Sosyal medyada #hihieved diyen bir anne!

Güncelleme Tarihi:

Sosyal medyada #hihieved diyen bir anne
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2017 09:31

Hande Birsay... Sosyal medyaya özellikle annelerin dünyasına bambaşka bir soluk getirdi. Her taraftan idealize edilmiş hayatlar, hakikatten yoksun, adeta altın tabaklarda servis edilirken, Hande ‘hı hı eved’ deyiverdi. Onun çocuk büyütmeye dair mevzuları, kendi annelik serüveni üzerinden ti’ye alması, aynı durumu yaşayan on binlerce kadında müthiş bir karşılık buldu... Çok kısa bir sürede inanılmaz bir çıkış yakalayan bu genç kadını daha yakından tanımak istedik.

Haberin Devamı

Hande, anneler arasında sessiz bir mütabakat vardı; çocuk büyütmenin zorluklarını konuşmaya kimse pek hevesli değildi sanki. Herkes süper güzel bir biçimde loğusalıktan yırtıyor, işini de yapıyor, eşiyle de harika, sosyal hayatı alabildiğine geniş filan... Durum gerçekten böyle mi, daha açık bir dille Ne yapmaya çalışıyorsun, derdin ne senin?'(Gülüşmeler)

Sadece annelerin değil kadınların üzerindeki mükemmellik baskısıyla dalga geçmeye çalışıyorum. Herşeyin çok harukulade olacağını düşünüyordum anne olmadan önce...Kitaplarda okuduğum gibi, sosyal medyada izlediğim gibi, televizyonda gördüğüm anneler gibi olacağımı düşünüyordum. Yani tıpkı senin anlattığın gibi... Fakat hayat öyle değilmiş, doğurduktan sonra gördüm...

Çok önemli bir şey söylüyorsun , bu şu demek; dünyaya, hayata açık, kentli bir kadın, anneliğin gerçek yönünden bihaber olarak anne olmuş, yani tüm dünya birleşmişçesine ona hakikatten, bahsetmemiş. Bunu sadece senin için değil pek çok kadın bağlamında söylüyorum... Ne zaman anne oldun?

Haberin Devamı

3 yıl önce. Ben bir prematüre annesiyim. Kerem 7 aylık doğdu.  Bir ay yoğun bakımda kaldı, solunum desteği vs. Çok zor bir süreçti...İyiyi hayal ederek,

şükrederek aştım ama içindeyken süreci bilmiyorsunuz, bir ay hastanede kaldık, yıl gibi geliyor insana.

İnsan sıkıntıdayken dünya hep o günde kalacakmış gibi oluyor..

Aynen öyle. Tabii ki benden daha zor durumda olan anneler vardır ama yaşarken  senin derdin sana büyük oluyor.

Sayfa nasıl oluştu?

Ben çok  zor bir dönem yaşayınca benim durumumdaki prematüre bebek annelerine destek olayım istedim, ilk çıkış noktam buydu....

Kerem’in yoğun bakımdaki eşyalarıyla paylaşımlar yapayım istedim; kayıt cihazım vardı, hemşirelerin önerisiyle şarkılar kaydediyorduk, her akşam eşimle bebeğin yanına gidiyor, süt ve yeni şarkı kayıtları bırakıp eve dönüyorduk. Fakat sonra iş başka bir şeye evrildi.

Neydi o?

Hamilelik ve öncesindeki kafamdaki düşünceler bambaşka bir yere gelince, ya bir dakika, dedim kendime. Bu mevzuya dramatik değil biraz daha espirili yaklaşayım.

Haberin Devamı

Çünkü o zorlu yoğum bakım sürecinden sonra  Kerem’in ağlaması, koliği, kusmuklu tişörtüm, sarkmış göbeğimle dalga geçmek daha kolay oldu...

Aslından bu orjinal sayfanın biraz sosyal medyada bize gösterilen tozpembe hayata, hayır durum bu değil diyen bir tavrı da var, ne dersin?

Evet. Koçişler, uğur böcekleri, kelebekler uçuşuyor, limonata çeşmeleri, hastane katını kapatmalar filan, var böyle bir dünya... Ama yapmaya çalıştığım şey onlarla dalga geçmek değil. Yapanlar istediği gibi yaşasınlar. Benim durumum o değil; bir öyle bir zamanm yok, iki  gereksiz buluyorum bunları.

Dünaya bakışın bu değil diyorsun?

Evet . Ben sevgi temelli biriyim...Çocuğumun yokluğunu çekmemesini istediğim yegane şey sevgi...Diğer şeyler çok umurumda değil.

Haberin Devamı

Bu dalgacılığın da harika bir ilgiyle karşılaştı , biraz bahseder misin?

Evet sosyal medyada vardı tek tük alternatif sesler ama kendimi yalnız hissediyordum. ‘Ya şu an, şu kusmuklu tişörtle, bebeği içerde saatlerdir ağlayan, üç gündür yıkanamamış, bir tek ben olamam’ diyordum. Bunlarla dalga geçeyim derken sosyal medyada bir kitle oluştu...

