Güncelleme Tarihi:
Kitapta da bahsettiğiniz gibi Marx’ın damadı Paul Lafarque 1880’de yayımlanan ‘Tembellik Hakkı’ kitabında çalışmayı öven bütün kuramları eleştiriyordu. Sizin 135 yıl sonra yazdığınız ‘Organik Bozukluk’ da aynı yoldan gidiyor. Geçen bunca yılda hiçbir şey değişmedi mi?
- Lafargue’ın kitabı çalışma üzerine teorik bir yapıt ve benim de başucu kitaplarım arasında. Benim yaptığım, kitabın adındaki ironiyi kullanmak. ‘Organik Bozukluk’, Lafargue’ın kimi tespitlerinin bugünden nasıl göründüğüne ve uygulandığına dair bazı gözlemler aktarmaya çalışıyor. Ama bir teori kitabı değil.
Nasıl bir kitap peki?
- Daha çok, Lafargue’ın başka koşullarda çok anlamlı olabilecek “Teknoloji geliştikçe daha az çalışacağız” tespitinin bugün için çalışanlar aleyhine bir sonuç doğurduğunu ve ek yük çıkardığını anlatmaya çalıştım. Az önce sorduğunuz ‘Hiçbir şey değişmedi mi’ kısmına gelirsek... Aslında değişmişti. Sekiz saatlik işgünü, örgütlenme hakkı, yıllık izinler, hafta sonu tatilleri, sosyal haklar, ortaya konan mücadeleler sonucu çok daha iyiydi ve çalışan insanlara boş vakit bırakıyordu. Ancak küreselleşmeyle birlikte kapitalizmin zincirlerinden boşalması bütün bu hakları yeniden gasp etti. Şimdi haftada altı gün, 24 saat çalışmaya amade olmamız isteniyor.
Sadece işsiz kalınca mı tembel olunur?
- Bugünün koşullarında biraz öyle. Bugünün dünyasında mesai hiç itiraz görmeden 10-12 saate çıktı. Üstelik altı gün. Bu koşullar altında kendimize zaman ayıracağımız ‘tembellik’ nasıl elde edilecek?
Herkes bir gün işsizliği tadacak mı peki?
- Umarım tatmaz ama tanıdığım bütün beyaz-mavi yakalı işçiler en az bir kere işsiz kaldı. Bir işe girip 25 yıl sonra aynı yerden emekli olmak gibi bir ayrıcalık babalarımızın döneminde kaldı.
Peki, tembelliğin ve işsizliğin verdiği zevkler nereye kadar sürer, hangi noktada yerini karanlığa bırakır?
- Paranın bittiği noktada. Eğer hayatınızı sürdürecek asgari bir gelir elde etmenin olanaklarını yaratamamışsanız ‘para’ üzerinize bir karabasan gibi çöküyor. Tüketimin dışına düştüğünüzde de yoksulsunuz demektir. Temel ihtiyaçları karşılamak için bile daha fazla para ödemek zorundayız.
Kitabınız tembelliğe bir övgü gibi... Peki, bir insan sevdiği işi yaparak ve bir şeyler üreterek mutlu olamaz mı?
- Etrafta hem sevdiği işe yapan ve dolayısıyla mutlu olan insanlar var. Ama onların çoğu kendi olanaklarıyla, uğraşarak didinerek böylesi koşullar yaratmış.
Günün sonunda tembellik hakkı mı daha dolgun bir maaş mı sizi mutlu eder?
- Yapmak istediğim şeylere vakit ayırabileceğim, makul bir maaş kâfi.
İşsiz kalınca atılacak beş tembellik adımı
** Evi yeniden keşfet. Birikmiş kitapları oku, filmleri seyret.
** Mahalleyi, semti, kenti turla.
** Yemek yapmayı öğren.
** Sevgiliye vakit ayır, arkadaşlara vakit ayır. Koşullar varsa seyahat et.
** Kendine en kısa sürede bir iş icat et.