Kerem Görsev: 'Güneyde tek bir tiÅŸörtle ÅŸort basit hayatı tercih ediyorum'

Kerem Görsev’in ‘Four Days’ albümü nihayet piyasada. Piyanosunun başındayken dünyanın en mutlu adamı ifadesine sahip olan, acıyı da yası da aşkı da mutluluğu da piyano tuşlarıyla kusursuz anlatan Görsev, ‘Four Days’i anlattı.

‘Four Days’de neler var?
Yine Ernie Watts var, Ferit Odman ve Kağan Yıldız var. 1994-97 arasında yaptığım bestelerden oluşan ve o dönemin albümlerinde çaldığım parçalardan oluşuyor. Bundan önce ‘Emirgân’ isimli bir albümüm çıkmıştı, yine aynı isimlerle çalışmıştık. 2015 Mayıs’ta o albümün turnesini yaptık. Ernie Watts’a turnenin bitiminde sıcağı sıcağına ‘Four Days’i yapalım dedim çünkü benim için çok anlamlı parçalar vardı. Babajım stüdyolarında 4 saatte kaydettik.

Her albümünüzün hikâyeleri var. Bu albümünki nedir?
Yunanistan’ın Dodocanese Adaları denen adalarından dördünde, Leros, Patmos, Marathi ve Arki’de geçen 4 günü anlatıyor.

Yine bir senfoni orkestrası ile çalışmayı düşünüyor musunuz?
2017 yılında Los Angeles Filarmoni Orkestrası ile bir albüm yapacağım. Şimdi onunla uğraşıyorum.
Yakın zamanda babanızı kaybettiniz, başınız sağ olsun. Zamanında caz müzik yaptığınız için aranız açılmış kendisiyle. Doğru mu bu?
Dahası vardı. Biz babamla 11 sene birbirimizi görmedik. Babam Marksist bir yazardı ve Almanya’daydı. Türkiye’ye gelmesi sakıncalıydı. Bir gün tatildeyken ama yine piyano başındayken telefonum çaldı. Arayan babamdı... O anda duygular tavan yaptı, 5 dakikada ‘I Remember Your Face’ şarkısını yazdım. Ben müziklerimi kızıma ve eski zihniyetteki Türkiye’ye bırakacağım. Bu en büyük mirastır.

Peki bu kadar yoğun hissederek yaşarken nasıl kendinizi koruyabiliyorsunuz?
Denizle aram çok iyidir, deniz kendimi sorgulama yerim. Hayatımdaki engelleri için yıldızlardan anahtar ararım. Köpeklerim hayata serzenişimdir. Ufak bir teknem ve piyanom var.

Ä°nsan ne ister baÅŸka?
Allah sağlık versin. Kızım için buraya geldim, yoksa güneyde tek bir tişört, şort ve terlikle en basit hayatı yaşamayı tercih ediyorum.

Â

CAZ DİNLEYİP SOKAĞA TÜKÜREN GÖRMEDİM
Müziğe ilk başladığınız günlerden hiç bahsetmiyorsunuz... Mesela istemediğiniz halde çaldığınız şarkılar oldu mu hiç?
1984’e kadar çaldım öyle şarkılar. Ama sonra kendi istediklerimi yapmak için gazinolardan, fuarlardan vazgeçtim. 25 yaşında 1 kilo baklava yersin ama şimdi iki tane bile fazla. Caz akıl işidir, ben caz dinleyip sokağa tüküren, kola içip tenekesini savuran bir adam görmedim. Caz aşk işidir. Caz, aşkı anlatan dünya klasiklerinden sonra var olan ikinci müziktir. Ben hissedebildiğim kadar caz neferiyim.