İpek İZCİ
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2015 15:37
Satı Hanım nasıl ilk kadın vekil oldu? İlk Türk Müslüman kadın oyuncus Afife Jale’nin cenazesine neden sadece dört kişi katıldı? Türkân Şoray’la Panter Emel’in kaderi nerede birleşti? Senetten bikini yapıp Yeşilçam’ı protesto eden vamp kadın kimdi? Hepsi, Yaşar Gürsoy’un yeni kitabı ‘Allah Kadını Yarattı’da... Türkiye’nin cesur kadınlarını yazan Gürsoy’la kitabını konuştuk
Kitapta birbirinden farklı zamanlarda yaşamış, farklı hayatlar sürmüş, farklı karakterdeki kadınları anlatıyorsunuz.
- Her biri birbirinden müstesna, baş kaldıran, devrimci ruhlu kadınlar. Bu çalışmada sadece Cumhuriyet dönemini değil, Osmanlı dönemini de kapsayan, gayrimüslim kadınlarımızı görmek de mümkün.
Sizce bu kadınların ortak noktası ne?
- Tek kelimeyle özetleyecek olursak cesaretleri. Devrim yapmak cesaret ister. Bir başkaldırı, bir adım öne geçip, hem kendi cinsleri hem de karşıt cinsle mücadele edip, başarıya ulaşmak müthiş bir keyiftir. Bir de o başarıyı tadan kişi yaşadığı dönemin köhnemişliğinde yapmışsa bunu... Harika bir kazanımdır.
Kitabın bir özelliği, iktidarlarla birlikte kadının hem toplumdaki imajının hem de erkeklerle olan ilişkisinin değiştiğini görüyor olmamız. Kadının en hor görüldüğü dönem ne zaman?
- Elbette Cumhuriyet öncesi dönem... Düşünsenize sırtınızda kırbaç şaklıyor, inim inim inliyorsunuz. Sağ partili tek başına iktidarlar dönemlerini de es geçmemek gerekir. Bunu görmek için internete girmek yeterli. Türk kadını
Atatürk sayesinde denize rahatlıkla girdi, kadınlar ilk kez lokantaya onun sayesinde girip yemeğini yedi. Atatürk için “kadının başını açtı, yasak getirdi” dediler. Tamamiyle yalan. Kitapta bununla ilgili fotoğraf ve belgeler mevcut.
Suzan Avcı ve senetten bikinisi...
Erotik filmlerde oynayan kadınları yazdığınız bölümde, pek az dile getirilen bir mevzua dikkat çekmişsiniz. Bu kadınlar toplum tarafından affedilmezken, aynı filmlerde oynamış aktörler bu konularla hiç anılmıyor.
- Kitapta adı geçen erotik
film oyuncularının hemen hepsinin filmini izledim. Böyle filmlerde oynamak cesaret ister. Onlar pornografik bir şey yapmadılar. Olaya profesyonelce baktılar ve hiç kimseden sakladıkları yoktu; üstelik her şey yasaldı. Bu coğrafyada ilk genelevler Osmanlı döneminde açıldı. Ben bu olayı erkek egemen bir toplum olmamıza bağlıyorum. Ve hemen ardından şunu söyleyeyim, bunu düşünmek ve yaşamak çok saçma. Kadın-erkek sosyal yaşantı anlamında eşittir. Aksini söyleyen yobazdır. Kadın zina yapınca hayat kadını, erkek yapınca helal olsun mantığı, kadını içinden çıkılması güç bataklara sürükledi. Bu durum toplumun cehaletinden ve hatta aptallığından başka bir şey değil.
Bu kitaptaki kadınların hangisinden etkilendiniz?
- Kadın bana göre erkeğe nazaran daha cesaretli, azimli ve ileri görüşlü. Kadın yüreğiyle yaşar, erkekse beyniyle. “Yürek şefkatli bir abla, beyinse hınzır bir erkek kardeştir” diye özetlerim erkekle kadını. Sanıldığı gibi erkek değildir acımasız olan. Erkeğin acımasızlığı kadına kalkan yumrukla olur. Kadın daha acımasızdır. Devrim niteliğinde karar alanların kadınlar olduğu düşünülürse, o kararları alırken acımasız olmak gerekiyor. Erkeklerse bazı mantık kuralları ölçülerinde bakar sorunlara. Sözün özü, kitaptaki her kadından etkilendim. Mesela, Fikriye Hanım. Keşke Atatürk’le evlenip birkaç çocuk yapsaymış.
Latife Hanım’la Atatürk arasındaki ilişkiyi nasıl okuyorsunuz?
- Atatürk’ün Latife Hanım’la aşk evliliği yaptığını sanmıyorum. Savaşan bir başkumandan İzmir’e girer, karşısına hayranı olduğu ve o dönemin en zengin ailesinin kızı çıkar, birkaç dil bilmektedir ve o kumandanı etkiler. Araştırdığım
yüzlerce kitap, belge ve anekdotta Latife Hanım’ın Atatürk’ten bir adım öne geçmek istediğini fark ettim ki; bu kitapta buna sıkça rastlayabilirsiniz. Bazı liderlerin eşleri eşini kıskanır. O kıskançlık bir kadının o erkeği başka kadından kıskanmasından daha tehlikeli. Kısa sürede sonu ayrılıkla, boşanmayla sonuçlanır. Fikriye Hanım’da Atatürk’ün önüne geçmek diye bir fikir yoktu. Sadakat vardı. Başarıyı oluşturacak temel yapıyı kurmak vardı. Her şeye rağmen destek, yarı yolda bırakmamak vardı ama en önemlisi, sevgiden bile çok saygı vardı.
Allah Kadını Yarattı – Devrimi Kadınlar Yapar
Yaşar Gürsoy/ İnkılâp Kitabevi/ 536 sayfa