King Bonoga çıktı meydane Can Bonomo’dan bile merdane

Önce müzisyenlik, sonra şiirler ve şimdi ressamlık... Doyumsuzluk mu var sizde?
- Yoo... Öncelikle ben bir ressam değilim. Sadece illüstrasyon yapabiliyorum.

Nereden çıktı bu merak?
- Annem ressamdı. Ben de küçükken resim kurslarına giderdim. Ardından üniversitede görsel sanat dersleri aldım. Sergideki resimleri önce dijital ortamda tabletlerde çizdim. Sonra kanvasa bastım. Ardından yağlıboya ile renklendirdim.

Peki işlerinizi sergi haline getirmeye hangi noktada karar verdiniz?
- Son albümüm ‘Bulunmam Gerek’ için çalışırken aralarda kafamı açmak için çizmeye başladım. İlk çizimleri ev arkadaşıma gösterdiğimde “Abi çok güzel olmuş. Bunları bastır da duvara asalım” dedi. İlk resmi duvara astık, sonra bir tane daha çizdim. Onu da salona asmak isterdi. Derken ev galeriye dönüştü. Bu sırada albümü bitirdim. Konserler başladı ve resimlerin hepsini evin salonunda topladım. Adım atacak yer kalmadı. Evi rahatlatmak için sergi açmaya karar verdim (Gülüyor). Şaka tabii. Artık yaptıklarım görülsün istedim ve Sade Kolektif ile bu projeye başladık.

Resimlerde kendi adınız yerine mahlas kullanıyorsunuz...
- Resimlere bakan insanlar bana olan sempati ya da antipatilerini bir kenara koyup bambaşka şeyler görsünler istedim.

İmzanız ‘King Bonoga’nın anlamı ne?
- King Robbo diye çok sevdiğim bir grafiti artisti var. Oradan esinlendim.

Madonna: ‘Michelangelo’nun ‘Madonna of Bruges’ heykelinden beri yorumlanıyor bu. Bu da benim Madonna yorumum. Çocuk biraz sıkıntılı oldu ama olsun, sağlıklı olsun da...

Resimlerinizin derdi ne?
- Beşinci tabloyu falan yaparken istemeden de olsa belli bir konsept yarattığımı anladım. Hepsinin ortak noktası anakronizmdi. Bu yüzden de serginin adını: ‘Anachronismus’ koydum.

OTURUP HER GÜN AĞLAMIYORUZ...

Biraz daha açsanız...
- Anakronizm bir kişi ya da objenin bulunduğu ortama kronolojik olarak ters düşmesi. Mesela Napolyon’un cep telefonuyla konuşması ya da bir astronotun uzayda muz yemesi gibi... Tabii bunların dışında birkaç eleştirel tablo da var.

Kids: İçimden Zeki Müren’i onurlandıracak şeyin klasik olmaması gerektiği geçiyordu. Ben de bir çocukluk fotoğrafından yola çıkarak onu uzaya gönderdim.

Ne eleştirisi yapıyorsunuz?
- Dünyevi eleştiriler. Devlete, hükümete ya da kişiye değil insana ve doğaya yönelik kaygılar.

Kimler size ilham veriyor?
- Banksy ve Jean-Michel Basquiat.

EVLENECEĞİN KADINI İLK GÖRÜŞTE ANLARSIN

Money, money, hang on: Bu resim aslında ‘anachronismus’ kelimesini en iyi anlatan parça oldu. Eserin adı Napolyon’un meşhur sözü “Para, para, para” dan geliyor: “Para, para, bi sn cnm” 

Didem Soydan’la yakınla evleneceğiniz haberleri doğru mu?
- Evet doğru, evlilik yakında.

Bir kadının evleneceğiniz kadın olduğunu nasıl anlarsınız?
- Emin ol, ilk görüşte anlarsın!

İSTİM ÜSTÜNDE: Sergi dışında da tam gaz çalışmaya devam ediyorum. ‘Hikâyem Bitmedi’ isimli şarkımın klibini çekiyoruz. Konserler devam ediyor. İlk şiir kitabım ‘Delirmek Belirmektir’ de beşinci baskısını yaptı. Yeni kitabın üzerinde çalışıyorum. Yarısına kadar geldim. 

Çocuk planları var mı?
- Yok ama isterim tabii. Genç baba olmak güzel.

Didem Hanım hem model hem oyuncu... Evde sürekli sanat mı konuşursunuz?
- Yok canım. Aksine çok eğlenceliyiz. Sadece gündüz saatlerinde işlerimizi yaparız.

Şairlerin romantizmi sizde de var mı?
- Benim ustam küçük İskender bu meseleye çok takık. O, Türkiye’de yaşayan en büyük şair. Yazdıkları insanların en duygusal taraflarına dokunuyor. Ama bu adam bir Fenerbahçe fanatiği. Fenerbahçe’yle ilgili tweet falan attığında millet garipsiyor; “Ne oldu şimdi buna” diyor. O da “Arkadaş bütün gün evde oturup ağlamıyorum ki” diye cevaplıyor. Bizim durum da öyle.

CAN BONOMO’NUN BEŞ SIRRINI ÖĞRENİN!

1. Rüyamda kendimi bir şeyler yapmayı becerirken nadiren görüyorum.

2. Çizmeye asla cesaret edemeyeceğim şey zamanın kendisi. Çünkü nereden başlayacağımı bilmiyorum.
3. Kendimi en yetenekli bulduğum alan lirik yazmak.
4. Hokusai’nin ‘Büyük Kanagawa Dalgası’ isimli tablosunun önünde saatlerce kaldım. Çünkü hayatımda gördüğüm en güzel resim oydu.
5. Şimdiye kadar nü tablo çizmeyi hiç beceremedim. Eğer fırsatım olsa ‘Donald Duck’ı çizerdim.