Güncelleme Tarihi:
Kovid-19 sürecinde eve kapanmanın ve toplumdan soyutlanmanın getirdiği sorunları sahneye taşıyan eser, izleyiciye aile içi ve toplumsal ilişkilerde dikkat edilmesi gerekenleri düşündürmeyi amaçlıyor.
Librettosu Uğur Seyrek ve Işık Noyan'a ait eserde, modern bale adımlarına Çaykovski, Chopin, Mozart, Beethoven'in klasik eserleri ile Akça Acun Bilgin'in besteleri eşlik ediyor.
Eserin finalinde ise Kontrtenor Kaan Buldular izleyiciyle buluşuyor.
Koreograf Uğur Seyrek, Kovid-19 salgını sürecinde böyle bir proje hazırladığını, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünden teklif gelince de bunu sahneye koymaya karar verdiğini söyledi.
Balenin müziklerinin bir bölümünün klasik eserlerden oluştuğunu, bir bölümünü ise Antalya Devlet Senfoni Orkestrası sanatçısı Akça Acun Bilgin'e ait olduğunu anlatan Seyrek, "İnsanlar daha önce hiç deneyimlemedikleri ve unutamayacakları bir süreç yaşıyor. Müziklerin her birinin kapanma sırasındaki farklı ilişkileri yansıtmasını istedim." diye konuştu.
Seyrek, eserin klasik altyapısı bulunduğunu ancak modern bir yorum barındırdığını dile getirerek, "Klasik müzikle modern adımlar iyi oluyor. Benim yıllarca çalıştığım kendime has bir doku var. Eserde buradan hareket ettik." dedi.
"Çocuklar inanılmaz iyi çalıştılar, harika bir akşam yarattılar"
Salgın sürecinde bale sanatçılarının zor bir dönem geçirdiğine işaret eden Seyrek, "Uzun süre kapanmadan dolayı onlar da hareket edemedi. Hareket yapılmaması tekniğin ve kondisyonun kaybedilmesine neden olabilir. Ama çocuklar inanılmaz iyi çalıştılar, harika bir akşam yarattılar." ifadelerini kullandı.
Seyrek, salgında yaşanılan nefes alamama, eve kapanma duygusunu eseri tek perde hazırlayarak vermeye çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu eserin ikinci perdesi olmaz. Bir kere eve giriyorsun ve çıkıyorsun. Tek nefes. Eserleri film gibi yapmaya çalışırım, akıp sonuna kadar gitmesi lazım. Seyircinin algısının kesintiye uğramaması için boşluk yaratmamam gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Aylarca evlerde, mutfaklarda bale çalışmaları yaptık"
Balerin Mine İzgi de tüm dünyanın zorlu bir süreç yaşadığını belirterek, "Herkes için zordu ama biz sanatçılar ve bale sanatçıları için ekstra zor bir zamandı. Aylarca evlerde, mutfaklarda bale çalışmaları yaptık." dedi.
İzleyiciye duydukları özlemi vurgulayan İzgi, bugünlere gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını anlattı.
Balerin Özge Soykan, bale sanatının ara vermeden çalışmayı gerektirdiğine işaret ederek, "Vücudumuzu tekrar toparlamak, psikolojik olarak hazırlanmak zor ama çok özlediğimiz keyifli bir süreçti." ifadesini kullandı.
Soykan, izleyicilerin salgın sürecinde yaşadıklarını eserde bulacaklarını söyledi.
"Sahneye girdiğin anda bir daha çıkamıyorsun"
Balet Burak Kayıhan, Ankara seyircisine temponun hiç düşmediği bir eserle "merhaba" diyeceklerini belirterek, "Sahneye girdiğin anda bir daha çıkamıyorsun. 3 perdelik bir esere denk yoruluyoruz." şeklinde konuştu.
Kontrtenor Kaan Buldular ise eserde yer almaktan duyduğu heyecanı dile getirerek, "Ben bir opera şarkıcısıyım. Değerli Uğur Hoca benim de olmamı istedi. Eserin sonunda kötücül bir şekilde çıkıyorum. Temsil ettiğim şey virüse maruz kalmış bir insan." açıklamasında bulundu.
Bale sanatçıları Sultan Menteşe ve Berkay Saraçoğlu da seyirciyi ve opera sahnesini çok özlediklerini ifade etti.
C-19 balesi yarınki prömiyerin ardından 14, 21 ve 28 Ekim'de de izleyiciyle buluşacak.