Güncelleme Tarihi:
Sûfî kelimesinin kökü olarak en çok hüsn-ü kabul gören kelime, ‘yün’ anlamına gelen Arapça ‘sûf’tur. İlk dönem sûfîler, ibadet ve zühd ile uğraşan, “zâhid, âbid, nâsik” diye nitelenen kimselerdi. Sufizm başlığı altında ne yaşadığımıza bağlı bu sorunun cevabı. Tasavvuf'un anlamı saflaşmaktır. Allah yolunda, "bencillikten" ve "bencilik"ten arınmak. Varlığını, kimliğini, yüzünü, asıl sahibi olan Allah'a teslim etmektir. Hayatı bütünüyle bir "secde" haline getirmektir.
SUFİ ANLAYIŞINI BENİMSEYEN MUTASAVVIFLAR
XIV. ve XV. yüzyılın ilk yarısındaki kültürel zeminde, genel olarak Türk sufiliği dediğimiz “Gazilik”, “Alplik”, “Dervişlik” olgularının “Ahilik ve Fütüvvet” gelenekleriyle birleştiği sosyal ve siyasal organizasyonların hâkim olduğu görülür. Sufilik, mistik bir inancın tatmininden ve basit bir tercih konusu olmaktan öte, bir yaşam biçimine, yaşam tarzına dönüşmüşlüğü gösteren sosyal ve dinsel bir gerçek oldu. Bütün inançların birliği ve onlara inananların kardeşliği gibi düşüncelerle simgeleşen bu sufi anlayış, Hacı Bektaş, Yunus Emre, Mevlana, İbn Arabî gibi çok önemli mutasavvıflar eliyle halka aktarılmış ve formülüze edilmiştir.