Güncelleme Tarihi:
İstanbul'un geçmişten bugüne sahip olduğu kültürel dokusunu, geleneksel ve modern bir üslupla eserlerine yansıtan yurt içi ve yurt dışında 17 karma sergiyle 11 kişisel sergiye imza atan 52 yaşındaki ressam Cemal Toy, Dünya Ressamlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, sanat hayatını, resim anlayışını ve sosyal sorumluluk projelerini anlattı.
Cemal Toy, Kütahya'da dünyaya geldiğini ve çocukluğunda kendisini hep resim yaparken hayal ettiğini belirterek, "Gençliğimde, yatılı okullarda kaldığım dönemlerde bütün arkadaşlarımın resim ödevlerini yapardım. Mimar Sinan (Güzel Sanatlar) Üniversitesini kazandıktan sonra, öğrenciliğimin ilk yıllarından itibaren İlhami Atalay Sanat Galerisi'nde atölye çalışmalarına katılmamla birlikte profesyonel olarak sanat serüvenim başlamış oldu." açıklamasını yaptı.
Atalay'ın atölyesinin Sultanahmet'te olması dolayısıyla eserlerinin dünyanın pek çok yerinde koleksiyonerlerle buluşma fırsatını yakaladığını aktaran Toy, şunları kaydetti: "Daha sonra kendi atölyemi de Küçük Ayasofya'nın orada bir yerde açtım. Yaklaşık 24 yıla yakın bir süredir buradayım. Sultanahmet, dünyanın vitrini, en nadide güzel eserlerin olduğu bir coğrafyada bir vitrin adeta. Burada bir atölyeye sahip olmak bir sanatçı için çok büyük avantaj. Çünkü dünyaya açılma fırsatı yakalıyoruz ve bir kültür elçisi gibi çalışıyoruz. Adeta ülkemizde, medeniyetimizde yok olmaya yüz tutmuş imajları, eşsiz sanat eserlerimizle temsil etmeye çalışıyoruz. Bütün gayretimiz, amacımız bu."
"Bizim resimler, dünyanın her tarafında koleksiyonlarla buluştu"
Sanatçı Toy, 1991'de üniversiteden mezun olduktan sonra sergi açmak istediğini fakat belli semtlerdeki galerilerin sadece referans sahibi ve belli bazı görüşlere sahip olanları kabul ettiğini dile getirerek, "Biz, İlhami Hoca ile Sultanahmet'te bu işleri devam ettirdik. Bizim resimler, dünyanın her tarafında koleksiyonlarla buluşurken maalesef bize sergi açmayan galeriler, dar bir alanda hapsolmuş vaziyette bekledi." diye konuştu.
Her eserinde İstanbul'u anlattığının altını çizen Toy, "Küçük Ayasofya'yı, Sultanahmet'i ve bizim Türk tipi evleri, Osmanlı'daki yalıları, hem Matrakçı Nasuh'un üslubuyla hem de Paul Klee veya (Henry) Matisse'in yaklaşımıyla iç içe geçmiş motifler ve kompozisyonla yepyeni bir sanat sentezi olarak karşımıza çıkarıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Cemal Toy, büyük sanatçıları, büyük nehirlere benzeterek, "Büyük ressamlar, büyük sanatçılar, akıttıkları vadilere hayat verirler ve eşsiz bir manzara, imkan sunarlar. Orada yaşam değişir, güzelleşir. Yaptıkları eserlerle eşsiz hatıralar bırakırlar." dedi.
Yaklaşık 25-30 yıldır Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde sergiler açtığını söyleyen Toy, bir taraftan öğrenci yetiştirirken, sosyal sorumluluk projelerinde de yer almaya çalıştığını ifade etti.
Bir çocuğun mutluluğunu onun kullandığı renklerden anlarız
Toy, dünyanın çok farklı bölgelerinde öğrencileriyle birlikte "Hayallere Değen Resimler Projesi" kapsamında mağdur çocuklar resim yaptıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"İlhami Hoca ve yaklaşık 12 sanatçıyla beraber çocuklarla sanat terapileri yaptık. Sanatın bu iyileştirici yönünü kullanmak istedik. Bu vesileyle örneğin hiç konuşmayan, travma geçirmiş çocuklar, hem oyun hem de resim çalışmalarıyla bir müddet sonra konuşmaya başladı. Hiç unutamıyorum, bir çocuk 'Renkler hayattan daha güzel.' diye bir şey yazmıştı kağıdına. Yani hayatta bu güne kadar hep acı, hüzün, burukluk görmüş. Aslında resim, onu bambaşka yere taşıyor.
Mesela Afrika'da çok zor şartlarda yaşayan ailelerin çocuklarıyla yaptığımız atölyede şunu fark ettik: Her renkten boyalar götürmüştük ama en çok siyah boya kullanılmış ve tükenmişti. Çünkü dünyaları öyle çok aydınlık değil. Aslında bir çocuğun mutluluğunu onun kullandığı renklerden anlarız. Orada siyah renkleri tercih ettiler."
Dünya Ressamlar Günü vesilesiyle sanatçılara destek olunması çağrısında bulunan Toy, "Türk resminin geleceğini çok parlak görüyorum. Pek çok galeri, kültür merkezi açıldı. Güzel sanatlar liseleri açıldı. Çocukları teşvik için yarışmalar düzenleniyor. Çok başarılı öğrenciler yetişiyor bizler de onlara destek olmaya çalışıyoruz." dedi.
Cemal Toy, çocuklara sanatı sevdirmek için bir hayali olduğundan bahsederek, "Stadyumlar genelde hafta içi boş kalır. Böyle müsait olduğu havanın da güzel olduğu zamanlarda tiyatro sanatçılarının hikayeler anlattığı, müzik çalınan, binlerce çocuğun sanatsal aktivitelere katıldığı bir organizasyon hayal ediyorum." ifadelerini kullandı.
Eserlerinde insanlık macerasının yok olmuş veya yok olmaya yüz tutmuş kültürlerin sembollerine yer veren Toy, resim çalışmalarını halen Küçük Ayasofya'daki atölyesinde sürdürüyor.