Güncelleme Tarihi:
Şevval Sam’ın talip olmadığı bir şey kaldı mı? Sinema, müzik, televizyon işlerini halletti. Belki edebiyat. Muhtemelen yazar bir kitap yakında, eksik bırakmaz. Müzikte çok cevval ama. Her türe çivileme atlamakta. Kafa göz yara yara, boğaz-boyun sıka sıka.
Yeni albüm ‘Toprak Kokusu’nda, elini bu toprakların deyiş ve ezgi torbasına atmış, bir tutamını seçmiş. Kendisi içli içli ve hakkını vererek seslendirdiğini sanmış büyük ihtimalle ama sonuç tam bir fiyasko. Bu türküler, ilk defa bu kadar aleni bir biçimde yerlerde süründürülmekte. İlk defa bu çapta saygıda kusur edilmekte.
‘Sek’ ile açıldı Sam müziğinin perdesi. Türk müziği şarkıları seçmişti kendisine, bir tomar oyuncak niyetine. Zeki Müren’in ‘Şimdi Uzaklardasın’ı dahil çok sayıda şarkıyı, meze niyetine, kadehleri vura vura hiç etmişti.
İkinci albümü bugüne kadar yaptıklarının en ilginç olanı. Hem biraz deneyseldi, hem de şarkıcılık yetenekleri kısıtlı birini, bu deneyselliklerin içinde kısmen saklamış, kısmen de dokunmaz/batmaz kılmıştı.
Kazım Koyuncu ile birlikte yaptıklarının -ki bugüne kadarki en iyi işiydi bu- elde ettiği başarıdan dolayı boylu boyunca ‘Karadeniz’, günümüzün Esengül’ü olmayı kolay sanma vehmine kapıldığı ‘Has Arabesk’i yaptı. Ardından bir tek daha atmanın kendisine iyi geleceğini düşündü, ‘II Tek’i yuvarladı. Sonra da ‘Tango’ ve şimdi de bu toprakların kokusu.
NE KALDI?
DUYGUDAN DUYGUYA ŞARKILAR
Köprü/The Bridge, Anadolu Quartet&Sakina, Ahenk/ Beş üzerinden beş yıldız
2008 yılında Ahmet Tirgil’in öncülüğünde kurulan Anadolu Quartet’in amacı, ‘yüreklerden yüreklere, dillerden dillere, bir coğrafyadan diğerine uzanan köprüler’ oluşturmak. Bunu gerçekleştirmek için de hem bir başlarına, hem de konuk sanatçılarla birlikte çok sayıda konser verdiler. ‘Köprü/The Bridge’ de kalpler dağlayan bir sese-vokale sahip Sakina ile verdikleri bir konserin canlı kayıtlarından oluşmakta. Klasik müzik ile geleneksel ezgiler arasında kurulan ortaklık, hesaba/kitaba gelmez bir mükemmellikte. ‘Sarı Gyalin’ (‘Sarı Gelin’ tabii ama orijinali) başta olmak üzere, dilden dile, kültürden kültüre, bölgeden bölgeye, duygudan duyguya geçen şarkılar, herkese çok iyi gelebilir. Kötü kalplilere ise ilaç vazifesi görebilir; bu şarkıları dinleyerek içlerindeki irin ve zehirin, en azından bir kısmını dışarı atabilirler.
ALTERNATİF BİR MUCİZE
Maze, Djanan Turan, boldFish/ Beş üzerinden dört yıldız
Londra’da yaşayan Djanan Turan (Canan Turan), son EP’si ‘Maze’yi, tamamıyla kendisine güvenen arkadaşlarının ve dinleyicilerinin desteği ile yaptı. Piyasa daraldıkça, ticari firmalar genelin izinden gitmeyen yorumcu ve müzisyenleri kapıda beklettikçe, şarkı ya da albüm yayınlamak için alternatif yollar aranır oldu. Bulunuyor da. İnternetin varlığı da, geliştirilen fikirlerin hayata hızla geçirilmesine sebep oluyor. Turan, ‘Maze’nin bütçesini, Kickstarter adlı site üzerinden topladı. Arkadaşları ve sevenleri, bu site üzerinden mali desteklerini verdiler. Karşılığında da (verdikleri desteğin miktarına paralel olarak) imzalı albümden başlayan hediyeler aldılar ya da alacaklar… ‘Maze’, Turan’ın tamamıyla kendine özgü ve ağırlıklı olarak caz ile amerikan müzikallerinin havalarını ihtiva eden sound’unun altını çizen/koyulaştıran dört şarkı ihtiva ediyor. Dördü de iyi. Bu alternatif yol olmasa bu şarkılardan mahrum kalacakmışız ve bu, çok kötü olacakmış. Alternatif yollarda hayat var.
Şevval Sam’a albüm önerileri
1- Ajda Pekkan şarkılarından bir albüm
2- Düet albümü, kim var kim yok toplasın
3- Eski şarkılarından derleme remix albümü (şahken şahbaz fırsatı)
4- Rock albümü (yapabilirsin güzel kız:)
5- Marşlar albümü, hem de disko disko