Güncelleme Tarihi:
İsminizin, hiç de hafife alınmayacak bir kurum tarafından Nobel jürisine önerilmesi oldukça sürpriz bir hadise. Adaylıkla bile olsa adınızın Nobel’le anılması ne hissettirdi size?
- Şaşırtıcı olduğu kadar onur vericiydi de. Kurucuları arasında Czeslaw Milosz, Wale Soyinka gibi Nobel ödülü almış şair ve yazarların olduğu Mihai Eminescu Akademisi bana bu yıl bir madalya ödülü ve Theatre Omnia adında bir ödül de vermişti. Bundan başka Moldavya Yazarlar Birliği’nin edebiyat dergisi okurlarınca yılın en çok sevilen şairi seçilmiştim. Nobel Edebiyat Ödülü adaylık yazısında, benden bahisle “Ataol Behramoğlu, insan ruhunu ve dünya şiir dilini zenginleştiren verimli kaynaklardaki yapıtıyla seçkin bir edebiyat adamıdır. Onun lirik yaratıcılığı, özgürlüğün, duyguyla ve sözcük güzelliğiyle yaşamanın bir başka biçimini ortaya koyuyor” deniliyor. Herhangi bir ödüle aday gösterildiğinde ya da kendisine bir ödül verildiğinde, söz konusu şair, yazar kendisine “Ben buna layık mıyım” sorusunu sormalıdır. Söz konusu olan büyük bir uluslararası ödülse, soru şöyle sorulmalıdır: Benim bir şair olarak başka ülkelerin insanlarına da söyleyecek bir sözüm var mı?
Sizin var mı peki?
- Evet, benim başka ülkelerin insanlarına da söyleyecek bir sözüm var ve katıldığım uluslararası şiir festivallerinde bunu görüyorum. Şiirlerim ve onları sunuşumdaki içtenlik, doğrudanlık, hangi milletten olursa olsun izleyiciyi etkiliyor. İnsanlar şiiri yeniden hissediyorlar...
Bob Dylan adı açıklandığında kendi adınıza “neden olmasın” dediniz mi?
- Niye olmasın.... Beni aday gösteren kurum bu konuda iddialı ve umutluydu. Ben ise beklemiyordum kuşkusuz. Yakın zamanda Türkiye’den ödül alan bir yazarın ardından bir başka Türk’e ödül vermezler. Kaldı ki bu yönde bir çalışmam hiçbir zaman olmadı. Benim için asıl önemli olan, yukarıda dile getirdiğim gibi, kendime biçtiğim değer ve ülkemin aydınlık insanlarının bana biçtikleri değerdir.
Peki Bob Dylan’ın adını duyduğunuzda ne düşündünüz?
- Ben ödülün adı geçen roman yazarlarından birine verileceğini tahmin ediyordum. Şarkı söz yazarı da olsa, sonuçta bir şaire verilmiş olması yine de güzel bir şey. Bob Dylan’ın müziğini de söz yazarlığını da iyi tanımıyorum. Fakat Ginsberg, Ferlingetti gibi ‘beat’ kuşağı şairleriyle kalbi bir yakınlığı olduğunu tahmin ediyorum ve biliyorum da. Bu nedenle ödülün 60’lı yıllar gençliğinin şiirden de uzak olmayan bir idolüne verildiği görüşündeyim.
ÖDÜL PARASINI BAĞIŞLARDIM
Diyelim ki bu sene Nobel’i size verseler, ne yapardınız? -Kabul ederdim. Çünkü şiirimizin dünya ölçüsünde tanınmasına büyük katkısı olur. Yapacağım konuşmada kendi ülkemdeki ve dünyadaki haksızlıkları, adaletsizlikleri dile getirir; yanı sıra da şiirin iyileştirici, yaraları sarıcı, barışçı özelliklerine değinirdim. Gelecek olan büyük parayla, kediler başta olmak üzere bir hayvan hastanesi kurulmasını sağlar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne büyük bir bağışta bulunur, geriye kalırsa Aziz Nesin’inkini örnek alan bir vakıf kurar, daha da kalırsa Merdan Yanardağ’ın televizyon kurma çabasına destek olurdum.