Güncelleme Tarihi:
Daha önceki beş albümüyle; kimi zaman tekrara düşse de, “İlham veren kariyer yolculuğunda ışıl ışıl parlayan Norah Jones’un en büyük başarısı nedir” diye sorsanız şöyle derim: Hazmı için çeşitli müzikal evrelerden geçmenizi gerektiren; öyle “Kulağıma hoş geleni dinlerim” diyen herkesin hoşlanmayacağı caz müziğiyle ilgili özgün mesaisi! Nedir o mesai? Mesela Norah Jones’un müziği kastedilerek ve kulaklara ‘hoş’ gelmesi sebebiyle “Caz severim” dendiğine çok tanık oldum.
Norah Jones’un cazdan yola çıktığı, aslen çok önemli bir caz müzisyeni olduğu doğrudur. Ancak onu popüler yapan şey, işin içine soul, country öğeler ve akustik bir kafa katarak iyi melodiler yazması; ortaya özgün bir sound ve yaklaşım çıkararak müziğini sulandırmadan popülerleştirebilmiş olmasıdır. Hatta daha ileri gideyim; daha güzel, daha uygar bir dünyada pop müzik böyle bir şey olabilirdi...
ARİF MARDİN ETKİSİ
Norah Jones, Day Break/ 5 üzerinden 4 yıldız
Bu başarının özütü içinde Norah Jones’un şahane vokali, şarkıları, prodüktörlüğü, birlikte çalıştığı iyi müzisyenler, teknisyenler; her şey olabilir. Ama çok önemli bir şey daha var; o da Arif Mardin. Dünyaca ünlü prodüktörümüz Arif Mardin’in; Norah’nın ilk günlerinde ‘elinden tutuşu’, basit bir keşfetme hikâyesi değildir.
2002 tarihli ve çıktığı gibi zirveye fırlayan, çok prestijli ödüller alan ilk albüm ‘Come Away with Me’nin özgün sound’u üzerinde büyük emeği olan Arif Mardin de zaten bu nedenle büyük prodüktördür. O sırada, o piyasa koşullarında bu albümün ‘patlayacağını’ öngören; Norah’ya inanan kişidir kendisi.
PİYANO GERİ DÖNDÜ
Norah Jones şarkılarında, benim için yeri ayrı olan ilk albümün alamet-i farikası olan sound’u ve özellikle de piyanoyu bir süredir özlemekteydim. Piyano oradaydı elbet; ancak şarkılar biraz daha gitar odaklı bir yöne doğru gitmişti. Akustik his; ‘his’ değil de ezber gibiydi bir süredir.
Bu hep böyle olmaz mı? Önce önemli bir albüm yapar; öncül olursun, yol açarsın. O anda piyasayı sen şekillendiriyorsundur. Sonra büyürsün ve bir de bakmışsın piyasa seni şekilden şekle sokuyor. Derken gerçekler kafana dank eder ve şanslıysan seni sen yapan özüne dönesin gelir. İşte Norah Jones’un 12 parçalık son albümü ‘Day Breaks’te de olan tam olarak bu. Belirgin biçimde; sanatçının kariyerinin ilk günlerine göndermeli tertemiz ve samimi sound’u; koşarak geri dönen piyanosu ve harika şarkıları ile çok iyi bir albüm oluşu ondan.
Horace Silver, Duke Ellington ve Neil Young’dan üç cover’la birlikte dokuz da beste içeren ‘Day Breaks’in ister müzikal ister başka sebeplerle kulağınıza ‘hoş’ geleceği kesin. Baştan sona; parça atlamadan...