Scorpions: 'Veda turnesi bir hataydı'

Dile kolay, 51 yıllık bir kariyer... Nice eşsiz albüm, müzik tarihine kazınmış unutulmaz rock marşları, nesiller boyunca eskimeyen melodiler ve olağanüstü turneler... Alman grup Scorpions sadece rock tarihinin gelmiş geçmiş en büyük topluluklarından biri değil, müzik tarihinin en önemli markalarından aynı zamanda. ‘Still Loving You’... ‘Wind of Change’... ‘Rock You Like a Hurricane’... ‘Send Me an Angel’... ‘No One Like You’... ‘Always Somewhere’... ‘The Zoo’... ‘In Trance’... Her biri rock tarihine geçmiş, her biri nesiller boyunca kulaklardan kalplere işlenmiş, her biri dillere pelesenk olmuş efsanevi şarkılar... Scorpions’ın 50. yılını kutladığı özel turnesinde grubu canlı canlı dinlemek paha biçilmez bir deneyim olacak hiç şüphesiz. 12 Temmuz Salı akşamı İstanbul’un en önemli açık hava konser alanlarından biri olan Maçka Küçükçiftlik Park’ta ağırlayacağımız grup şu sıralar her konserinde kitleleri büyülemeye devam ediyor. Biletlerinin Biletix’te satışta olduğu konser öncesi gruptan Rudolf Schenker’e ulaştık ve merak ettiklerimizi sorduk...
 

'KONSERLER BİRER DUYGUSAL YOLCULUĞA DÖNÜŞTÜLER'

Selamlar Bay Schenker... Nasılsınız?

Gayet iyiyim. Türkiye’ye selamlar... Yeniden buluşacağımız için sabırsızlanıyoruz!

Biz de öyle... Öncelikle şunu sormak istiyorum: 2010 yılında “veda turnesi” yapacağınızı açıkladınız ve o turne dâhilinde son konserlerinizi verip kariyerinizi noktalayacağınızı söylediniz. Ama sonra o turne bitemedi ve bırakma kararından vazgeçtiniz. Konserlerinize daha fazla bilet satmak için böyle bir kandırmaca yaptığınızı düşünenler oldu. Neydi bu geri dönüşün sebebi?

Bir hataydı. Veda turnesi bir hataydı. Olaylar aslında şöyle gelişti... 40 yılı aşkın süredir yeni albüm ve yeni turne döngüsü bizi yormuştu. Her sene onlarca konser, 20-30 ülkeye seyahat, oteller, uçaklar, havaalanları, sahne arkaları... Bunu 40 yıldır yaptığınızı düşün... Artık yaşlandık ve bir yerde bırakmamız gerekiyor. Bu sebeple veda kararı aldığımızda çok rahattık ama iş bunu uygulamaya gelince olaylar farklı gelişti. 2010-2012 arasındaki konserler, birer duygusal yolculuğa dönüştüler. Bizi gören herkes bırakma kararımızdan dolayı ne kadar üzgün olduklarını söylüyorlardı. Yeni nesil fan’lar konserlere geliyor ve “Biz sizi ilk defa izledik, ne zaman yeniden izleyeceğiz?” diye soruyorlardı. 2012’de turne bittiğinde, içimizde çalmaya ve üretmeye karşı hâlâ büyük bir aşk ve enerji olduğunu fark ettik. Ardından daha az konser verelim, sadece özel şovlarda çalalım dedik. Bu karardan sonra, 2013 başlarında MTV kapımızı çaldı ve Atina’da bir MTV Unplugged konseri için bizi ikna etti. Normalde onlara “Üzgünüz çocuklar, grubu bitirdik, artık çalmayacağız.” dememiz lazımdı ama diyemedik. İçimizdeki o bitmeyen aşk sebebiyle, projeyi kabul ettik. O konserin provaları sırasında yeni şarkılar da yazmaya başladık ve böylece bir anda kendimizi yeni bir albüm fikri ile baş başa bulduk!

'50 YILIN HİÇBİR ANINI DEĞİŞMEM'

Aslında bir bakıma MTV Unplugged konseri sizi yeniden hayata döndürdü...

Bence hayranların sevgisi bizi hayata döndürdü. MTV Unplugged konserini bir meydan okuma olarak gördük. Çok da iyi geçti konser ve DVD’si yayımlanınca da çok iyi yorumlar aldık. Ve bu da tüm kapıları kapatmamamız gerektiğini hissettirdi. Bazı şeyleri değiştirerek devam edelim edik. Devasa turnelere çıkmadan, çok zorlamadan... Bu arada elimizde ‘80’lerden beri kayıtlı halde kalmış, bitmemiş şarkılar vardı, onları da bir düzenleyelim bari derken yeni bir albüm hazırlamış olduk.

Evet, “Return to Forever” geçen yılın en iyi albümlerindendi. Kayıt ve yazım sürecini nasıl özetlersiniz?

