Mithat Can Özer: Hedef büyük, yol uzun

Sezen Aksu’nun yakını ya da dostu olmak; olanlar için bir ayrıcalık kuşkusuz. Hele bir de müzisyenseniz; Sezen Hanım’dan beslenebilmek gibi bir avantajınız da oluyor. Mevzubahis müzikal besin ve deneyim aktarımından bünyenize ne gibi bir fayda sağladığınızsa tamamen sizinle ilgili. Sezen Aksu’yu taklit ederek yerinizde sayabilirsiniz; kendisinden damıttıklarınızla kendinize has bir yol da çizebilirsiniz. Müzik piyasamız her iki yaklaşıma dair sayısız örnekle dolu. Ne yazık ki kendi yolunu bulamayanların sayısı daha fazla.

Ancak takdir edersiniz ki; Sezen Aksu’nun oğlu olmak bambaşka bir durum. Bir müzisyen için Sezen Aksu’nun oğlu olmak avantaj mı yoksa Demokles’in kılıcı mı; işte bu, tartışma konusu olabilir. Bir yandan genetik mirasınız; Sezen Aksu vesilesiyle ardına kadar açılan kapılar; diğer yandan ulaşılması güç; efsaneye dönüşmüş; ülkeye mal olmuş müzikal bir başarının yükü... Bir gün belki Sezen Aksu’ya ‘Mithat Can Özer’in annesi’ denme ihtimali... Ne hedef ama!

Mithat Can Özer, Aşk Mevsimi/ 5 üzerinden 3,5 yıldız 

Mithat Can Özer, bugüne kadar-ticari başarıya ulaşsın ya da ulaşmasın- yaptığı işlerde bir samimiyet çizgisi yakalamayı başardı. DJ’ken de, Pis’ton grubunda çok önemli müzisyenlerle solistken de;  ‘Her Şey Aşktan’daki oyunculuğunda da; ‘Hayat Şarkısı’ dizisine verdiği şarkısı ‘Hülya’da da; ilk teklisi ‘İnşallah’ta da var o samimiyet ve naiflik. Daha ötesi; ortamlarda ‘Ben çok yakışıklıyım, ayrıca Sezen Aksu’nun oğluyum’ tavrıyla dolaşmadı hiç. Çok kolay olmasa da kendini aradı, buldu. Şimdi ilk albümü ‘Aşk Mevsimi’ni dinleyince bu tavrını bir şarkı yazarı olarak da koruyabildiğini görüyorum.

Önceden bildiğimiz ‘İnşallah’ ve ‘Hülya’yı hesaba katmayıp; Sezen Aksu şarkıları ‘Ateş Böceği’ ve ‘Ne Yapalım Kader’in lokomotif olacağını varsaysak bile geriye kalan altı Mithat Can Özer şarkısıyla da umut verdiğini söylemek isterim. Düzenlemelerde bir miktar kafa karışıklığı olsa da şarkı yazarı olarak bir üslup geliştirdiği apaçık. Benim tavsiyem, onu kitlelerle buluşturacağını düşündüğüm baladlara odaklanması ve akustik hisli pop rock güzergâhından sapmaması... Hedef büyük, yol uzun...

SOĞUK KIŞA SICAK ALBÜM

Mum ışığında keyifli sohbetleri düşünün. Ya da battaniyenin altına girip kitap okuyorsunuz. İşte ‘In Winter’; o anların 35 dakikalık fon müziği. 

Doğduğu Gürcistan’ı geride bırakıp Kuzey İrlanda’ya göçtüğünde 8, İngiltere’ye yerleşiğinde 14 yaşındaydı Katie Melua. Tüm müzik kariyerine yön verecek prodüktörü Mike Batt tarafından genç yaşında keşfedildi. 2003 tarihli ilk albümü ‘Call Off The Search’le müthiş bir çıkış yakaladı. 2005’te ikinci albümü ‘Piece By Piece’i çıkardığında ‘İngiltere’nin En Çok Satan Kadın Sanatçısı’ unvanını elde etmişti bile. Bizde kısıtlı bir çevrenin ilgisini çeken Melua; o sıralar Avrupa’yı kasıp kavurmaktaydı. 2010’da William Orbit’le yaptığı albüm ‘House’; müzikal bir eşikti onun için. Ama devamını getirmedi. Yeniden Mike Batt’in güvenli ortamına sığındı. 2012’de başkalarının parçalarını seslendirdiği orkestra albümü ‘Secret Symphony’ hak etmediği kötü eleştiriler aldı. 2013 tarihli ‘Ketevan’ ise biraz silik kaldı.

Kate Melua’nın geçen ay piyasaya çıkan ve Mike Batt’le yollarını ayıran son albümü ‘In Winter’ birkaç açıdan konsept bir albüm. Öncelikle Melua’ya eşlik eden ve adını Gürcistan’ın aynı adlı şehrinden alan 24 kişilik ‘Gori Kadınlar Korosu’ konsepte direkt etki eden bir unsur. Melua’nın etkileyici ama kırılgan yorumuyla bütünleşip güçlü bir vokal karakteri yaratmışlar. İkinci olarak ‘In Winter’ adından da anlaşılacağı gibi bir kış albümü, yani mevsimsel bir yaklaşımı soğuklar sürdükçe dinlenebilecek bir ruhu var. Tanımlamak gerekirse; Melua’nın çocukluk yıllarının Sovyetler Birliği’nin insanın içini donduran karlı manzaralarına gönderme yapıyor.

Katie Melua, In Winter/ 5 üzerinden 3,5 yıldız 

Öte yandan Noel’in umut dolu ambiyansı da düşünülmüş elbette. Danimarka dil ve kültüründe son dönemde Avrupa trendi olan ‘Hygge’ diye bir tabir var. Kabaca; kış aylarının konfor ve neşesini keşfedip keyif alma anlamına geliyor. Uzun ve soğuk gecelerde sevdiklerinizle bir masanın etrafında bir araya geliyorsunuz. Mum ışığında keyifli sohbetler ediliyor. Ya da battaniyenin altına girip kitap okuyorsunuz. İşte ‘In Winter’; o anların 35 dakikalık fon müziği.

Joni Mitchell’ın ‘River’ının ve Rahmaninof’un ‘All-Night Vigil’ının yorumu ya da romantik ‘Dreams On Fire’ dışında bir Ukrayna Noel ilahisi olan ‘The Little Swallow’ ve ‘O Holy Night’; bir Noel alışverişi güzellemesi olan ‘A Time To Buy’ gibi parçalar kimi dini ve kültürel referanslara işaret etse de iyi müzik iyi müziktir. ‘In Winter’da Katie Melua büyüleyici bir sound’un üstesinden gelmiş. Bu kış soğuk olacak. Siz de kendi Türk işi ‘Hygge’nize vesile edebilirsiniz.