Melike Alpay Özmen: Efes’te ödül töreni bizim için hayaldi

* Alpay Mermer’in yönetim kurulu başkanısınız. Sanatla yolunuz nasıl kesişti?

- Ocağımızdan çıkan ürünleri katma değerli kılmak ve eserlere dönüştürmek için 25’inci yılımızda kolları sıvadık. Doğayı koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyoruz; HAYTAP ile sık sık çalışmalar yapıyoruz. Fırsat eşitliği, kadın hakları için çok çalışıyorum. Bundan hemen sonra da üçüncü değerimiz; “sanat” geliyor. Sanatı desteklemek ve geleceğe değerli eserler bırakmak istiyoruz.

OCAĞIMIZDAN ÇIKAN TAŞLAR SANATA DÖNÜŞTÜ

* Mermer ve sanat, ayrılmaz bir bütün...

- Doğal taşın oluşumu yüzyıllar alıyor. Hepsi çok değerli ve değerinde satılmalı. Sanat burada taşımızın global değerini de artırıyor. Kendi ocağımızdan çıkan taşla yaptığımız eserler, tüm Alpay Mermer çalışanlarına da ne denli değerli bir iş yaptığımızı bir kez daha göstermeye vesile oluyor.

* Heykeltıraş Malik Bulut’la çalıştınız. Detayları anlatır mısınız?

- 25’inci yılımız için Malik Hoca iki dev eser yaptı. Kendisiyle şimdi bir sempozyum fikri üzerinde çalışıyoruz.

* Contemporary İstanbul’da da Seçkin Pirim’le buluştunuz.

- Haziran ayında tanıştım Seçkin Pirim’le. “Amorf Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması”nda da jüri üyesi olmuştu. Sonra da Contemporary İstanbul öncesi, ilk mermer eserini Alpay Mermer Madencilik’in ocağından çıkan taşla yaptı. Kendisiyle birçok fikir üzerinde görüşüyoruz.

* Antik kentlerle ilgili çalışmalarınız neler?

- Stratonikeia ve Kavaklıdere fabrikamıza çok yakın olan, kazısı başlamayan Hyllarima antik kentleriyle hep irtibat halindeyiz. En büyük gururumuz ise yarışmamızın finalinin Efes Antik Kenti’nde yapılmış olması.

YARIŞMALARIN NİRVANASI OLDU

* Amorf yarışması nedir?

- Amorf projesi; isminden logosuna, şartnamesinden jüri üyelerine tüm detaylarını bizim tek tek belirlediğimiz, emek verdiğimiz, artık çocuğumuz gibi olan bir proje. Temeli; doğal taşı tasarım ve sanatla birleştirerek katma değer katmaya, ihracat gücü yüksek, üretilebilir ve Türk doğal taşının önemini vurgulayacak ürünler üretmeye dayanıyor. Amorf’u diğer tasarım yarışmalarından ayıran özellikler ise birlikte çalıştığımız birbirinden değerli jüri üyeleri. Türkiye’de mimari, tasarım, sanat denilince akla ilk gelen isimlerden oluşan bir jürimiz var. Emre Arolat, Melike Altınışık, Tanju Özelgin, Seçkin Pirim, Demet Binan, Heval Zeliha Yüksel, Sertaç Ersayın, Esra Kazmirci, Tamer Aksüt, Gülçin Sayın ve Gülay Hasdoğan bu seneki jüri üyelerimizdi. Ayrıca sektör tarafından da benimle birlikte üç temsilcimiz daha jüride yer aldı. Amacımız yarışmayı uluslararası boyuta taşımak, uluslararası arenada faaliyet gösteren ve Türk taşına değer katabilecek kişilerle işbirlikleri yapmak. 

* Töreninizi Efes Antik Kenti’nde yaptınız...

- Efes Antik Kenti, Türkiye’den 40’ın üstünde mermer çeşidinin kullanıldığı, UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan muazzam bir tarih, sanat, tasarım kombinasyonunu temsil ediyor bizim için. İki yıldır üzerinde çalıştığımız, izninin alınması için Kültür Bakanımıza mektup yazdığım ve kimsenin gerçekleşebileceğine ihtimal vermediği bir hayaldi. Ancak gerçekleştikten sonra da konuklarımızdan TİM Başkanımız İsmail Gülle’nin de dediği gibi “ödül törenlerinin nirvanası” haline geldi. Çok gururlu ve mutluyuz.

EN SEVDİĞİM SANATÇILAR

* Bireysel olarak yaptığınız sanat yatırımları da var. Kimleri seviyorsunuz?

- Çağdaşlardan favorilerim Haluk Akakçe, Osman Dinç, Refik Anadol, Mithat Şen, Seçkin Pirim. Bunun dışında tabii ki klasiklerden Fikret Mualla, Burhan Doğançay, Nuri İyem ve Fahrelnissa Zeid en sevdiklerim.

YURTDIŞI EĞİTİM FIRSATI

*Amorf yarışmasını kazananların hayatında nasıl bir değişiklik olacak?

- Tasarımcı mimarların bu yarışmaya katılmasının birçok önemi var. Öncelikle işin yurtdışı eğitim olanakları ufuk açıcı. Bunun dışında üyelerimizin desteğiyle doğal taşın üretim prosesini çok daha iyi öğreniyorlar.