Güncelleme Tarihi:
◊ Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?
- İtalyanım, Roma’da doğdum ve 32 yaşındayım. Çocukken tenisçi olmayı hayal ediyordum ve aslında profesyonelliğe geçebileceğim düzeye gelmiştim. Ancak ablam beni Elite Model İtalya yarışmasına sokunca her şey değişti. Yarışmayı kazanınca 17 yaşında New York’a taşındım. Orada aslında aktris olmak istediğime karar verdim. Modellik yaparak New York’taki en iyi oyunculuk okuluna gitmemi sağlayacak parayı kazanıyordum.
Dalida’nın Türkçe’ye çevrilmiş pek çok şarkısı var. Sanatçının en çok bilinen eseri Ajda Pekkan’ın seslendirdiği, dilimize “Palavra Palavra” adıyla çevrilen “Paroles Paroles”.
TAM OYUNCULUK HAYALİMDEN VAZGEÇMEK ÜZEREYDİM Kİ KARŞIMA DALİDA ÇIKTI!
◊ Dalida ile yollarınız nasıl kesişti?
- Oldukça komik gelişti aslında çünkü casting için Avrupa’ya gitmek istemedim. Menajerim bana devamlı ısrar etti.
Ancak Dalida çok büyük bir karakterdi ve bu konuda pek de şansım olduğunu düşünmüyordum. Bunun dışında Fransızca bilmiyordum, dans edemiyordum ve şarkı da söyleyemiyordum. Neden beni ısrarla seçmelere çağırdıklarına dair hiçbir fikrim yoktu, çok tuhaftı. Sonuçta menajerim telefonumda bir demo videosu hazırlamam için beni ikna etti. İşte o videoyu hazırlarken Dalida’nın aslında kim olduğunu keşfettim.
◊ Sizi sanatçının en çok hangi yönü etkiledi?
- Bütün İtalya gibi ben de onun İtalyanca şarkılarını biliyordum ama onu bir insan olarak hiç tanımıyordum.
YouTube üzerinde gördüğüm bir röportajı her şeyi değiştirdi. Birdenbire ona kendimi çok yakın hissettim ve ondan çok etkilendim.
Bu kadar duyarlı, nazik ve güçlü bir kadını canlandırmayı nasıl istemeyebilirdim ki? Ben de kendimi o rolü canlandırırken hayal etmeye başladım.
ŞARKIMI BİTİRDİĞİMDE YÖNETMEN AĞLADI
◊ Rol için seçmelere gittiğinizde neler yaşadınız?
- Yönetmen Lisa Azuelos, 200 kadar aktrisi görmüştü ve sırada 20 kişi daha vardı. O zaman Paris’e gitmeye karar verdim! Playback olarak bir şarkı hazırlanmalıydı. Ben de “Je Suis Malades” şarkısını seçtim çünkü beni en fazla etkileyen şarkısıydı. Beni seçeceklerine dair pek umudum yoktu ama her neyse dedim, kendim için söyledim, içimdeki derin duyguyu aktarmak istedim.
Bitirdiğimde ortalığı büyük bir sessizlik kapladı. Lisa Azuelos’un ağladığını gördüm. Ona “Ben Dalida’yım” dedim ve o da “Biliyorum” diye yanıtladı.
HER GÜN DÖRT SAAT MAKYAJ YAPILDI
◊ Role hazırlık sürecinizden de bahseder misiniz?
- Dokuz ay boyunca hazırlandım ve çok yoğun çalıştım. En başta Fransızca öğrenmem gerekiyordu! Çekimler 3 ay sürdü ve Fransa, İtalya ve Fas’ta olmak üzere 3 ayrı ülkede yapıldı.
Her gün 4 saate yakın makyaj yapıldığı için daha çekime bile başlamadan yorulmuş oluyordum. Peruğum, protez burnum ve takma dişlerim vardı. Bazı günler 50’lerdeki bir sahneden 80’lerdeki bir sahneye atlayarak çekim yapıyorduk. Provalarda bana yardımcı olması için bir koçum vardı ve ezberleyene kadar senaryo üzerinde çalıştım.
Ayrıca sette, çoğu benden çok daha tecrübeli diğer aktörler her zaman yardımcı oldular ve pek çok yararlı öneride bulundular.
Nicolas Duvauchelle, Niels Schneider, Riccardo Scamarcio, Jean-Paul Rouve, hepsi bana destek oldular. Tabii ki Lisa Azuelos da inanılmazdı. Bana bir anne gibi davrandı: Çok anlayışlıydı ve beni devamlı yüreklendirdi.
Onun için önemli olan duyguları aktarmaktı, bu nedenle de doğaçlamaya yer vermeye açıktı ve sonuç müthiş oldu.
EN ÇOK KÜRTAJ SAHNESi ZORLADI
◊ Sizin gibi genç bir kadın 54 yaşında intihar etmiş birini canlandırmayı nasıl başardı?
- Kırılganlığın yaşla pek de ilgisi yoktur! Dalida gibi ben de içgüdülerime göre davranırım ve içimi devamlı gözlerim, o yüzden onun nasıl hissettiğini çok iyi anladım. Oyuncu olmanın en iyi yanı, içinizdeki duyguları olduğu gibi dışarı yansıtabilme şansınızın olması. Aslında hepimizin kişiliğinde karanlık bir yön vardır ve benim için bunu keşfetmek çok ilginçti. En fazla zorlandığım sahne Dalida’nın intiharı değil, kürtaj yaptırdığı sahne oldu. En büyük hayali çocuk sahibi olmak olan bir kadının yapmak zorunda kaldığı bu büyük fedakarlık insanlık dışı. Ama neyse ki Dalida’nın hayatında sadece acı olaylar yoktu! Mutlu sahneler de vardı ve bunları çekmek çok eğlenceliydi.
ORLANDO KARDEŞiNiN KÜPELERiNi HEDiYE ETTi
◊ Dalida’nın kardeşi aynı zamanda filmin yapımcısı Orlando ile ilk karşılaşmanız çok önemli olmalı, nasıl geçti?
- Onunla karşılaşmadan önce çok heyecanlıydım ve Dalida sahneye çıkmadan önce nasıl bir heyecan hissediyorsa bu da öyle bir şey olmalı diye kendimi hazırladım. Orlando bana karşı çok kibardı. Özellikle mimiklerim ve el hareketlerim konusunda beni çok çalıştırdı. Ama ardından da Dalida’yı kendi içimden geldiği geldiği gibi canlandırmam için bana özgürlük verdi. Sadece onu taklit ediyor olmak istemedim, rolün benim bir parçam olması çalıştım. Çekimleri bitirdiğimizde, Orlando bana olabilecek en güzel iki hediyeyi verdi: Dalida’nın bir çift küpesini ve beni “kız kardeşim” diyerek onurlandırmayı.
SON 24 SAATTE BUNLAR OLDU