Güncelleme Tarihi:
Süleymanoğlu'nun yaşadığı sıkıntılı dönemlerle, başarı merdivenlerini ilk tırmanmaya başladığı günlerde Türkiye'ye zorlu biçimde geliş sürecini ele alan filme ilişkin açıklamada bulunan Uslu, Süleymanoğlu'nun çok etkileyici bir hayatı olduğunu belirterek, "Gelecek kuşaklara, gençlere, Türk çocuklarına, kendilerindeki enerjiyi bulabilecekleri, inandıklarında ne yapabileceklerini görecekleri, muhteşem bir emanet bıraktı Naim Süleymanoğlu." ifadelerini kullandı.
Uslu, senaryoda olimpiyat ödüllü haltercinin ağabeyi Muharrem Süleymanoğlu'nun yazdığı kitaptan faydalandıkları ve set aşamasının 5 ay sürdüğünü aktararak, "19 bin 800 figürasyonun kullanıldığı, çok muhteşem 336 sahneden oluşan bir film yaptık. Benim hayatımın en anlamlı ve en büyük filmi. Çünkü filmi yaparken, yaşayan bir organizmanın içerisine girdik. Hala yaşıyor. Olayların kahramanları, filmin içinde geçen insanlar yaşıyor." diye konuştu.
Süleymanoğlu'nun yaşamını geçirdiği yerlerde çekim yapmanın önemine işaret eden Mustafa Uslu, şu bilgileri verdi: "Bulgaristan'da çekimlere başladık, Naim ağabeyin doğup büyüdüğü Mestanlı, Kırcaali'de. Milli Takıma geçince oradan Sofya'ya gidiyor. Çekimleri orada yapınca, ister istemez oyuncular çekim dışında, olayın gerçek tanıklarıyla karşılaşmaya başladı. Mahalle arkadaşlarıyla, Naim ağabeyin annesi, Hatice Anne hala Mestanlı'da yaşıyor. Muharrem Süleymanoğlu'yla, okul arkadaşlarıyla, diğer akrabalarıyla, ona minnet duyan halkla birebir temas ettiler. Bu onları oyunculuktan öte bir şeye motive etti."
"Kahramanlar bu ülkeyi ülke yapan değerlerimiz"
Yapımcı Uslu, duygusal biri olduğunu ve duygularıyla film yaptığının altını çizerek, "Ben aşık olduğum bir karaktere film yapıyorum. Çocukken kupon biriktirip, (kağıt) heykelini makasla kesip siyah beyaz televizyonumuzun üstüne koyduğumuz karakterin filmini yapıyorum. Benim duygusal olmam normal." değerlendirmesinde bulundu.
Bulgaristan'da bulundukları günlerde Süleymanoğlu'na minnet duyan vatandaşların kendilerine sarıldığına dikkati çeken Uslu, şunları kaydetti: "Çünkü o, soydaşlarımızın kurtarıcısı. Bu hikayeyi aldığımız için çok mutluyum. Ölsem de gam yemem. Türk milletine, gençlerine böyle bir armağan bırakıyoruz. Çünkü göreceksiniz, gençler o filmi izlediklerinde neler yapabileceğini görecek. Sonuçta Naim Süleymanoğlu, Seul Olimpiyatları'nda 5 olimpiyat rekoru kırdığında henüz 19 yaşındaydı. Resmi yaşı 21 gözüküyordu ama iki yaş büyütüldüğü için aslında 19 yaşındaydı. 19 yaşında bakmaya kıyamadığımız bir çocuk, Seul'de 5 olimpiyat rekoru kırdı. Böyle bir şeyin bana nasip olmasından da çok mutluyum. Hakikaten filmin hakkını baştan sona verdiğimi düşünüyorum. Hayatımın en anlamlı ve en büyük projesi."
Uslu, 15 Temmuz'da darbecilere ilk kurşunu atanın da, Seul'de 190 kilogramlık ağırlığı kaldıranın da kahraman olduğunu söyleyerek, "Kahramanlarımızın kıymetini bilmek lazım. Onları genç nesillere, çocuklara, öğrencilere öğretmemiz lazım. Yoksa hayatımız boyunca, ABD'nin çizgi süper kahramanlarını, tişörtlerde, çantalarda, okul malzemelerinde görmeye devam ederiz. Oysa bizim kahramanlarımızı oralarda görmeliyiz." dedi.
"Fatih Sultan Mehmet'in, Mustafa Kemal Atatürk'ün, Naim Süleymanoğlu'nun olduğu topraklarda süper kahraman filmi çekerseniz kimse gitmez, kimse de inanmaz. Sinema inanılmaz bir bağlantıdır. Dünyanın en güçlü iletişim aracıdır. Çünkü iki saat kendini penceresi dahi olmayan o odaya kapatır, o ekrana bakar ve büyülenirsin." diyen Uslu, "Biz çocuklarımıza Ömer Halisdemir'i, Naim Süleymanoğlu'nu gösteremezsek, günün birinde öyle bir cesaret ve yürek lazım olduğunda hiçbiri çıkmaz. Onlar bu ülkeyi ülke yapan değerlerimiz." ifadelerine yer verdi.
"Hayatımın en büyük ve en anlamlı filmi"
Mustafa Uslu, Süleymanoğlu'nun Seul'de üst üste rekorlar kırdığında, 3 yıldır ailesini görmediğine vurgu yaptı. Çekimlerin Avustralya'nın Melburn şehriyle, Bulgaristan, Türkiye, Moskova, Brezilya, İngiltere ve ABD'de BM sahnesi için New York'ta gerçekleştiğini aktaran Uslu, "Gerçekten çok ciddi bir teknik ekip ve ekipman kullanıldı. Bu malzemelerin ülkeler arası transferi, oyuncuların taşınması, Bulgaristan'da komünist dönemin canlandırılması... Benim için hayatımın en büyük ve en anlamlı filmi." diye konuştu.
Uslu, toplumun her kesimi tarafından sevilen Süleymanoğlu'nun yaşamının 1989'a kadar olan bölümünün filmde yer aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Birleşmiş Milletler'de Türk milleti adına yaptığı tarihi konuşmaya kadar anlatıyoruz. Gerçekten vicdanen çok rahatım ki böyle bir film yaptım. Kahramanın bir ceketi ve iki cebi vardır. Birinde 'Ben okyanusta kum tanesiyim.' yazarken diğerinde 'Dünya benim için yaratıldı.' der. Kahraman bunların ikisini aynı anda okuyabilendir. Kahraman halkının özgürlüğü için hayatını riske atabilen, halkı için mücadele verirken, çocuk yaşta kaldıramayacağı ağırlıkların altına girip onları kaldırabilendir. Bence bir süper kahramanımız var. İlkokul çocukları (filmi) görsün istiyorum. İlkokul çocukları bile izleyebilir. Öyle bir film oldu. 141 dakika, 336 sahne. İnanılmaz bir hayat hikayesi."
Bütün servetini bu film için kullandığını dile getiren Uslu, "Çok güzel bir film oldu. Gerçekten gurur duyacağımız, çok duygu yüklü, başından sonuna kadar her şeyin gerçek olduğu, bir film oldu. Türk halkı layığı neyse onu verir diye düşünüyorum. Biz üstümüze düşeni iyi yapalım. Ondan sonrası Allah'tan. Olmadıysa da yapacak bir şey yok." değerlendirmesinde bulundu.