Güncelleme Tarihi:
Yemeğe ilginiz ne zaman başladı?
- Bizim evin sofraları hep harika olurdu. Annemin yemeklerini, babaannemin mantısını ablamla heyecan içinde beklerdik. İlk yemek heyecanımı bile hatırlıyorum. Bursa’dayız, üç yaşındayım ve en sevdiğim İskender kebapçısında anneme sürekli “Bizim kebap ne zaman gelecek” diye söyleniyorum. O dükkân hâlâ aynı duruyor ve her fırsatta Bursa’ya gidip kebabımı yiyorum. Yani yemeğe ilgi ve heyecan her zaman vardı.
Sizi yemek yazarı olmaya götüren neydi?
- E yemeyi seviyorum, pişirmeye ve paylaşmaya da bayılıyorum. Kitaptaki yazılar da bence çok kendine özgü, farklı bir tür. Paylaşımlarım ve sevgilerimle dolu. Bir de eski yazılar olduğu için bir zamanı da yansıtmış; unuttuğum şeyler de var içinde, çok özlediğim insanlar da.
Kitapta en çok pilav tarifi veriyor, hatta kahvaltıda bile pilav yiyebileceğinizi söylüyorsunuz. Hadi bizimle iyi pilavın sırrını paylaşın.
- Pirinci ölçerek kullanın. Yani bir bardak, bir çorba kasesi filan. Sonra büyük bir kaba koyun ve tuz serpin. Daha sonra da kaynar suyu pirinci çok geçecek kadar dökün. Soğuyana kadar bekletin. Soğuduktan sonra yıkayın ve de ölçtüğünüz pirinç kadar suyla pişirin. İster zeytinyağlı, ister tereyağlı, orasına karışmam.
Bir de taze barbun balığını kızartıp üstüne sarmısaklı yoğurt döktüğünüz bir tarifiniz var.
- Bu, Foça’da yapılan bir yemek ve gerçekten şahane. Bu soruları bana soruyorsunuz, benim ağzımın suyu akmaya başladı, aşkolsun. Neyse anlatayım. Barbun balığını unlayın, silkin. Zeytinyağında kızartın. Yayvan kaba dizin, üzerine sarmısaklı yoğurdu gezdirin. Bir sıra daha balık ve yoğurt yapın. Biraz bekleyin bütünleşsin. Üstüne isterseniz kızartma yağından azıcık gezdirin, isterseniz pulbiberli tereyağı dökün. Delireceğinize söz veriyorum. Bu yemeği çok ama çok sevdiğim üç insanı İstanbul’da yemeğe çağırıp yapmıştım. Mîna Urgan, Lütfi Akad ve eşi Şükran Akad bayılmışlardı. Üçü de şimdi sadece kalbimde yaşıyor. Onları anmadan de geçmeyeyim.
ANNEMİN PİLAVI (NE PİLAV AMA)
Pirinci, önceden sıcak suda bekletiliyor. Su tamamen soğuduktan sonra pişirmeye hazır hale geliyor. Patlıcanları önce şerit şerit soyuyor, sonra kuşbaşı şeklinde doğrayıp biraz tuzlu suda bekletiyorsunuz. Biberleri de içinin çekirdeklerini boşaltıp bir parmak eninde kesip hazırlıyor, zeytinyağında kızartıyorsunuz. Bir baş soğanı rendeliyor, zeytinyağında öldürüyorsunuz. Soğanlar sararınca bol domates koyup, bir taşım kaynatıyorsunuz. Diyelim ki, iki kâse pirinci sıcak suda beklettik ve pişirmeye hazır hale geldi. Domatesler tıkırdadıktan sonra bir buçuk kâse su ilave ediyor ve kaynatıyorsunuz. Sonra pirinçleri içine döküyorsunuz. Tencerenin başında bekleyin. Bir süre sonra suyun biraz çekilmiş olduğunu göreceksiniz. O zaman pilavın ortasını açıyor ve kızarttığınız patlıcan ve biberleri boca ediyorsunuz. Artık pilavın altını kısmalı ve pişmesi için onu yalnız bırakmalısınız. Bu pilav zeytinyağlı olduğu için soğuk yeniyor.
24 SAATTE OLAN TURŞU
Bir kilo salatalık, kabukları soyulmadan halka halka doğranacak. Bir kaba konacak. İçine bir demet dereotu, bir diş sarmısak, bir tatlı kaşığı şeker, 3-4 tatlı kaşığı tuz katılacak. Çok az su eklenecek ve üstü kaplanana kadar sirke katılacak. Bu turşunun bekleme süresi sadece 24 saat. Sonra çıkarıp hemen tüketilecek.