Güncelleme Tarihi:
Hayatınızı anlattığınız gösteri beşinci yılına girmek üzere. Beş yıldır seyirciyle hayatınızdaki acı-tatlı günleri paylaşıyorsunuz. Sıkıldığınız, anlatmak istemediğiniz zamanlar oluyor mu?
- Olmuyor çünkü hayli ilginç bir hayatım var. ‘Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi’ gösterisi için 400 kez sahneye çıktım, hepsinde de seyircinin ilgisini çektim çünkü “Doğdum, büyüdüm, şunlar oldu” diye sıkıcı bir şekilde anlatmıyorum. Anne ve babamı, Türkiye’nin değişimini, ustalarla olan anılarımı paylaşıyorum. İnsanlar en çok eşlerimle ilgili olan anlatımlarıma gülüyor. Türkiye’de bir Nilgün Belgün gerçeği var.
İLKLERİN KADINIYIM...
‘Devekuşu Kabare’yle başladınız, değil mi?
- Evet. 1974’te ‘Devekuşu Kabare’ye girene kadar komedyen olma fikri aklımda yoktu. Çünkü konservatuvarda Yıldız Kenter’in öğrencisiydim ve dramaya göre eğitilmiştim. Ama ‘Devekuşu Kabare’yle yönüm değişti. O günleri özlüyorum. Şimdi “Tiyatrolar eskisi gibi dolmuyor” diyorlar ama iyi bir şey yaptığın zaman tıklım tıklım doluyor. Ben hiç az seyirciye oynamadım. Ne işe el atsam, o işte başarıyı yakalarım. İlklerin kadınıyım. Gösteride; tiyatro öğeleri, kabare ve stand-up’ın sentezini çıkarıyorum. Migros’la yaptığımız iş de bir ilk: Bir perakende firması, dijitalde bir kadın programı yaptı. Adı ‘Nilgün Belgün’le 4 Köşe’. Süresi bir saat. Aynı, televizyondaki kadın programları formatında. En son programımızı 598 bin kişi izledi.
Ne fark var televizyonla dijital arasında?
- Televizyonda bir reyting kaygısı var ya, işte bu kaygı maalesef kaliteyi düşürüyor. Ama burada kaliteyi koruyabiliyoruz. Bizi migrostv.migros.com.tr’den, Facebook ve YouTube’da Migros TV kanalından izleyebilirler.
HAYATLA İYİ GEÇİNMEYİ SEÇTİM
“İçim rock’tır” demişsiniz bir röportajınızda, o ne demek?
- İçim rock, dışım Latin’dir... Giyimim, kuşamım seksidir ama içimde bir başkaldırı vardır. Haksızlıklara, yalana, dolana başkaldırırım. Her şeyim açık ve nettir. Bu yönümle de rock’çılara benzerim, rock müziğe de bayılırım. Geçenlerde bir arkadaşımla arabadayız; “Ay Duman’a bak, Nilgün!” dedi. “Hani nerede? Hemen gidelim, nerede çıkıyorlarsa” dedim, Meğer öndeki arabadan duman çıkıyormuş, çok güldük. Böyle bir karakterim var işte, hep komedi... Fakat komedi dizisi tekliflerini kabul edemiyorum. Sıradan komedilerde oynamak istemiyorum. Ben bir sanatçıyım; dramada da oynamak isterim ama inatla teklif gelmiyor.
Sizi bir dizide ağlarken hayal edemedim.
- Ay maalesef yapımcılar da senin gibi hayal edemiyor sanırım (gülüyor)! Sana bir şey söyleyeyim; ben aslında zor ağlarım. Öyle her şeye ağlayan insanları da hiç sevmem. Ben çocuk konusunda ağlıyorum. Yanan çocuklarımız beni mahvetti. Yoksa kendi hayatım içinde, ona buna ağlamam. Dik başlı bir şekilde, her şeyle savaşırım. Bu hayatta haksızlıklar çok fazla, pes edersen kaybedersin. Hakkını aramazsan, hayat sana hakkını vermiyor; bunu gördüm. Ama ben hayatla iyi geçinmeyi seçtim, hayat da benimle iyi geçiniyor.
HEP ŞAKALAR YAPARIM
Göründüğünüz kadar hep şen şakrak mısınız?
- Evet, hep şakalar yaparım, eğlenirim. Ülkemizde çok acı şeyler oluyor. Eğlenmek kolay değil ama ben bir ucundan deniyorum işte... Eğlenmek, gülmek hayata başkaldırmaktır. Gülmek bir devrimdir ve hayata umutla bakmaktır. Ben hep umutla bakıyorum. Yıllar önce Pınar Kür “Sizin mutluluğa yatkın bir karakteriniz var” demişti, hiç unutmam. Kimi her şeyden bir mutsuzluk çıkarır ama ben hep bardağın dolu tarafını görürüm.
Kötü günler geçiren bir toplumu güldürmeye çalışmak nasıl bir his?
- Belki seyircinin gülmeye ihtiyacı var, o yüzden bana geliyorlar. Onlara başka bir hayat anlatıyorum, şarkılar söylüyorum, onları güldürmek istiyorum.