Moderat grubundan Gernot Bronsert: İstanbul’da kendimi en yakın meyhaneye atacağım

Moderat’a ‘modern Berlin müziğinin en iyi örneği’ gözüyle bakılıyor. Katılıyor musunuz?

- Öyle çok romantik bir durum yok. “Müzik yapmamızın sebebi Berlin” gibi havalı cümleler kuramam. Berlin’in tabii ki etkisi vardır. Doğma büyüme buralıyım; müziğime, hayatıma etkisi çok. Berlin, şanslı bir şehir çünkü çok fazla yabancı yaşıyor. Onların sayesinde kendine has bir kültür yarattı. Paris çok Fransız, Londra desen çok İngiliz. Berlin başka; Doğu Avrupa şehirlerine yakın olmasının avantajını kullanıyor. Yeni Berlin ile ilgili en heyecan verici şey bence Doğu Avrupa’dan gelenlerin katkıları.

Aynı heyecanı İstanbul’a geldiğinizde de hissediyor musunuz?

- İstanbul farklı bir kafa. Bu kadar geçmişi, karmaşayı, hem Batı hem Doğu kültürünü dünyanın başka bir yerinde bulamazsınız. Bir müzisyen için anlamı başka; her kurcalamanda karşına farklı bir ilham, ses ve fikir veriyor. Aynı zamanda çok politik bir tavrı var. Kastım, politik meseleler değil, kent ruhu.  

Bizi bir arada tutan güç klasik araba tutkusu

Geldiğiniz gibi kendinizi ilk nereye atacaksınız?�

- En yakın meyhaneye! Neresi olur, emin değilim. Yakın arkadaşlarım var şehirde. Kendimi onlara emanet ederim. Gözüm kapalı güzel bir sofraya otururum.

Grup elemanları olarak tamamen zıt karakterler olduğunuzu, hiçbir konuda uzlaşamadığınızı okudum. Nedir peki sizi bir arada tutan güç?

- Eski arabalar! Hepimizde takıntı halinde. Özel bir araba bulalım, yıllarca modifiye etmek için üzerinde çalışalım, tek bir parçası için bile aylarca araştırma yapalım... Şahane bir his. Herkesin bir şekilde üzerinde çalıştığı araba var.

Sizinki hangisi?

- Şu an elimde 60 yıllık Alman tipi eski bir cip ve 1950’lerden kalma kırmızı bir Fiat var. Bebek gibi. Garajlarda buluşup saatlerce arabaları konuşuyoruz. Başka bir uğraşın varken yaratıcılığın da artıyor. Arada laf bir şekilde kayıtlara, konserlere, müzik fikirlerine de geliyor. İş muhabbetlerini de aradan çıkarmış oluyoruz böylece.

BUGÜN GİDECEKLERE SEKİZ SÓNAR 2017 TAVSİYESİ

Sónar Istanbul, 2002’den beri dünyanın 50 farklı şehrinde gerçekleşiyor; elektronik müzik kültürüne yön veren festival olarak biliniyor. Bu hafta sonu İstanbul’da ilk kez gerçekleşen versiyonuysa, Barcelona’dakine nazaran daha ‘samimi’ ve ‘kompakt’. Moderat, Róisín Murphy ve Nina Kraviz performanslarının yanı sıra sergiler, konuşmalar, paneller, sunumlar, atölyeler, enstalasyonlardan oluşan programı ilham dolu, umut verici. Yolu düşeceklere birkaç tavsiye...

1. DJ PERFORMANS: KOZE

Neyin nesi?: Alman DJ ve prodüktör Stefan Kozalla. Techno, tech house ve hip-hop arasında gidip geliyor, Hamburg’un gittikçe ünlenen kulüp sahnesinde başrol oynuyor. Kaçta gitmeli?: 01.00 – 04.00 arası SonarClub sahnesinde.,

2. SUNUM: #FUTUREISBLANK

Neyin nesi?: Son olarak Wallpaper* Design Awards 2017 ödülünü kazanmış Tamer Nakışçı’dan endüstriyel tasarımdan interaktif enstalasyonlara kadar uzanan ‘insan, mekan ve obje’ senaryoları. Kaçta gitmeli?: 15.25 – 16.25 arası D Stage 2 sahnesinde.

