Güncelleme Tarihi:
2017 Oscar Ödülleri Yabancı Dilde En İyi Film aday adayı olan “Satıcı”; Tahran’da yaşayan ve taşındıkları dairenin kiracısıyla ilişkili bir olay nedeniyle hayatları bir anda değişen genç bir çiftin hikayesi üzerinden insan ilişkilerinin karmaşıklığına odaklanıyor.
İranlı yönetmen Ashgar Farhadi’nin 2012’de Oscar kazanan “Bir Ayrılık” filminin ardından Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar aday adayı olan ikinci filmi “Satıcı” sinemaseverlerle buluşuyor. 69. Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan “Satıcı”, Türkiye’de 27 Ocak’ta vizyona girdi.
Başrollerini Shahab Hosseini ve Taraneh Alidoosti’nin paylaştığı filmde; Tahran’da yaşayan genç çift Emad ve Rana, oturdukları apartman dairesi hasar görünce yeni bir daireye taşınmak zorunda kalır. Dairenin önceki kiracısıyla ilişkili bir olay, çiftin hayatını bir anda değiştirir. Kendine has özellikleriyle, sıradan bir çift olan ve tiyatroyla uğraşan Emad ve Rana; bir anda kendilerini, kişiliklerinin umulmadık yönlerini ortaya çıkaran bir durumun içinde bulurlar. Toplumsal sorunlara dair bir anlatı, ahlaki bir hikaye olarak ya da izleyicinin zihin yapısına göre bambaşka bir açıdan değerlendirilebilecek olan film; Ashgar Farhadi’nin önceki filmlerinde olduğu gibi insan ilişkilerinin, özellikle de aile içindeki ilişkilerin karmaşıklığına odaklanıyor.
Gençliğinde tiyatro yapan Ashgar Farhadi; tiyatronun kendisine çok şey ifade ettiğini ve her zaman tiyatro dünyasında geçen bir film yapmak istediğini dile getiriyor. Başarılı yönetmen bu nedenle; tiyatro ortamı üzerine kurulmaya son derece uygun olan “Satıcı”nın senaryosunu, bir oyun sahneleyen karakterler üzerine geliştirdiğini belirtiyor.
“Satıcı”, Emad ve Rana’nın arkadaşlarıyla birlikte canlandırdıkları, Arthur Miller’ın “Bir Satıcının Ölümü” adlı oyununa gönderme yapıyor. Miller’ın oyununu öğrenciyken okuyan Ashgar Farhadi; oyunun, özellikle insan ilişkilerine dair söyledikleri nedeniyle kendisini çok etkilediğini ifade ediyor. Oscarlı yönetmene göre oyunun en önemli boyutu; ABD’de kentli kesiminin geçirdiği hızlı dönüşümün ve ani modernleşmenin, bir toplumsal sınıfı olduğu gibi yerle bir ettiği döneme getirdiği toplumsal eleştiri. Her şeyin nefes kesen bir hızla değiştiği İran’da bugün yaşanan durumla güçlü bir paralellik taşıyan oyun, ayrıca aile içi ilişkilerin karmaşıklığına da değiniyor. Farhadi böylece; izleyiciyi yanıtlaması zor birtakım sorular üzerine düşündüren oyunla, filmin merkezindeki çiftin özel hayatı arasında paralellikler kurma imkanı buluyor.
Ashgar Farhadi’nin önceki filmlerinde olduğu gibi “Satıcı”da da ev ve kent merkezi önemli bir rol oynarken film, Tahran’ın çarpık gelişimini de gözler önüne seriyor. Çılgınca, karmakarışık, akıl dışı bir biçimde değişen bugünkü Tahran’ın, Miller’ın oyunda tarif ettiği New York’a oldukça benzediğini belirten yönetmen; böylece film ve oyun arasında bir paralellik daha oluştuğunu ifade ediyor.
Türkiye dağıtım hakları Zeynofilm’e ait olan “Satıcı”, Başka Sinema salonlarında sinemaseverlerle