Olay eleganlıkta bitiyor şekerim

Yer: Fransa, Krem Şantinin icad edildiği ‘kutsal’ toprak Chantilly. Görev: Şapkalı, şık kadınların arasına sızıp, prestijli at yarışı ‘Longines Prix De Diane’ı izlemek. Bu sırada etkinliğin yüzü olan, dünyanın en güzel kadını seçilen

Aishwarya Rai Bachchan ile buluşmak, kankalık yapmak, güzellik sırlarını öğrenmek. İşte bu zor misyonla, bir hayli ihtişamlı şatonun önünde kurulan hipodroma doğru yollandım.
Şampanyalar, şapkalar, milyon dolarlık atlar, ortam tam dolce vita! İyiden iyiye kendimi kaptırmışken, klasik bir arabanın içinde 41 yaşındaki Aishwarya Rai Bachchan beliriyor. Julia Roberts haklıymış, güzelliği ‘41 kere maşallah’ dedirtecek türden. En güçlü silahı ise şüphesiz gözleri ve cildi. Belki dünyanın en zayıf ya da uzun boylu kadını değil. Hatta etine dolgun, bildiğiniz ‘toplu.’ Ama, hareketleri, kaşlarını kaldırışı, konuşmasıkendini sunuş biçimiyle karşındaki kadının karizmasını saniyesinde ‘reset’liyor. Üstelik hiç kasıntı değil, öyle ki ilk icraatı birlikte selfie çekmeyi önermek.

Rahat ol dostum!

Dünyanın en güzel kadınının yanında nasıl görüneceğimle ilgili endişelerimi de “Amaaan, abartıyorlar” türü bir tavırla karşılıyor. Bu ne mütevazılık? Meryl Streep onun için “Eleganlığın tanımı o” dememiş miydi? Gülüyor: “Elegan olmak güzellikle ilgili bir şey değil ki, bir tavır. Öyle kaşla, gözle alakası yok. Herkesin içinde olan bir şey. Birincisi, kendi potansiyelinizin bilincinde olacaksınız. İkincisi, onu sonuna kadar iyi değerlendireceksiniz. Herkes gibi olmaya çalışmayın; Ne tarzınızla, ne de davranış biçiminizde... Beni diğerlerinden ayıran özellik tamamen kendim gibi olmam. Bir de kendinizden emin ve rahat davranın. Ama dediğim, gerçek içten gelen rahatlık. ‘Rahatmış’ gibi görünürseniz, belli olur.”

Rejim kadınları kurutuyor

1994’te dünya güzeli seçildikten sonra rotayı Bollywood’a kıran Aishwarya, bugüne kadar 47 filmde başrol oynadı. Hindistan’ın en büyük yıldızı olarak tanınıyor. 8 yaşında bir kız çocuğu olan Rai, iki proje üzerinde çalıştığını söylüyor ve ekliyor: “Yaşlanmak hepimizin başına geliyor. Özellikle de benim içinde bulunduğum sinema endüstrisinde... Olay, akıllı davranmakta bitiyor. Mesela kariyerimin başında bile ‘seksi genç kız’ rollerini oynamadım. Belki kısa vadede daha hızlı parlamanızı sağlıyorlar ama çabuk da tüketiliyorsunuz. Çok gençken bile çocuklu, hayatının sonbaharına girmiş kadınları canlandırdım. Herkes “Biraz genç değil misin, neden kendine yaşlı imajı veriyorsun” dedi. Hiç umursamadım. Çünkü bu tip işlerin altından kalkabilecek cesaretim var, gözükarayım. ”
Kendisine 20’den daha fazla görünmediğini söylüyorum. Bu bir iltifat değil, gerçek. Kahkahalar savurarak “Bunu makyözüme söylemen lazım. Tebrikleri o kabul etmeli!” diyor. Gülüşmeler bitince konuya geliyoruz. Nasıl böyle görünebiliyor? Estetik müdahale var mı? Oyuncu hâlâ neşter altına yatmadığını söylüyor: “Hepimiz kırışıklıklarla bir şekilde baş ediyoruz. Ben de 41 yaşına bastım, zamanın etkileri görünmeye başladı. Ama henüz bir estetik müdahalede bulundurmadım. Şimdilik halimden çok memnunum, bir şey yaptırmayı düşünmüyorum.” Peki bu cilt nasıl bu kadar pürüzsüz oluyor? Aishwarya’dan ‘sihirli formüller’ bekliyorum ama bu konuda konuşacak son kişiymiş: “Konu cilt bakımına gelince bildiğiniz tembelim. Yüzümü temizliyorum, çok su içiyorum, sağlam bir nemlendiricim var. Her Allahın günü makyaj yaptırdığım için bunlara ihtiyacım var. Onun dışında yemek konusunda da hassasım. Rejime inanmıyorum, kadınları kurutuyor. Sağlıklı beslenirim ama çok yerim, boğazımdan kısmıyorum. Hayatın keyfi lokma sayarak çıkmaz! Mutlu olmak, zevk almak lazım. O zaman zaten daha güzel görünürsünüz. Sakın söylenmeyin, surat asmayın. Hem moraliniz bozulur hem yüzünüz kırışır!”