Teşekkürler dostum... ‘80’lerde plaklara genelde 7-8 şarkı sığardı. Dolayısıyla elimizde albüme giremeyen, arta kalan şarkılar olurdu hep. Ve her albüme de sıfırdan başladığımız için, bu arta kalan şarkılar birikmeye başladı. 2013’te yeni albüm yapma fikri oluşmaya başladığında, içinde olduğumuz o nostalji havasından dolayı bu şarkılara döndük ve kullanılabilir olanlar üzerinde kafa patlatmaya başladık. Albümü 50’nci yılda, yani 2015’te yayımlamaya karar verdiğimiz için de önümüzde uzun bir süre vardı ve rahat, stressiz çalıştık. İsveçli iki prodüktörümüz (Mikael Nord Andersson ve Martin Hansen) müthiş iş çıkardılar. Stüdyoda gruba yeni bir hayat verdiler resmen. DNA’mızı anladılar ve onu yeniden canlandırdılar. Albümün yarısı ‘80’lerden kalma, hiç yayımlanmamış şarkıların yeniden düzenlenmiş halleri, diğer yarısı da sıfır kilometre şarkılardan oluşuyor.

Hazır bahsetmişken şu 50. yıl meselesine gelelim. Nasıl bir his 50 yıldır devam ediyor olmak?

Olağanüstü! 50 yılın hiçbir anını değişmem. Muhteşem bir yolculuktu. 2013’te bir gün, evde annemin bir fotoğraf albümünü bulmuştum. O albümde, 1965’te Scorpions adıyla birkaç arkadaşımla verdiğim konserlerden fotoğraflar vardı. Sonra o fotoğrafları gruba yolladım ve 2015’te Scorpions’ın 50. yılı olacağını fark ettik. 50 yıl ayakta kalmak kimin başına gelebilir ki diye düşündük ve bu da bizi motive etti devam etmek adına. Her zaman arkadaşlığa ve takım çalışmasına inandık. Evet, iyi şarkılar yazdık ama arkadaşlığımız hepsinden önemliydi. Çünkü böyle uzun kariyerlerde birçok iniş ve çıkış yaşarsınız, bu duygusal dalgalanmaların ardından ruhsal açıdan sağlıklı kalabilmeniz için grup elemanları arasında sıkı bir dostluk olması gerekir. Bizde bu vardı.

'SİZE ŞAHANE BİR GECE YAŞATACAĞIZ'

Motörhead lideri Lemmy Kilmister’ın ölümü ile rock dünyasında bir dönem kapandı diyebiliriz. Ardından siz de grubun davulcusu Mikkey Dee’yi kadronuza kattınız. Hem Lemmy hem de Mikkey ile yola devam etmeniz hakkında neler söylemek istersiniz?

Lemmy en eski arkadaşlarımızdandı. Kariyerimizin ilk dönemlerinde, İngiltere’de bize soğuk davranırlardı ama Lemmy öyle değildi, hep yardım etti. Tam bir liderdi. Birlikte turne de yaptık. Hep iyi vakit geçirmeye çalışan, rahat ve sıkı bir herifti. Öldüğünde kelimelerimiz yetersizdi. Çok üzüldük. Ama şu açıdan sevindik, istediği hayatı sonuna kadar yaşadı ve hiç pişmanlığı yoktu. Kim hayatıyla ilgili bundan daha iyisini yapabilir ki? Mikkey’ye gelince... Son yıllarda davulcumuzla ilgili birtakım problemler yaşadık ve yeni turne için aklımıza Mikkey geldi, nasılsa artık Motoörhead ile çalamayacaktı. Kendisine ulaştığımızda “Lemmy sizinle çaldığımı görse gurur duyardı.” dedi. Çok duygusal bir diyalog yaşadık ve kendisini gruba dâhil ettik.

Peki bu birliktelik ne kadar sürecek? Artık “Mikkey, Scorpions’ın davulcusu” diyebilir miyiz?

Bu yıl sonuna kadar bizimle turluyor olacak. Sonrasını şimdiden söyleyemem sanırım.

Güzel, o zaman İstanbul’da da sizi Mikkey ile izleyeceğiz. Bu arada İstanbul demişken... Veda turnesi dâhilinde hâli hazırda iki kere çalmıştınız burada. Bu sefer farklı neler olacak?

İstanbul’daki tüm konserlerimiz şahane geçti. En son İzmir’de de çalmıştık ve o konser de harikaydı. Bu sefer 50. yıl özel turnesi kapsamında geliyoruz ve kariyerimizin her dönemine damga vuran şarkılarla size Scorpions dolu, şahane bir gece yaşatacağız. Multimedia desteğiyle tüm tarihimizi özetleyen, unutulmayacak bir konser vereceğiz!

�

ÖN GRUP: ŞEBNEM FERAH 

** Grup veda turnesindeyken bir film ekibi onlarla her yere seyahat etti, 2 yıl boyunca çekim yaptı ve o çekimlerden oluşan bir Scorpions filmi hazırlandı. “Forever and a Day” adlı bu film geçen yıl Almanya çapında sinemalarda gösterime girdi, bu yıl ise DVD / Blu-ray olarak piyasaya sürüldü. Filmde ayrıca ‘70’ler, ‘80’ler ve ‘90’larda çekilmiş, daha önce hiç yayınlanmamış turne ve sahne arkası görüntüleri de yer alıyor.

** Grubun 50. yıl özel konserlerinin 2017’de devam edip etmeyeceği henüz belli değil. Bu yılın sonuna kadar konserlere devam edecekler ama sonrası için “Henüz karar vermedik.” diyorlar.

** İstanbul’daki özel buluşmada ön grup olarak Şebnem Ferah ve ekibi sahne alacak. Ferah’ın sıkı bir Scorpions hayranı olduğu biliniyor.