Güncelleme Tarihi:
Bu ilk kişisel serginiz, ne hissediyorsunuz?
-Hazırlanma döneminde gergindim. Tekniğimden, fikrime kadar neyim varsa ortaya koymam gerektiğini düşünüyordum. Çünkü bence ilk sergide, insan kimliğini ortaya koyuyor.
Danıştığınız biri oldu mu?
-Çalışırken çok günlük tutuyorum. Oraya şemalar yapıp eksikleri görmeye çalıştım. Erkek arkadaşım Kağan, heykeltıraş. Hem ona hem de atölyemin olduğu yerdeki insanlara da danıştım.
Eserleri ne kadar sürede tamamladınız?
-Central Saint Martins Fine Art Londra’da okuyorum ama arada dondurup sergi için çalışıyordum. Londra’ya gidip geldiğim için uzun süre çok büyük işlere kalkışamadım çünkü bir düzenim yoktu. Tamamlamak 2-3 sene sürdü ama özellikle son dört ay, çok yoğun bir şekilde çalıştım.
Resme ilginiz hep var mıydı?
-Hep vardı. Çocukken bile her babalar gününde ya şiir kitabı yapardım ya da çarşafı kesip ona gömlek dikerdim. Anneme ytong aldırıp heykel oyardım. Telden adamlar yapar, sürekli çizerdim. Annemler bir yere gitmeme izin vermediklerinde, ben de görsünler diye o yerin resmini yapardım. Bir şeye tepki vermem hep resimle oluyordu. Sonra resim dersleri aldım.
Başka bir alanda çalışmak aklınıza hiç gelmedi mi?
-Küçüklüğümden beri dikmeyi ve kadınlar çizmeyi severdim. Bir sürü sketchbook’um vardı. 13 yaşında Yıldırım Mayruk’ta, 17 yaşında Beymen’de staj yaptım. 18 yaşında Punto’ya koleksiyon tasarladıktan sonra bir sene de Hakan Yıldırım’la çalıştım. Ama moda okumayı hiç düşünmedim.
‘Biz Ben Değiliz’ sergisinin çıkış noktası nedir?
- Psikoloji hep ilgimi çekiyordu. Hatta insanların mimiğine bakıp analiz etmeye çalışıyordum. Sonra psikolojik hastalıkları merak etmeye başladım. Manik depresif bir arkadaşımla proje yaptık. Toplumdan ayrımlaştırılmış durumdalar ama bence manik depresyonlular bizden daha akıllı. Ya da disleksililer… Öğrenme bozuklukları var deniyor, halbuki sadece daha farklı bir şekilde öğreniyorlar. Ama eğitim sisteminin normunun dışında bir yöntemle öğrendikleri için, onlara bozukluk adı veriliyor. Son 2-3 senedir araştırmalarım tamamıyla beyne yöneldi. Beynimizin nasıl çalıştığı ve onu hangi şekilde kullanarak kim olmayı seçtiğimizi konu almaya başladım.
Bunu öğrenmek de sizi sağ ve sol beyni araştırmaya itti.
-Evet, sağ ve sol beyin, özünde farklı. Mesela kıskançlık yapıyorsanız, sol beyniniz konuşuyor demektir. “Ben şunu yaptım” dediğinizde de… Egoyla ilgili her şey sol beyinde. Doğayla bütünlük, anı yaşamaksa sağ beyinde. İki beyin, bambaşka iki karakter barındırıyor. Ortada corpus callosum var ve bu, bilgileri birbirine aktarıyor. Bunun dışında bu iki beyin lobunun birbiriyle bağlantısı yok. Bambaşka algılıyorlar. Bir kaleme baktığınızda sağ beyin size kalemin ne işe yaradığını anlatabilir. Ama kalem olduğunu bilmez. Sol beyinse sadece kalem der ama ne işe yaradığını bilmez.
Peki, biz ne yapacağız?
-Önemli olan bir denge kurmak. Birine tepki mi vereceksiniz, iyilik mi yapacaksınız ya da savaşa mı gireceksiniz, işte hemen o an sağ beyni kullanmak lazım. Çünkü bu şekilde bambaşka hissetmek mümkün. Şu an sizin yanınıza kötü bir enerjiyle gelmiş olsam, bu benim sorumluluğumdu ve buna hakkım yoktu. Etrafımıza yaydığımız enerjiden sorumluyuz ve bunu dengelersek hayatımızda çok şey değişecek. Şu anda çok fazla sol beyin odaklıyız.
‘Biz Ben Değiliz.’ sergisi 10 Kasım’a kadar Teşvikiye’deki Çağla Cabaoğlu Gallery’de görülebilir.