Güncelleme Tarihi:
Bir adım geriden bakınca önce heybetine vurulursunuz. Sevinç ve Şandor Hadi imzalı mimarisi, modern Türk mimarlığının en iyi örneklerinden biri olarak bilinir. Azıcık soluklanıp biraz yavaşlayınca küçük bir nostalji tutulması bile yaşayabilirsiniz. Milli Reasürans Çarşısı bu. Her dönemin ruhunu yansıttı, Beyaz Türk alışkanlıklarının küçük bir demosunu sundu. Misal: Cuma geceleri sık sık ‘önce yemek/sonra sinema’ planları yapıldığı 2000 başlarında Kerem Görsev’in caz barıyla, Teşvikiye AFM sinemalarıyla ve Zanzi Bar, Aşk Kahve gibi yeme-içme yerleriyle odak noktasıydı. 2000 sonlarına kadar bar kısmını güçlü tuttu, gece hayatına yön verdi. Akşamüstü Amerikan işi bir barda bira yuvarlamanın, iş çıkışı içkisinin, mahalle barının belki de ilk karşılığı Touchdown’dı. Corridor olmadan kulüplerde bağır çağır Duman, Mor ve Ötesi şarkıları söylenir; NişantaşıON ya da Therapy’siz karaoke geceleri akımı alıp başını gider miydi?
Â
Çizgi Alem’ dükkânı.
Bir yüzünün Teşvikiye’ye, diğer yüzünün Demokrasi Parkı’na dönük olması, stratejik serinliği hep artısı oldu. Mahalle kokması, aynı zamanda ‘geçiş yolu’ olması kimi zaman avantaj, çoğu zaman da dezavantaja dönüştü, anlık heveslerden/popüler girişimlerden hep nasibini aldı. Vapiano, Carluccio’s gibi yurtdışından transfer, zincir restoranların tutunamaması, mahalleli ruhuna ayak uyduramaması pek de sürpriz olmadı.
OTURMAKTAN PÄ°ÅžEN MÄ°NDERLER
Alt kat sakinlerinden Defence Academy.
Çarşının bugünkü genel hali, şimdilik eski parıltısından uzakta. Zanzi Bar, Corridor, ON ve diğerleri kapanalı çok oldu. Çoğu bar/kafe yerini, 90’ların Osmanbey esnafını hatırlatan ‘abiye abla’ dükkanlârına bıraktı. Sanki çarşının üstü başı tozlu, hali tavrı hafif dertli. Sanki aynı yerde pinekledikçe altındaki minderi iyice ısıtmış, uyuşmuş, miskin, dalgın ve çoğu zaman ruhsuz. Girişinde bulunan levhalar özensiz, bin yıl önce kapanmış irili ufaklı barların logolarıyla süslü.
Hafta içi erken saatlerde Patika Kitabevi’nden yükselen klasik müzik tınılarıyla karşı komşu Nusr-et’in temizlik fon müziği çığırtkan türkü nağmeleri birbiriyle karışabiliyor, ortaya yeni İstanbul mozaiği çıkabiliyor.
DAHA SEKSÄ° BÄ°R KANTÄ°N
Şemsa Denizsel yeni Kantin’in önünde.
Son birkaç manevra umut verici: Bir kentsel dönüşüm kazası olarak Akkavak Sokak’tan çıkmak zorunda kalan, Nişantaşı sakininin gizli sığınağı Kantin’in restoranı da dükkân kısmı da buraya taşındı. Kantin aynı Kantin; canlı ve basit, yormuyor. Artık akşamları da açık olmasından mıdır; bar lokması, kokteylleri derken iş çıkışlarına/ayaküstü takılmalarına da müsait olmasından mıdır bilinmez; sanki daha seksi, daha flörtöz.
Az ileride Demirköy Kırklareli’nde çiftlikten direkt dükkâna düşen organik ürünleriyle meşhur Palivor Çiftliği’nin minik bir kafe/şarküteri köşesi var. Gayretli, sevimli. Alt kattaki boks salonu Defence Academy, ‘butik spor salonu’ akımının bir sonucu/ürünü. Hevesli, heyecanlı. Hemen bitişiğindeki ‘Çizgi Alem’, çizgi roman sevenler için bir vahadan farksız: Koleksiyonluk figürler, kitaplar, son çıkan seriler...
Uzun zamandır aradığı plak, kitap ya da çizgi romanın peÅŸinden Groove’a, Çizgi Alem’e, Patika’ya gelen kültür insanlarını, Defence Academy’deki boks dersinden çıkan spor kalabalığını, Kantin’in şık ve hafif kitlesini topla, biraz Instagram kalabalığı ekle... At fava bekle!Â
Â
Ranchero
Bunlar da var...
En Meksikalı: RancheroÂ
Mahallenin sayılı tematik mutfaklarından. Meksika mutfağına dair her ne ararsanız var. Pazartesi ve salı akşamları margarita
geceleri düzenleniyor.
En Avrupalı: Cafe WienÂ
Viyana usulü şnitzeli ve tatlılarıyla yıllardır aynı yerde.
En buralı: Aşşk
Al gazeteni- dergini, iste kahveni, omleti; otur, yayıl, gelene geçene takıl. Bir Nişantaşı klasiği.