Güncelleme Tarihi:
Kültür ve Turizm Bakanlığının aldığı kararla kazıların 12 aya yayıldığı, Batı Karadeniz'in en eski yerleşim yeri olarak bilinen antik kentte, Konuralp Müze Müdürlüğü Başkanlığı, Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Bilimsel Danışmanlığı ve Düzce Belediyesinin destekleriyle kazı çalışmaları devam ediyor.
Tarihi MÖ 3. yüzyıla kadar dayanan, zamanla üzerine yeni yapılar inşa edilen fakat toprak altı zenginliği bozulmayan antik tiyatro, surlar, su kemerleri ve Roma Köprüsü gibi yapıların da yer aldığı bölgede, özellikle tiyatro bölümünde yeni yapı ve yeni bulgular gün ışığına çıkıyor.
Tiyatro bölümünde yapılan kazılarda 4. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen bebek mezarı ile birçok heykel ve bu heykellere ait kalıntılara ulaşan arkeologlar, özellikle tiyatronun içerisine yerleştirilen mezardan çıkarılan kemiklerin incelemesinden gelecek sonuçları merakla bekliyor.
"Tiyatro tüm ihtişamıyla gün yüzüne çıkmaya başlıyor"
Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Bilimsel Danışmanı Doç. Dr. Emre Okan, Kültür ve Turizm Baknlığının verdiği izinle alandaki kazıların 12 yayıldığını ve bir yıldır pandemi nedeniyle 2 ay hariç çalışmaların aralıksız devam ettiğini söyledi.
Tiyatronun büyük bir bölümün kazılarda ortaya çıkarıldığını aktaran Okan, "Çalışmalarımız planladığımızdan daha hızlı ilerliyor. Tiyatronun batı kısmı ile ön kısmında bulunan alt kaveya (oturma bölümü) tahminimizden daha sağlam çıktı. Sahne binasının olduğu bölümdeki kazıları çok önemsiyorduk. Bu alandaki çalışmalara başladığımızda Geç Antik Çağda inşa edilmiş duvarların olduğunu tespit ettik. 4. yüzyılın sonlarını işaret eden kemik duvarlara rastladık. Batı bölümündeki kazılarımız tüm hızıyla devam ediyor, tiyatro tüm ihtişamıyla gün yüzüne çıkmaya başlıyor." diye konuştu.
Türk Tarih Kurumu ve Düzce Belediyesinin desteklerinin kazı alanındaki çalışmaları hızlandırdığını anlatan Okan, "Belediyenin işçi desteği, Türk Tarih Kurumunun 2020 yılı çizim ve belgeleme işlemleri, işimizi oldukça hızlandırıyor. Son derece güzel işler ortaya çıkıyor. Tiyatronun sanıldığından daha büyük ve görkemli olduğu anlamış olduk. Bundan sonraki süreç 2021 yılı, programımızı ona göre yapıyoruz. Bu şekilde çalışmalarımızın devam ettiğini düşünürsek 3-4 yıla sona doğru yaklaşacağız." ifadelerini kullandı.
"Bundan sonraki süreçte buluntulara sıkça rastlayacağız"
Okan, kazılarda tahminlerinin dışında bulgulara ulaştıklarına işaret ederek, şöyle devam etti: "Alanda tahmin ettiğimiz dönemin dışında bulgulara da rastlıyoruz. Sahne binasının içerisinde 4. yüzyılda yapılmış bir mezar tespit ettik. Şu anda çalışmaları devam ediyor. Çoğunlukla tahminimiz doğrultusunda buluntulara rastlasak da bazen böyle sürpriz buluntularla da karşılaşabiliyoruz. Sahne binası içerisinde genellikle mezar olmaz. Bu mezar da şunu gösteriyor, Geç Antik Çağ insanları da buraya bir mezar koyarak farklı şekilde kullanmışlar. Mezar küçük bir bebeğe ait görünüyor. Mezarın etrafında yapılan kazılarda çıkan sikklerden yola çıkarak 4. yüzyıl olarak değerlendiriyoruz. Bu alan daha sonraki yıllarda atölye ve modern dolgu olarak kullanılmış. Onun üzüerinde Bizans kalıntıları, daha sonra da çok nadir olsa da Osmanlı kalıntılarına rastladık. Geç Antik Çağ mezarlarında maalesef çok az veriyle karşı karşıya kalıyoruz. Mesela bir ölü hediyesi bırakılmamış ve bu çağda buna benzer mezar da çıkmamış. Çıkan kemikler incelenecek, yaşı, cinsiyeti ve bir hastalığı var mıydı görebileceğiz."
Bölgeden mezardan hariç heykel ve bu heykellere ait kalıntılar çıkarıldığını dile getiren Okan, "Kazı aşaması artık dolgu toprağının bittiği ve buluntulara rastlayacağımız bir tabakaya ulaştı. Artık orijinal bir tabakaya indik ve artık buluntuya rastlamamız an meselesi ve bu çok normal. Roma dönemindeki tiyatroların birçoğunda o alana ait buluntular çıkıyor. Heykeller ve bunlara ait parçalar önümüze geliyor. Bundan sonraki süreçte buluntulara sıkça rastlayacağız" ifadelerini kullandı.