Ali Tufan KOÇ
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2015 12:15
6 senedir etrafını zombilerle çevrili; üstü başı kan revan içinde ve ondan mutlusu yok. Bu hafta GQ Türkiye tarafından ‘Yılın Uluslararası Şöhreti’ seçilen, ‘The Walking Dead’ fenomeninin yıldızı Norman Reedus’u sergisinden sonra setinden önce, Los Angeles- New York arasında yakaladık.
The Walking Dead teklifinin tam oyunculuktan vazgeçmişken geldiğini okudum. Tesadüf müydü ‘işaret’ mi?
- Yanlış anlama, umutsuz biri değilim. Sadece sıkıldığımı hissetmiştim. 20 küsur yıldır setlerde olmama rağmen kendimi iyi hissettiğim bir yerde değildim. Belki de oyunculuk bana göre değil, bildiğimi yapmalı ve fotoğrafa, heykele ağırlık vermeliyim diye düşündüm.
Sergi işlerinize ve yoğunluğunuza bakılırsa, fotoğraf ve heykel sizin için bir hobiden fazlası...
- Kendimi bildim bileli fotoğraf çekiyorum. Sanat dediğin, hayatın içinde; hayatın kendisi. Bazen bir aile yemeği, bazen bir seyahati ilham veriyor, ışık yakıyor, bir şeyler söyleme ihtiyacı uyandırıyor. Rusya’dan da Almanya’dan da kareler de var sergilerimde.
Aralarında İstanbul da var mı? - Türkiye’ye hiç gitmedim. Sanatçı arkadaşlarımdan da aktör tayfasından da şahane şeyler duydum. Özellikle fotoğrafa, sanata meraklıların gizli cevheri, ilham noktası gibi. Bazı sanatçı arkadaşlarımın aktör olduğumdan haberi bile yok; ülkeleri, sanatları konuşuruz sadece. Tam tersi de söz konusu olabiliyor tabii. Bazı rol arkadaşlarım bilmez mesela sergilerimi...
KİR PAS İÇİNDE BİR TARZGQ Türkiye’nin uluslararası şöhret ödülü gibi, farklı erkek dergilerinden gelen ödüller, ‘şık ve tarz gözükme’ baskısı yapıyor mu?- Stilime kafa yormuyorum, zaman harcamıyorum. Zaten kanla kaplı bir TV dizisinde oynuyorum. Yılın büyük bölümü kanlar içinde, toza batmış vaziyetteyim. Uçağa yetişmek için setten üstüm başım kan içinde fırladığım, suratımdaki kanları uçakta temizlediğim oluyor.
Tersini tercih mi ederdiniz? - Asla. Böylesi daha gerçek. Stil gözükmek, en iyi ve kusursuz versiyonunla dolaşmak olmamalı. Ne kadara gerçeğe yakın, kendin gibi gözüküyorsun o kadar stilsindir. Ben toza batmayı, kirlenmeyi, kir pas içinde, aylarca berbere gitmeden dolaşmayı seviyorum. Arada sırf annemi ve basın danışmanımı mutlu etmek için gittiğim oluyor tabii.
Popüler bir seride uzun yıllar aynı karakteri canlandıranlar o imajla anılmaktan şikâyet eder durur. İmajınız, gerçek kimliğinizi ne kadar yansıtıyor? - Bir tarafım hâlâ 12’sinde ergen gibi. Müstehcen olan her şeye bayılan, osurmayı seven, pis pis şakalar yapıp gülen oğlan çocuğu işte. İçimdeki çocuğu öldürmeyi düşünmüyorum. Beni daha gerçek yapıyor. Gerçek olma gibi bir takıntım var. Televizyonda canlandırdığım karakterin de gerçek gözükmesi için elimden geleni yapıyoruz. Süperkahraman palyaçosu gibi ortalıkta dolaşmak istemem çünkü.