Güncelleme Tarihi:
İbrahim Müteferrika Eserlerinden Yalova Kağıthânesi ismiyle akademisyen Ahmet Nazif Galitekin tarafından yayıma hazırlanan kitap, kâğıdın tarihçesi, Osmanlı Devleti’nde kâğıt üretimi ve İbrahim Müteferrika’nın kâğıtçılık adına yapmış olduğu çalışmalarla ilgili daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış birçok bilgi ve belgeyi okuyucunun dikkatine sunuyor.
Kitap, Tüyap Kitap Fuarı’nın onur konuğunun Macaristan olması ve Osmanlı’nın ilk kâğıthanesini kuran İbrahim Müteferrika’nın da Macar asıllı olması nedeniyle ayrıca önem taşıyor. Müteferrika, ilk matbaadan sonra ilk kağıthaneyi de kurdu.
Akademisyen Ahmet Nenih Galtekin’in kitap için yaptığı araştırmaya göre, Osmanlı Devleti’nde, varlığını kesin olarak belgelenen ilk kâğıt imalathanesi, 18. yüzyılın ortalarında Yalakabâd (Yalova)’da kurulan Kâğıthane’dir.
Osmanlı’da ilk Müslüman Türk matbaası İbrahim Müteferrika tarafından kuruluncaya kadar, kâğıt ihtiyacı ciddi şekilde hissedilmemişti. Gerçi hattatlarla azınlık matbaalarının kâğıda ihtiyaçları olmuştu, fakat hattatların ihtiyacı peyderpey Doğu ve Batı kâğıtlarıyla karşılanabiliyor ve ciddi bir şekilde devamlı kâğıt stokuna ihtiyaç duyulmuyordu. Azınlıklar, matbaalarının kâğıt ihtiyacını Batı’dan karşılıyorlardı. Dışarıdan gelen kâğıtlar, çok defa onların aracılığı ile Müslümanlar’ın eline geçtiğinden, kâğıt ihtiyacı azınlıklar için büyük bir mesele olmuyordu. Kaldı ki, onlarınkiler özel matbaalardı. Oysa, İbrahim Müteferrika’nın açtığı matbaa, devletindi. Sonra, bu ilk resmi matbaanın o zamana kadar pahalı olan yazma eserleri daha ucuza basmak ve herkesin almasını kolaylaştırmak gibi bir amacı vardı. Ucuz ve çok sayıda kâğıt ihtiyacı, ancak yeni kurulacak yerli bir kâğıthane ile sağlanabilirdi.
Bu ihtiyaç nedeniyle İbrahim Müteferrika, 1741 yılında, Yalova’da bir kâğıthane kurmak için teşebbüse geçti.
Kitapta yer alan bilgilere göre, kâğıt fabrikasının İstanbul’da kurulması düşünülmüşse de Anadolu ve Rumeli yakalarında yaz aylarında yeterli su bulunamadığı görülmüş ve bu fikirden vaz geçilmiştir.
Bu gelişme üzerine Kâğıthane için, Yalova’nın Elmalık Köyü’nde, Hırka Deresi üzerinde, Çardaklı Mevkii’nde bir yer beğenildi. Burası, Darüssaade Ağası Beşir Ağa’nın çiftliğindeydi. Beşir Ağa kendi vakıf arazisi içinde akarsu bulunan yerde kâğıthânenin yapılmasını uygun gördü.
KAĞITHÂNE’NİN İLK ÇALIŞANLARI LEHİSTANLI USTALAR
Yer belirlendikten sonra, kâğıthanede çalışacak personel konusu üzerinde duruldu. Bunların Lehistan’dan sağlanması için Hotin Valisi ile Boğdan Voyvodası Yanaki’ye emirler yazıldı. Hotinli Arslan isimli bir Yahudi Lehistan’a gönderildi. Orada üç kâğıtçı ustası ile pazarlık yapıldı ve ustalar İstanbul’a getirildi.
Bu ustalar ve Yahudi, İstanbul’da İbrahim Müteferrika’nın evinde bir süre misafir kaldılar.
Lehli ustalarla Müteferrika arasında antlaşma yapıldı. Buna göre, Kâğıthane’deki aletlerin bu ustalar tarafından yapılması, fakat bunun için gereken malzemenin devlet tarafından karşılanması kararlaştırıldı. Kâğıtçılığı öğrenmek, ustaların ayrılması durumunda imalata devam edebilmek için, bunların yanlarına yetiştirilmek maksadıyla personel verilmesi planlandı.
Ustaların Lehistan (Polonya)’dan seçilmelerinin sebebi ise, Osmanlı döneminde kâğıtçılığın ileri bir düzeyde olmamasıydı.