Güncelleme Tarihi:
'Iron Fist’ az bilinen bir figür. Yazılanlara bakıyorum; “Ne gerek vardı” diyen çok. Stres sebebi olmalı...
- Aksine, az bilinen bir karakter olması şahane bir fırsat. Kafana göre yoğurabiliyorsun. Popüler karakterlerde böyle bir şansın olmuyor. ‘Iron Fist’, Marvel dünyasının ‘sokak seviyesindeki kahramanlar’ından biri olarak biliniyor. Yani gerçek dünyaya daha yakın...
Marvel’in Netflix dizileri üzerinden yapmaya çalıştığı da bu değil mi? ’Jessica Jones’, ‘DareDevil’, ‘Luke Cage’ ve şimdi ‘Iron Fist’... Tayttan bozma özel kostümleriyle doğaüstü bir durumları yok. New York’ta, sokakta yürürken çarpışabileceğin tipler; sıradan, ölümlü...
- Biraz süper kahraman formatını normalleştirme çabası var, bu doğru. ‘Iron Fist’ de daha ‘insani’ bir kahraman. Zaafları, yarası çok. Düşünsene: 10 yaşında aileni bir uçak kazasında kaybetmişsin, dünyanın öteki ucunda Uzakdoğu dövüş sanatının ustaları tarafından büyütülmüşsün. 15 senedir ‘dış dünya’yla bağlantın sıfır. Ve hayatını geri kazanmak adına gerçek dünyaya geri dönüyorsun...
BU ÇAĞDA EĞLENCELİK DİZİ LÜKS...
Marvel ve DC Comics filmleri, dizileri popüler kültürü işgal etmiş durumda. Neden bu kadar çok süper kahramana ihtiyaç var?
- Birkaç sebebi var: Tüm dünyada, özellikle de Amerika’da, bir kuşak çocukluğunu çizgi romanla geçirdi. Ellerinde ne bir iPhone ne de bir iPad, sadece çizgi roman... Bu karakterler, bir kuşağın çocukluktan oyun arkadaşı. Teknoloji gelişti ve tüm ‘arkadaşları’ televizyonda, sinemada izleme şansı doğdu.
Altında yatan başka sebepler olamaz mı?
- Asıl nedenlerini konuşalım o zaman açık açık. Dünya, zor bir dönemden geçiyor. Hangi tarafına baksan ortalık karışık. Okuduğumuz, izlediğimiz her şey artık farklı anlamlar taşıyor. Dizilerin, filmlerin dünyada olup bitenlerle bir bağlantısı olmalı, düzene ya da ruhumuza fayda sağlamalı, muhalif bir duruş ve mesaj içermeli. Bunları yaratmak için bir süper kahraman dizisinden daha iyi ‘kılıf’ bulamazsın.
Sırf kafa dağıtmak için izlenen hafif seyirlik, eğlencelik şovların dönemi bitti mi sizce?
- Kimsenin böyle bir lüksü kalmadı artık. ‘Boş’ olana tahammül yok. Taraf değilsen, sesini yükseltmiyorsan yoksun. ‘Jessica Jones’ gibi bir süper kahraman yükselen feminist hareketin bir parçasına dönüştü. ‘Luke Cage’ desen Afro-Amerikalıların hakları konusunda, öyle... ‘Iron Fist’in mücadelesi de büyük holdinglerin çevirdiği karanlık işler ve yolsuzluklar olacak.
Tam Trump dönemine has bir süper kahraman yani...
- Kesinlikle. Tüm dünyada insanlar, o ya da bu sebepten, sürekli protesto halinde. Kimse kusura bakmasın; ortaklık bu kadar toz dumanken suya sabuna dokunmayan dizi ya da filmlerde rol almam mümkün değil.
