de vokal üslubuna uygun. Dolayısıyla bu albümün ‘Tanju Okan Şarkıları’ndan daha başarılı olduğunu söylemek isterim.
Ve bu albümün şarkıları vesilesiyle adını geçirmek istediğim isimler var: Öncelikle Türkiye’nin yetiştirdiği özgün piyanist-şarkıcı Ferdi Özbeğen, bir büyük üstat Selmi Andak; sözlerin ne kadar önemli olduğunu bilen Ülkü Aker, Ahmet Selçuk İlkan ve Ali Tekintüre; Selçuk Tekay ve başyapıt bestesi ‘Dilek Taşı’ ile Gülden Karaböcek, ‘Satmışım Anasını’ ile Mustafa Alpagut ve her daim Sezen Aksu; her daim Zeki Müren...
Yılbaşı gecesi dinlemesi keyifli olur.
YENİ BİR MÜZİK ÇETESİ DOĞUYOR
Â
5 üzerinden 4 yıldızÂ
‘Deer From Space’ bir Türk grubu. ‘Uzaylı geyik’ anlamına geliyor kabaca. Grubun kurucusu ve gitaristi Burçin Gülbahar aslen bir müzik menajeri. Başta Yüksek Sadakat olmak üzere birçok müzisyenle ilgileniyor. Menajerlik onu kesmiyor; evinde şarkı yapıp kaydetmeye başlıyor. Bu kayıtları dinleyen müzisyen arkadaşları Burçin’i cesaretlendirince ‘ekibi toplamaya’ karar veriyorlar.
En başta Yüksek Sadakat’tan Uğur Onatkut (bu kez klavye değil basgitar) ve konserlerde çalan gitarist Serkan Özgen, sonra davul için Mehmet Engin ve vokale Berzan Önen geliyor. Yani ‘Deer From Space’, bir ‘müzik çetesi’. Bu çeteye önümüzdeki günlerde katılacak başka isimler de olacak. Örneğin maNga’dan Yağmur Sarıgül... Ayrıca yabancı müzisyenlerle de bağlantı halinde olduklarını söylüyorlar. Sürprizler var.
Piyasa koşullarında yapamadıklarını özgürce hayata geçirmek için bir hayal kuruyorlar ve sonuç epey başarılı. Sound’ları için ‘stoner rock’ diyebiliriz. Biraz saykodelik, biraz metal, biraz doom, biraz blues; ama son derece melodik. Neden İngilizce? Kendi ifadeleriyle: Bob Dylan, Johnny Cash, Led Zeppelin, Pearl Jam, The Beatles, Queens of the Stone Age gibi efsanelere selamlarını onların dilinde vermek istiyorlar da ondan.
Beş şarkıdan oluşan EP ve ilk videosu ‘Alone’ yayımlandı. Çıkar çıkmaz iTunes listelerinde tepeye yükselen ‘Deer From Space’in tavrını anlamak ya da ünlü bir müzik çetesinin uzaylı geyiğiyle tanışmak için mutlaka dinlemeniz lazım. Sektörün böyle güzel hareketlere ihtiyacı var.