Güncelleme Tarihi:
TESİYAP Genel Sekreteri Burhan Gün, son günlerde kamuoyunda geniş yer bulan ve bazı film yapımcıları ile bazı salon işletmecilerini karşı karşıya getiren, hakları verilmediği gerekçesiyle yapımcıların salon işletmecilerini boykot ederek filmlerini vizyona sokmayacakları iddialarına ve iki tarafın fikir ayrılığına düştüğü konulara ilişkin açıklama yaptı.
TESİYAP Genel Sekreteri Gün, film yapımcılarının güçlenip çok daha iyi, daha büyük bütçeli filmler yapmaya başladığını belirterek, Türkiye'nin hem dizi tarafında hem film tarafında oldukça önemli işler başardığına işaret etti.Yapımcıların her geçen gün daha iyi daha büyük bütçeli filmler yapmak istediklerine dikkati çeken Gün, şunları anlattı: "Sistem bir yerden sonra kendini açma ihtiyacı hissetti. Bu noktada, sinema filmleri için, elde edeceği telifin ilk yeri sinema salonları... Sinema salonları ile yıllardan beri yazılı olmayan bir hukuk vardır, dünyada da böyledir. Bu hukuka uygun sistem çalışır. Film yapımcıları filmlerini, dağıtımcıya, onlar da sinema salonlarına verir, onlar da seyirciyle buluşturur. Düzen bu şekilde. Film yapımcıları bu düzen içinde, 'Hakkımız neyse onu verin.' dedi.
Film yapımcıları, büyük bütçeli filmler yapmaya başladığında, gelen hasılatı sorgulamaya başladı. Sinema salonu hasılatı toplar, buna telif diyoruz, o telifi de, hakkı olanı kendine, diğerini de yapımcıya vermek üzere, dağıtımcıya verir. İşte burada bir sorun var. Bordrolamada, bize yansıtırken, hakkımız olanın verilmediğini düşüyoruz, hikaye buradan çıktı."
Dağıtımcı ile sinema salonları arasında yazılı bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını dile getiren Gün, bunun yazılı hale gelmesini istediklerini söyledi. Endüstrinin bu olgunluğa erişmesi ile sözleşmenin gerekli olduğunu bildiren Gün, bu taleplerinin karşılık bulmadığını anlattı.
BİLET FİYATIYLA İLGİLENMİYORUZ
Gün, açıklamasına şöyle devam etti: "İkinci olarak da bilet paralarının, hasılatın, şeffaf şekilde bizlere de gösterilmesini istedik. Ne geliyor, hakkımız nasıl bölüştürülüyor? Çünkü orada bizim açımızdan bir sıkıntı var. Yoksa biz, tüketicinin bilet fiyatıyla, kimin ne alacağı ile ilgilenmiyoruz. İstediği gibi tanıtım kampanyaları, insanları sinemaya çekecek çekecek etkinlikler yapabilirler, hatta biz bunlara destek de oluyoruz ama elde edilen hasılat yansıtılırken sorun var. Mısır-kola gibi ifadeler geçiyor, bu çok doğru değil. Konumuz mısır değil, bilet. Şöyle ki; bileti mısırla beraber verdikleri zaman, örneğin bilet 10 lira, mısır da 10 lira diyelim... İndirimli fiyat uyguluyor, bunun tamamını da bilete yansıtıyor, sıkıntı burada. İndirim yaptığını iddia ediyor, ama kendi kazancını sabit tutarken, indirimin tamamını bilete uyguluyor, kendi kazancı ile ilgili bir indirimde bulunmuyor. Bulunuyorsa da, biz bunu görmüyoruz. Böyle birşey yapmadıklarını söylüyorlar, bize bunu şeffaf şekilde gösterin o zaman. 'Biz de o zaman size hak verelim, konuyu kapatalım.' dedik."
REKLAM KUŞAĞI FİLMİN MANEVİ HAKLARINA ZARAR VERİR
Gün, hakları olanı almanın peşinde olduklarını belirterek, şöyle devam etti: "Hakkımız olanın, güçlü olan taraf tarafından, bir takım teknik ayrıntılarla kaybedilmesine karşıyız. Burada devletin de kaybı oluşuyor. Biletler doğru şekilde yansıtılırsa, devletin biletten alması gereken pay da doğru şekilde alınacak. Biz kendilerine bunu da ilettik. Devletimiz de 'Ben o zaman bir kaç konuya ilişkin hükümler koyayım, düzen getirelim.' dedi.
Burhan Gün, konuya ilişkin direkt CGV Mars Entertainment Group ile karşı karşıya gelmediklerine işaret ederek, şu bilgileri verdi: "Biz Sinema Salonu İşletmecileri Derneği'ne ve ilgili gruplara bu çağrıyı yaptık. Birlik olarak tek bir grup ile ilgili bir tasarrufta bulunamayız, ihlal varsa bütününde vardır. Sinema salon işletmecilerinin Mars dışındaki kısmı, bu konuda 'Yapımcılarımızın yanındayız.' dediler, bize hak verdiklerini söylediler. Sıkıntımız, o yüzden oraya döndü. CGV Mars Grubu'nun kendisinin direnişinin altında, kendi ticari menfaatleri vardır. O yüzden direnmekte ama o menfaatler, sektörün bütünü ile, sinemamızla ilgili bir çatışma haline dönüştü, o yüzden o öne çıkıyor. İçerik olmazsa, insanlar sinema salonlarına gitmez. İçeriği üreten yapımcı da, 'Ben artık yapamıyorum, zor durumdayım, lütfen gelin hakkım olanı verin ki ben de rahat rahat film yapabileyim.' diyor."
BİLET FİYATLARI AŞAĞI BİLE ÇEKİLEBİLİR
Yapımcıların paylarını almadığına dikkati çeken Gün, açıklamasını şöyle tamamladı: "5 yıllık ortalamaya baktığımızda, bilet fiyatları 10-12 lira arasında. Buradan devletin payını, vergileri düştüğümüzde yapımcının cebine 4,9 ile 5,2 lira kalır. 5 yıldır aynı, burada bir ilginçlik yok mu? Bu söylediğimiz Türkiye ortalaması, film çok başarılı olduğunda bu ortalama da büyümeye başlar. Ama bizim için genelle ilgili olan doğrudur. Bütüne baktığımızda Türkiye ortalaması, yıllık olarak 12,12,5 liranın üstüne çıkmıyor bir türlü ama bilet fiyatları yüzde 20 artıyor. Siz 5 yıl önceki bilet fiyatıyla aynı sinema izlemiyorsunuz ama yapımcı hala aynı noktada. Bu durumun seyirciye yansıması olmayacak, bunun ilgili salon işletmecisine yansıması olacak, direniş ondan. Bizim isteğimizin kabul edilmesi bilet fiyatını etkilemez, hatta aşağı bile çekilebilir. Telif hakkımızı, tarafların anlaştığı çerçevede, hak edişin verilmesini istiyoruz. O hak edişin verilmediğini iddia ediyoruz."
FOTOĞRAFLAR: ING IMAGE