Güncelleme Tarihi:
Politika, gündem ve Beşiktaş eksenindeki yazılarınızı okumaya alışıkken, çocukluğunuzdan, okul yıllarınızdan, askerliğinizden ve aşktan bahseden hikâyeler bizi biraz şaşırttı... Bu kitabı yazma nedeniniz ne?
- Bu yıl, 10’uncu yılıma giriyorum gazetecilikte... 10 yıldır haftanın 6 günü köşe yazısı yazıyorum, röportajlar, haberler yapıyorum... Mesleğe başladığım gün Rıfat Ababay bana “Ne kadar çok insan tanırsan o kadar iyi gazetecisin” demişti. Düşündüm, 10 yıldır öyle insanlarla tanıştım, öyle hikâyeler gördüm, duydum ki, benim diyen televizyon dizisi senaryosuna taş çıkarır. Bu kitap işte o insanların hikâyeleri! Kimi zaman bizzat şahitlik ettiğim, kimi zaman birinci ağızdan dinlediğim, fena halde ‘sahici’ insan hikâyeleri...
Neden ‘fena halde’ sahici?
- Gerçek her zaman insana kendini iyi hissettiren bir şey değil. Gerçekle, bir başka deyişle hayatın kendisiyle yüzleşmek, olayları, insanları, yaşananları olduğu gibi kabul etmek o kadar kolay iş değil. O yüzden ‘fena’. Ortak noktaları da hepsinin yaşanmış, gerçek insan hikâyeleri olması.
Kitaptan okuyorum: “İhsan, ‘Konuşmak şart mı? İnsan birlikte susarak da mutlu olabilir... Azize gülümsedi, ‘O zaman birlikte huzur içinde susabilenlere,’ diyerek kadehini kaldırdı.” Aşırı paylaşım çağında, susarak mutluluk yakalanabilir mi?
- Kimsenin bir halt paylaştığı yok. Yaşadığımız çağın dayattığı ‘konuşma’ WhatsApp’ta yazılan beş cümleden, ‘paylaşma’ da Instagram’a koyduğun fotoğrafın üstüne iki kere tıklamaktan ibaret. Yemek masasında 10 dakika sessizlik olunca “Benden sıkıldın mı sen?” diye soruyor insanlar birbirine. Başlıyorlar ilişkilerini, duygularını ölçmeye ve hatta yargılamaya. Evdeki sessizliğin çiftlere ‘battığı’ bir dönem yaşıyoruz. Oysa birlikte susabilmek, karşındakinin sessizliğinden rahatsız olmayı bırak bilakis huzur duymak ne müthiş bir teslimiyet, ne müthiş bir his. Birlikte susabildiğin insan dostundur. Gerisini bilmem.
Kitabınızda psikologların insana ne kadar yarar sağladığıyla ilgili soru işaretleri var... Rakı masasının dertlere derman bulmakta daha faydalı olduğunu ima ediyorsunuz. Psikolojik tedavinin alternatif tıptaki karşılığı rakı masası mı sizce?
- Ben rakının insan ruhu üzerindeki tedavi edici etkisine, psikoloğun etkisinden daha fazla inananlardanım. Yanlış anlaşılmasın, öyle acayip rakı içebilen de biri değilim. Üç kadeh içince ‘tamam’ oluyorum. Ama rakı masası deyip geçme, 400 lira verdiğinde derdini dinleyecek psikolog bulmak kolay ama rakı masasında seninle dertlenecek, seninle mutlu olacak sahici bir kadehdaş bulmak servet versen mümkün olmayabilir.