Güncelleme Tarihi:
Popüler kültürün en vazgeçilemez, en topraklara gömülemez sloganlarındandır ‘Genç kızların sevgilisi’. Her an bir cepten çıkarılır, konulur ortaya, her fırsatta sürülür piyasaya.
Genç kızların yeni sevgilisi Cem Belevi. Bizzat kendi basın bülteni de öyle diyor, internet üzerinde onlarca site ya da doküman da. İnanmamak için bir sebep yok, öyledir herhalde. Bu unvana durduk yerde de sahip olunabiliyor ama Belevi öyle değil. Asgari şartların hepsine sahip. Yakışıklı mı yakışıklı, imajlı mı imajlı, aşkını çuval çuval saçıyor mu saçıyor. Daha ne olsun. “Kızlar daha ne isteyebilir ki?” gibi basit ve bayağı ama kadere bakın ki hep de iş yapmış bir çerçeveden bakmışları, cümlelerine yağ, sayfalarına bal sürmekten kim alıkoyabilir ki?
İlk albümünü (‘Bilmezsin’) 2013 yılında çıkardı. Fiyakalı bir biyografi (aslında CV) ile sunuluyordu piyasaya; çocukken ilk piyano, hemen ardından ilk gitar, yurtdışında ekonomi ve işletme eğitimi... Ama müziksiz yapamama elbette. Alınan bunca eğitime boşverecek kadar şarkı yazma ve şarkı söyleme isteği, azmi. Sonuç bir albümdü. Piyasadaki gençlerin yaptıklarından ne daha iyi ne de daha kötü bir albüm.
Sonra ‘Sevemez Kimse Seni’ (80’lerin başında Nilüfer’in olağanüstü güzellikte bir versiyonunu yaptığı meşhur Türk müziği şarkısı) single’ı geldi. Şarkıcımız şarkıya hemen hemen hiçbir şey katmadan söylemişti ama öyle bir klip çekilmişti ki Yunan adalarında, yakışıklımız adeta bir James Bond kesilmiş, kilise dahil beyazlı/mavili binaların üstünden atlıyor, atladıkça haykırıyordu: “Sevgilim sen olmasan, yaşamak neye yarar...” Ne sandınız, genç kızlar onun değil de bizim mi sevgilimiz olacaktı?
ÖYLE YAĞMA YOK
Yeni single ‘Sor’ (biri Suat Ateşdağlı’nın remix’i, biri de karaoke versiyon olmak üzere, toplam 3 hali var), “Yerleri gökleri yaratan altı günde, bilir halimi, ona sor; dertleri yaşatan, derman aratan, kara günde bilir halimi, ona sor” diye başlıyor. ‘80 Günde Devr-i alem’i, ‘6 Günde Yaratılış Devr-i alemi’ne çekmek, (özellikle bu zamanlarda) gayet kurnazca ve gayet iş yapabilir bir entrika. İşe yarayabilir. Ama yarasa da yaramasa da, Belevi’nin Tarkan kopyası Emir’in bir alt modeli olduğu gerçeğini değiştiremeyecek bu.
Çekime hazırlanmak üzere bir kuaför koltuğunda başlayan klibin bütün o, “Hey arkadaşlar, devasa bir yıldız ile karşı karşıyasınız” yaygarasına (can-ı gönülden) aldanan elbette çıkacaktır; bütün o cep telefonuna göz atmalara, umulan ya da istenen çağrı ya da mesaj gelmeyince nevrotikçe fırlatmalara (sorgusuz/sualsizce) gönül düşüren mutlaka olacaktır ama bu, Cem Belevi’nin bugün var/yarın yok gerçeğini değiştirmeyecektir.
***
ETEĞİ KISA KİMENE?
Biz Neysek, Sultana
TEKRAR HERKESİ VURUR
Nazlanma, Ferhat Köse, Ossi
Aşkın Nur Yengi’nin 90’lara damga vurmuş şarkılarından ‘Nazlanma’yı Ferhat Köse söylüyor şimdi de. Bir 90’lar nostaljisi peşinde herkes. Haklılar da. 90’larda çocuk, ergen ya da genç olanlar, şimdilerde koca insanlar ve o zamanın seslerini aramakta, özlemekteler. Bu tamam ama o yılların şarkılarını alıp sadece tekrarlamak, üstüne hiçbir şey katmamak işe yaramıyor. Ferhat Köse, önünde poz verdiği duvarın renklerini seçme çabasının bir miktarını da şarkıya verse, Aşkın Nur Yengi’yi yine yakalayamayacak ama bir sonraki adımını merak ettirebilecekti. Şarkı bu haliyle, şarkıcısı dahil, kimselere faydalı olamayacak.