İKTİDARDA OLAN DA HAKSIZLIĞA UĞRADIĞINI DÜŞÜNÜYOR
Biraz da ‘Game of Thrones’ konuşalım. Neden ve nasıl bu kadar büyük bir fenomene dönüştüğüne dair yüzlerce inceleme çıktı, çıkıyor. Tamam; senaryosu, prodüksiyon ekibi, kadrosu dört dörtlük. Bunları biliyoruz. ‘İçeriden’ biri olarak bilmediklerimizden bahsedin...
- Çünkü gerçeğe çok yakın. Dizinin altmetnini iyi okuyanlar ne dediğimi daha iyi anlar. İlk bakışta fantastik bir dünyada yaşanan iktidar oyunlarından ibaret gibi gözükebilir. Oysa inan bana, dizide her sahne bugün dünyada olup biten karmaşaya dair bir gönderme. Politika, güç zehirlenmesi, yolsuzluk... Asıl şahane olan, tüm bunları bir sanat dalını kullanarak, büyüleyici bir hikâye anlatıcılığına soyunarak işliyor. Gösteriyor, eğitiyor, anlatıyor, üstüne eğlendiriyor.
Bunda biraz değişen izleyicinin de etkisi olabilir mi? Malum; izlenen, okunan her işin altında politik bir duruş aranıyor artık...
- Kesinlikle ve bu durum izleyiciyi avlama kurallarını da değiştirdi. Artık iyilerin kötülerle mücadelesinden ibaret değil hayat. Herkes haksızlığa uğradığını düşünüyor; gücü elinde tutan, iktidarda olan bile! Film koptu. ‘İki kere iki dört’ diye bildiğin gerçekler, geçerliliğini yitirdi. Bu dönem çıkan filmlere, dizilere hiç olmadığı kadar önemli görevler düşüyor.
Peki, ya aktörler?
- Aktivistim diye ortalıkta dolaşmana gerek yok ki... Bugün, insani değer yargıları taşıyan, empati nedir bilen herkesin alnının tam ortasında zaten ‘aktivist’ yazmalı. Olan bitene kayıtsız kalabiliyorsan, fişi çekip gündemden kopup sakin ve huzur içinde yaşayabildiğini etrafınla bir tür spiritüel zafer gibi paylaşıyorsan; sadece sanatçılığından değil, insanlığından da şüphe duyarım.
Her aktör böyle bir görev üstlenmeli mi?
- Oyuncu dediğin, işinin bir parçası olarak diğer mesleklere nazaran çok daha kalabalık kitlelere erişme şansına sahiptir. Bu gücü; sadece egomu okşamak, daha fazla izlenip beğenilmek için değil, faydalı olmak ve ‘aldığımı geri vermek’ için kullanmak en büyük arzum. Ben bir ‘ses’im; parçası olduğum yapımlar sayesinde dünyanın dört bir yanında yankılanan, Türkiye’deki bir gazete okuruna bile birebir konuşabilen bir ‘ses’. Sesini duyuramayanların sesi olmak istiyorum. Kalbi, ruhu gerçekten çalışan dünyadaki tüm aktörler de bunu yapmalı.
‘Iron Fist’, Marvel dünyasında ‘Jessica Jones’, ‘DareDevil’ ve ‘Luke Cage’le beraber, ‘sokak seviyesi kahramanları’ olarak bilinen, ‘Defenders’ ekibini oluşturan dört karakterden biri. Dördünü bir araya getiren ‘Defenders’ dizisinin çekimleri devam ediyor.
PARTİ DİYE GELDİK, TÜM TURİSTİK SAÇMALIKLARI YAPTIK
İstanbul’u hep bir bahane uydurup görmek istiyordum. Sonunda becerdim, geçen sene ‘Game of Thrones’tan ‘askerlik’ arkadaşım Kristian’ın (Nairn, namıdiğer ‘Hodor’) peşine takıldım, geldim. Bir partide DJ’lik yapmaya gidiyordu; bundan daha iyi bir fırsat bulamazdım. Birkaç gün kaldık, aklına gelecek tüm turistik saçmalıkları yaptık.