3. PERFORMANS: AH! KOSMOS

Neyin nesi?: İstanbul’da doğan, çalışmalarını Berlin’de sürdüren yapımcı/sanatçı Başak Günak’ın projesi. Sónar ruhuna hakim; Barcelona ayağında sahne almışlığı var. Kaçta gitmeli?: 21.00 – 21.45 arası Red Bull Music Academy sahnesinde.

4. ATÖLYE: MOBİL UYGULAMA GELİŞTİRME

Neyin nesi?: Mobil uygulamaların nasıl geliştirildiği ve nasıl bir yol izlendiğini merak edenlere... Basit düzeyde bir mobil uygulama geliştirme fırsatı da sunuyor. Kaçta gitmeli?: İki seansın ilki 13.30; ikinci 16.30’da.

BUNLAR DA VAR...

1. Besteci ve müzikolog Alper Maral’dan ‘Sónar - Ses Ekolojisi için bir Önerme’ atölyesi. 18.45.

2. Yaratıcı endüstrilerin Türkiye’deki durumu üzerine faydalı bir panel. Deniz Okay, Bengi Ünsal, Derya Bigalı ve Pelin Opçin sahnede. 14.30

3. İngiliz DJ Floating Points’in Türkiye’deki ilk performansı. 22.00

4. Kapanış seti Mabbas’tan. Gece 4’ten sonra.

 Festival bileti 200 TL; sınırlı sayıda öğrenci biletleriyse 170 TL.

TAŞRA’DA CAZ

Caz duayeni Emin Fındıkoğlu’nun ‘big band’ orkestrası Emin Fındıkoğlu + 12, yarın İstanbul Taşra Kabare’de sahne alacak. 2015’te İKSV İstanbul Caz Festivali’nin açılış konseri için bir araya gelen orkestra, daha sonra Nilüfer (Bursa) ve Gümüşlük (Bodrum) festivallerinde çalmıştı. Modern bir büyük caz orkestrası müziği sunan oluşumda, trompetlerde Şenova Ülker, İmer Demirer, Barış Yazıcı, trombonlarda Işık Üstündağ, Ebru Kennington, Didem Yılmaz, saksofonlarda Meriç Demirkol, Çağdaş Oruç, Duru Tuna, Barış Ertürk, piyanoda Emin Fındıkoğlu, kontrbasta Volkan Topakoğlu, davulda Ekin Cengizkan ve vokalde Meltem Ünel yer alıyor.

Yarın akşam Kadıköy Taşra Kabare’de gerçekleşecek konserde, Emin Fındıkoğlu’nun bestelerinin yanında, yepyeni düzenlemelerini yaptığı parçalardan oluşan bir repertuvar seslendirilecek. Topluluktaki ünlü isimlerin ve kendi dallarında önde gelen birçok genç müzisyenin soloları ile gecenin parlayacağı konser saat 20.00’de başlayacak.

CARRERAS İÇİN GERİ SAYIM

 Tüm zamanların en büyük tenorlarından ‘3 Tenors’ün efsanevi ismi Jose Carreras ‘Final World Tour’ kapsamındaki Türkiye konseriyle 25 Mart’ta Ülker Sports Arena’da müzikseverlerle buluşacak. Ünlü tenor, İstanbul’da vereceği bu konser ile jübile yaparak dünya turnesine son veriyor. Carreras’a sahnede soprano Simge Büyükedes eşlik ederken, ‘İstanbul Senfoni Orkestrası’nın orkestra şefliğini de Roberto Molinelli üstlenecek.