Sorunlu dedektif

 “Kardan Adam” filminin hikayesinden kısaca bahseder misiniz?
- Kar yağıyor ve bir seri katil uyanıyor. Arkasında bıraktığı işareti ise bir kardan adam. Ben iyi bir dedektif olan Harry Hole’u canlandırıyorum. İşinde takıntılı, sorunlu biri. Tek bir arkadaşı var. Onun dışında yalnız ve alkolik... Harry’nin Rakel adlı bir kadınla ve oğlu Oleg’le kitap serisi boyunca devam eden bir ilişkisi var. İnanılmaz zeki ve içkisiyle kendisine zarar veren biri. Kafasının içinde sürekli duyduğu sesi susturmak için içiyor.

Bir komedi filmi değil ama rol arkadaşınız Rebecca Ferguson çekimlerde çok güldüğünüzü söyledi. Bu doğru mu?
- Evet, çok eğlendik. O kadar çok çalışıyorum ki sette eğlenmek istiyorum. Yaptığınız işi sevdiğinizde iyi vakit geçiriyorsunuz.

Film, Jo Nesbø’nun “The Snowman” kitabından uyarlandı. Siz Nesbø’nun kitaplarını biliyor muydunuz?
- Senaryoyu okumadan önce bilmiyordum. Beni ilk çeken yönetmen Tomas Alfredson oldu. Daha önceden tanışmıştık ve beni çok etkilemişti. O yüzden bu senaryo geldiğinde “Birlikte çalışma fırsatını bulduk, bu harika” dedim. Sonra çok başarılı bir kitap serisi olduğunu fark ettim ve okumaya başladım.“The Snowman” hariç hepsini okudum.

“The Snowman”i neden okumadınız?
- Senaryomuzun kitaptaki birçok noktadan ve satırdan farklı olduğunu biliyordum. Temel olarak senaryoyu almak istedim. Kitabı okuyup “Tomas, bu neden senaryoda yok?” gibi cümleler kurmamak için... Kitaba kafa yormak istemedim.

TOMAS DÜŞÜNCELİ BİR YÖNETMEN

Jo Nesbø ile tanıştınız mı?
- Evet, onun sayesinde tırmanışa merak sardım. Kendisi tırmanışa çok meraklı ve bu konuda çok iyi. Oslo’da tırmanma duvarına gittik ve ardından bir şeyler yedik. Çok güzeldi. Parlak bir zekaya sahip, çok yönlü biri.

Harry Hole karakterinin hangi yönlerini sevdiniz peki?
- Harry Hole’u çok insani buluyorum. Bir aksiyon kahramanı değil. İpucu vermek istemiyorum ama farklı hikayelerde geride kalan fiziksel bir şey var. Benzersiz bir erkek kahraman ve kendisini çok iyi tanıyor. Başına buyruk biri ve bu rolü canlandırmayı çok çekici buluyorum.

Yönetmen Tomas Alfredson size bu rolü ilk teklif ettiğinde ne düşündünüz?
- İlk kez 2010 yılında tanıştık. “Tinker Tailor Soldier Spy” filmini yapmak üzereydi. O toplantıda beni çok etkilemişti. Ne yazık ki o filmde birlikte çalışamadık. Çünkü ben başka bir filmde oynuyordum. Toplantımız aklımdan çıkmadı. Bu yüzden senaryo geldiğinde ise çok mutlu oldum.

Sette nasıl biri?
- Çok düşünceli bir yönetmen. Çekim tarzının çok sofistike bir yanı var. Tomas çok prova yapar ve her şeyin hazır olduğunu düşündüğünde çekim yaparız. Andrea Arnold da öyleydi. Genelde hep senaryoyu alırım, kendi başıma çalışırım, sonra da işe gelirim. Çoğunlukla ilk gün işe geldiğimde bütün senaryoyu öğrenmiş olurum. Oysa Andreas “Size sahneleri bir gece önce vereceğim” dedi. Senaryoyu bana hiç vermedi. Ben de “Tamam, güzel. Bir de senin yöntemini deneyelim” dedim. Yine çok keyifli bir deneyimdi.

Bu filmde az konuşuyorsunuz.
- Bu harika bir şey. (Gülüyor)

Gerçek hayatta da az mı konuşursunuz?
- Bu kiminle olduğuma göre değişir. Ama Harry Hole ve ben çok farklı insanlarız, onu söyleyebilirim.

KENDİME KARŞI DÜRÜSTÜM
Çekimler Norveç’te gerçekleşti. Nasıl bir deneyimdi?
- Ben Norveç’te olmayı çok sevdim. Aslında soğuk havayı da çok sevdim. Çünkü normalde soğuktan nefret ederim. Rutubet ve soğuk bir arada, kemiklerinize işler. Ama Norveç’te kuru bir soğuk var. Bu güzeldi. Sıkı giyinip dışarı çıkmaya bayıldım. Ayrıca ilk kez kayak yapmayı denedim. Harikaydı. Hiçbir yerimi kırmadım! (Gülüyor)

Harry’yi işinin yükünü taşıyan bir karakter olarak mı görüyorsunuz ve sağlıksız yaşam tarzının nedeni bu mu?
- Bence Rakel ve Oleg’e karşı sorumluluk hissediyor. Ama her zaman yerine getirmiyor. Bencil bir yanı var. Bazen raydan çıkıyor ve içmeye başlıyor, bazen de işine takıntı yapıyor. Kafasında hep çok fazla şey oluyor. O gürültüyü ancak bir düşman geldiğinde dağıtıp hedefe odaklanabiliyor. İlginç yanı ise kendine karşı çok dürüst olması. Nasıl bir adam olduğunu biliyor.

Siz de kendinize karşı dürüst müsünüz?
- Epey dürüst olduğumu düşünüyorum.

Oyunculuğa biraz ara vermek istediğini söylemiştiniz. Bunu yapmayı başarabildiniz mi?
- Evet, bu yıl hiçbir şey yapmadım. “X-Men”i yaptım, Montreal’deki işi yeni bitirdim. Ama onun dışında bütün yıl çalışmadım. Çok güzeldi. Güney Afrika’da ve Fransa’nın güneyinde çok sörf yaptım. Ayrıca Ferrari beni Ferrari Challenge Serisi’ne davet etme nezaketini gösterdi ve bu yıl onlarla bazı yarışlarda olacağım. Miami’den yeni döndüm.

Bu size iyi geldi mi?
- Harikaydı, bayıldım. Çok uzun zaman önce yapmalıymışım.

Sıradaki planlarınız?
- Daha çok tatil. 

Bu hafta gülmeye doyamayacaksınız! - Sinefil