Güncelleme Tarihi:
Ponza’nın hikayesi yönetmen ve tasarımcı Güneş Akyürek’in iş hayatının kaygılarından bunalarak kendini müziğin özgür sularına bırakma kararını vermesinin ardından, davulcu Salih Topuz’la beraber Kocaeli Kerpe’deki bir organik tarım çiftliğine sığınmasıyla başlıyor.
İkili, 2011’den bu yana evinde müzikal deneyler yapan Güneş Akyürek’in hali hazırda kaydettiği demoları beraber tekrar hayal ederek, 2 aylık bir süreyi çiftlikte bir konteynerde geçirdi ve soluğu prodüktör Çağan Tunalı’nın yanında aldılar. Başlangıç olarak, seçtikleri 4 şarkıyı kaydeden grup albümde eski kayıt tekniklerini günümüz dijital ses teknolojileriyle birleştirerek kendilerine has bir gitar müziği tarzı oluşturmaya çalıştı.
Çocukluklarında dinledikleri plaklardan aklıllarına kazınan 60’ların ve 70’lerin psychedelic rock tınılarından etkilendiklerini inkar etmeyen Ponza, bu etkiyi müziklerine yansıtırken güncel olmaya da ayrıca özen gösterdiler. Yeniliklere açık olan grup, tarz konusunda kendilerini sınırlamadıklarını, tek dertlerinin ”ruhu uyaran güzel müzik” olduğunu belirtiyor.
Noiseist stüdyolarında kaydedilen albümde elektro gitar, bass gitar ve vokaller Güneş Akyürek, davullar Salih Topuz tarafından göğüslendi. Mix ve Mastering’i prodüktör Çağan Tunalı tarafından yapıldı. Burak Serter (bass gitar) ve Doğukan Acar’ın (synthesizer) dahil olmasıyla grup formuna ulaşan Ponza yeni çalışmalarına son sürat devam ediyor.