Güncelleme Tarihi:
Bir küçük adam Şvayk. Ortalama bir Çek insanı. Sokak köpeklerini düzmece soykütükleriyle satan, romatizmalı bir vatandaş. 1. Dünya Savaşı arifesinde Prag’da kendi halinde yaşıyor. Geveze, dalgacı, sakar, budala, biraz da boş vermiş... Çek yazar Jaroslav Hasek’in kurguladığı, edebiyat tarihinin belki de en eğlenceli savaş karşıtı karakteri. Hasek’in, farklı yorumlarla sıkça sahneye taşınan kara mizah romanı ‘Arslan Asker Şvayk’, Eskişehir Şehir Tiyatroları (EŞT) prodüksiyonu olarak, Selahattin Hilav’ın çevirisi ve Yunus Emre Bozdoğan’ın dinamik rejisiyle sahneleniyor.
ŞVAYK’LA TANIŞMA ZAMANI
Eseri Türkçeye ilk kez tam metin olarak çeviren Celâl Üster’in tabiriyle ‘bir çeşit Orta Avrupa Şarlo’sudur Şvayk, ‘edilgin bir direnişi’ seçmiştir. Boşboğazlığının neticesinde süklüm püklüm haliyle kendini cephede bulan Şvayk’ın er olarak başından geçen absürd durumları takip ettirir oyun bize. Budala kılıklı Şvayk’ın kıvrak zekâsı ve yergi dolu dili üzerinden; savaş merakıyla dalga geçer Hasek. EŞT oyunu, Şvayk’ın Arşidük Ferdinand’ın öldürüldüğü haberini aldığı andan başlayıp, ‘savaş suçlusu’ ilan edildiği ancak asılacak ağaç bile bulunmayan, ölümden başka hiçbir şeyin olmadığı cephedeki anıyla tamamlanıyor. Hukuk, ordu, emniyet, bürokrasi içindeki akıldışı ‘düzeni’ ve savaş ortamını Şvayk’ın gözünden izliyoruz. 75 dakikalık çok dinamik bir rejiyle kurgulanmış; iyi ve senkronize oyunculuklar, fonda dekoru destekleyen kum sanatı ve etkili müziğiyle rahat izlenen, derdini net özetleyen bir iş çıkmış ortaya. Şvayk rolünde, dört başı mamur oyunculuğuyla Sermet Yeşil’i izliyoruz ki Yeşil, Şvayk’ı kıvamı tam yerinde bir ‘Şarlo’ olarak getiriyor karşımıza. Yeşil’e ‘koro’ formunda, grotesk oyunculuk ve makyajla eşlik eden; oyunun devamında ise farklı oyun kişilerini üstlenen oyuncu kadrosu iyi iş çıkarıyor.
Ekranların kriz dönemlerinin geçer akçesi kurmaca ‘savaş kahramanları’yla dolduğu bir vakitte, bir ‘anti-kahramanla’, Şvayk’la –hem de Sermet Yeşil’in müthiş oyunculuğuyla- tanışmanın yoluna bakın...