Güncelleme Tarihi:
Bu kitap hangi ihtiyaçtan doğdu?
Altı senedir seyircimizden programların kitaplaşması yönünde talep geliyordu. Açıkçası deşifre kitap çıkarma kolaycılığına düşmek istemedik. Daha evvel konuşulmamış ve ilgi çekici bilgiler içeren bir kitabın bize yakışacağını düşündük. Şimdi hem kendimizin hem takipçilerin ortak zevkleri doğrultusunda kütüphanemizi oluşturuyoruz: Gündem Ötesi Kitaplığı. ‘Ayasofya’nın Gizli Tarihi’, seri kitapların ilki.
Erhan Altunay’la işbirliğiniz nasıl başladı?
İlk programımızı Erhan Altunay’la yapmıştık, ilk kitapta da beraberdik. Asıl mesleği, nükleer enerji mühendisi. Frakteller, Mandelbrot kümesi çalışan birinin paganizm, ezoterizm ve sanat tarihi uzmanı olması, Fransızca ve İngilizcenin yanı sıra Latince ana kaynaklardan okuma yapması bence çok etkileyici.
Programda pek çok konuyu ele almıştınız. İlk kitabı neden Ayasofya konusuna ayırdınız?
Ayasofya, yüzlerce yıldır onca badireye rağmen hâlâ ayakta ve nefes kesiyor. Eşsiz bir sanat eseri olmasının yanı sıra geçmişinden bugüne taşıdığı sırlarla hâlâ merak uyandırıyor. İçindeki gizemli semboller bize ne anlatıyor? Neden Haçlıların hedefi oldu? ‘Kutsal Emanetler’ neden burada arandı? Tapınakçılar nasıl ve neden içinde sapkın ayinler yaptı? Osmanlı’nın son dönemlerinde İstanbul’un işgal günlerinde nasıl hedef haline geldi? Düşman güçlerinin propaganda afişlerinde neden Ayasofya resmi vardı? Hakkında sorulacak o kadar çok soru var ki...
Her dönem siyasi tartışmaların da odağında...
Evet, çünkü 1500 senedir hep arzulanmış. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde şükür namazını orada kılmasının ve hemen camiye çevrilmesini emretmesinin sebebi de aynı... Ayasofya bir sembol...
Neyin sembolü?
Fethin sembolü, kılıç hakkı... Fatih tarafından dünyaya ilan edilen, “Batı’nın da Doğu’nun da yeni hâkimi Osmanlı” demenin sembolü... Daha sonraki yıllarda manasına yenilerini ekledi; direnişin, bağımsızlığın sembolü oldu.
Burayı bu kadar mühim kılan ne peki?
Ayasofya Vatikan’dan önce var olmuş, Hıristiyanlığın önemli bir merkezi. İmparatorluk için vazgeçilmez bir ihtişam olmasının yanı sıra ‘Kutsal Emanetler’i ve zenginlikleriyle göz kamaştıran imparatorluğun tören kilisesi. Ortodokslar için çok kutsal. Her fırsatta özlemlerini artıran, zamanı uygun bulduklarında iştahlarını kabartan bir mabet. Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinin yazıldığı, kutsalının tüm görkemiyle yaşandığı Cami-i Kebir’i. Tarih boyunca Ayasofya’ya yeniden haç ve çan takmanın planları yapılmış. Tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. Öyle büyük mücadeleler yaşanmış ki bu planların ve tehditlerin arasında, haç takılmasındansa, Ayasofya’yı topyekûn yok etmeyi göze almışız. Bunun üzerine düşünmek gerekiyor.
Program ve kitap için araştırma yaparken en çok neye şaşırdınız?
Dehlizlere de indiniz, neler gördünüz?
Çok heyecan vericiydi. Sadece Sultanahmet’in altında dolaştım ama bir zamanlar sürgün adası olan Kınalıada’ya kadar uzandığı söyleniyor. Sunaklarla karşılaştık, dehlizi kullananların mola verdikleri, yemek yedikleri alanlarla... İmparator, kaçmak ya da kimseler görmeden sarayına gitmek için dehlizleri kullanıyordu. Hayalini kurarak tarihte yolculuk etmek gibiydi. Ama bazı yerlerde tavan çökmüş, içeride akrep ve çıyanlar var. Koridorlar zaman zaman daralıyor, hava azalıyor. Aşağıda, koskoca, gladyatör odalarıyla sapasağlam bir hipodrom var.
Ayasofya’nın Gizli Tarihi
Pelin Çift-Erhan Altunay
Beyaz Baykuş Yayınevi
248 sf.