Neydi... Ben zaten 3 kilo alır 5 kilo verirdim, ha bakıcı mı onu da doğumdan bir an önce bulurdum nhem ben mi bakamayacaktım çocuğuma. Ohoo 5 ayda herşeyi yoluna koyar işime de dönerdim. Halbuki içindeyken...

İşte  bunlara Hihieved sosyal medya hesabında büyük konuştum, başıma geldi diyorsun...

Aynen! Bir de çok kınadım ben, işte kınadığın her şey burnunun dibinde bitermiş ya, aynen öyle oldu. Sokakta ağlayan çocuğu, kendini yerden yere atanı, uçakta ağlayanları hep o cıkcıklayan teyzeydim. Çocuk sahibi olunca baktım baş edilecek gibi değil ben de gülmeye başladım; bu bazen bedenimle ilgiliydi, bazen eşimle dönüşen ilişkimle ilgili oluyor, değişiyor yani.

Haberin Devamı

Ama yapmaya çalıştığım şey şu da değil...Bana bazen şöyle mesajlar atıyorlar, ‘sayenizde şunu diyorum iyi ki çocuk sahibi olmamışım’ filan. Hayır, kesinlikle bu değil. Ben anne olmaktan çok mutluyum, başıma gelen en güzel şey ama en iyi yapabildiğim şey değil. Bundan dolayı suçluluk da duymuyorum, bu baskıyı hisseden o kadar çok kadın var ki, o kadar çok mesaj ve mail alıyorum ki, işte bu insanlara bir ses, bir omuz olmak istedim ve yerine ulaştığını düşünüyorum.

Tam da bu noktada tüm paylaşımlarını çok kıymetli buluyorum. Aslında sen anneliğin ve çocuk büyütmenin en insani yanına dair, normale dair bambaşka ses oldun.

Amacım aslında başta kendimi rahatlatmaktı, ‘burdayım, bir şeyler yolunda gitmiyor ama normali de bu’ demekti! Yani ben ‘hayatım böyle’ dedim ve bir baktım ‘benim de’, ‘benim de’, ‘benim de‘ eller kalkmaya başladı.

Haberin Devamı

Yaptığın şey olaylara biraz mizahi yaklaşıp tersden anlatmak gibi...

Öyle. Bir taşınma sürecine girdik mesela , anneme de biraz yakın olsun ama aaa çok yakın da olmasın derken, şu an annemin üst katında oturuyorum. Büyük konuştuğum ne varsa sadece annelik değil aynı zamanda bireyselliğim üzerinden Hı Hı Eved diyerek anlatıyorum... Ama tabi annelikte çok malzeme oluyor...Mizah yapmak zor olmuyor.(Gülüşmeler)

Sayfanın ismi bi garip, Hı hı Eved. Tersten yazıyorsun metinlerini ve çok iyi bir yazı dilin var, ilk başta alışması biraz zor oluyor hatta?

Yani, sen konuş ben dinliyorum, gibi. Elimi helvaya daldırmışım, çocuğu memeye dayamışım, iki saattir ne yapmışsam olmamış, sen hala ordan tersinden bahset der  gibi (gülüşmeler) sadece metinlerinden değil, aynı zamanda, fotoğraflar çok kötü ve çok da gerçek, sanırım o yüzden de ilgi görüyor.

Mesleğin nedir Hande?

On yıl medyada çalıştım; editörlük, metin yazarlığı, televizyonlarda, gazetelerde pek çok mecrada bunları yaptım.

Zaten maharetinin olduğu konular, yani bu yazıların?

Evet sağol, benim işim yazmak çizmek.

İyi bir gözlemlicisin de, sosyoloji mezunusun galiba değil mi?

Evet. Zaten bu meselelere meraklıyım, gözleme, bir adım geri  çekilip olan bitene dışarıdan bakmaya...Sadece mesleki değil özel hayatımda da sevdiğim bir bakış açısı. Kendine de bir adım geriye çekilip bakınca aslında gülüyorsun. Her şeyin iyi, her şeyin mükemmel olduğu bir dünya, aslında bir balon. Ben önce o balonun iğnesini kendime batırdım sonra da diğerlerine...

Kimseyle bir derdim yok, tamamen kendimle ve anneliğimle derdim...

Bir kitap hazırlığındasın, bize biraz kitabından bahseder misin?

Emiyor mu? ‘Mükemmel Annelik Beni Teğet Geçti’! Bunlar kitabımın isimleri. İki ismi olacak kitabın. Bu iki cümlenin, annelerin içinde bulunduğu sosyal baskıyı en iyi karşılayan sorular olduğunu düşündüm. Ve kitapta buna kocaman bir ‘Sana Ne’ diyorum...Heyecanla Ekim’i bekliyoruz.

Bir yandan kendi kişisel tarihini üretirken diğer yandan pek çok balonu en barışçıl yollardan tek tek patlatıyorsun. Bu keyifli söyleşi için sana çok teşekkür ediyoruz.

Ben teşekkür ederim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!