Güncelleme Tarihi:
Ülkede "sanat köyü" olarak da bilinen Tunus, başkent Kahire'nin 80 kilometre güneyinde, Karun Gölü'nün hemen kenarında yer alıyor. Köyde topraktan klasik yöntemlerle üretilmiş çanak, çömlek, tabak, bardak ve kaşık gibi eşyaların süslemeleri yapılıyor.
Süsleme sanatında kendilerini geliştiren köylüler, halı ve kilimleri de şark motiflerine göre dokuyor. Özellikle bakırdan yapılmış tabaklara köyün adına yakışır bir şekilde Tunus ve Endülüs motifleri işleniyor.
Köyde her yıl kasım ayının ortalarında köylülerin ürettikleri sanat ürünlerinin halkın beğenisine sunulduğu sergi ve kermes düzenleniyor. Sergi döneminde turistlerin uğrak yeri haline gelen köy özellikle hafta sonları dolup taşıyor. Eserlerini uygun fiyatlara satarak gelir elde etme imkanı da bulan sanatkar köylüler, ziyaretçilerin artmasından oldukça memnun gözüküyor. Köyde çocuklar dahi ayakla çevrilerek çamura şekil verilen eski yöntemlerle çanak ve çömlek yapıyor.
Köydeki günlük hayatı eserlerine yansıtıyorlar
Köyün süsleme sanatı ustalarından Eymen el-Mibedavi, ne tür motifler yaptıklarını anlattı. Farklı motifler çizdiğini ancak daha çok köydeki günlük hayatı işlemeye çalıştığını aktaran Mibedavi, köy hayatını bilmeyen ziyaretçilerin daha çok köyün günlük işlerinin anlatıldığı resimlerin bulunduğu eşyaları almayı tercih ettiğini söyledi.
Yaklaşık 10 yıldır bu işi yaptığını ifade eden Mibedavi, süsleme sanatını Tunus köyünü önce Mısır'a, sonra da yabancılara tanıtan İsviçreli sanatçı Evelyn Bourier'den öğrendiğini dile getirdi.
Köyün sadece renkli el sanatları ürünleri değil doğal güzellikleri de ilgi çekiyor. Turistler Karun Gölü'nü gezme ve çölde kayak yapma fırsatı da buluyor.
Köye ilham veren İsviçreli sanatçı
Son 10 yılda Mısır'da iyice tanınan Tunus köyünün ünü artık Mısır dışına da taşmaya başladı. Karun Gölü'nü gezmeye gelen yabancı turistler Tunus köyüne uğramadan ziyaretlerini tamamlamıyor.
Köyün üne kavuşmasında büyük pay sahibi İsviçreli sanatçı Bourier da ilerleyen yaşına rağmen Tunus'tan ayrılmamış. Köylüler Bourier'in burada defnedilmek istediğini ve bu nedenle köyde kendisi için bir mezar bile yaptırdığını söylüyor.