Güncelleme Tarihi:
Yöre halkının yanında Osmanlı sarayı ile yakın ilişkileri bulunan Kazasker Cinci Hoca, Sadrazam İzzet Mehmet Paşa, Kaptan-ı Derya Salih Paşa, Köprülü Mehmet Paşa gibi isimlerin 18, 19 ve 20. yüzyıl başlarında yaptırdığı kültürel zenginliklerle bölgede yetişen safran çiçeğinden aldığı adını duyuran, İpek Yolu üzerinde de önemli bir merkez haline gelen tarihi kent Safranbolu, bir dönem adeta kaderine terk edildi.
Hemen yanı başında oluşmaya başlayan beton yapılar nedeniyle bir bir terk edilen tarihi bölge, dönemin belediye meclisi tarafından 12 Haziran 1975'te alınan kararla kent ölçeğinde korunmaya başlandı.
Safranbolu Belediyesinin İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesiyle 1975,1976,1977 yıllarında oluşturduğu ilişkiler sonunda Safranbolu'da çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenir ve bu sayede ilçe hem yurt içinde hem de dışında tanınmaya başlar, Türkiye'de kentsel korumaya duyarlı bir kamuoyu oluşturulması sağlanır.
Türk belgesel sinemacılığının ustası olarak gösterilen ve 2004 yılında vefat eden Suha Arın tarafından 1976'da çekilen, 14. Antalya Film Festivali En İyi Kısa Metrajlı Film dalında Altın Portakal Ödülü alan "Safranbolu'da Zaman" belgeseliyle daha çok gündeme gelen ilçe, kültürel değerlerini korumadaki başarısıyla 17 Aralık 1994'te de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilir.
"Kent ölçeğinde bu listedeki tek alan olan ilçe"
Türkiye'den UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'nde yer alan alanlar içinde "Safranbolu Şehri" adıyla bulunan ve kent ölçeğinde bu listedeki tek alan olan ilçe, Türk kent kültürünün bugüne orijinal haliyle taşınabilen en önemli yapı taşlarından biri olarak yer alıyor.
45 yıllık süreçte tarihi konaklar ile anıt eserlerin restore edilerek topluma kazandırılması sonucu "açık hava müzesi" ve "korumanın başkenti" gibi unvanlarla anılan Safranbolu, turizmde yaşanan artışla da adeta kimlik değiştirerek bugün yılda bir milyonu aşkın yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapar hale geldi.
Yaklaşık 1500 tescilli yapısından büyük bir çoğunluğunun özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından desteklenerek restore edildiği Safranbolu, gelecek kuşaklara soyut ve somut mirasıyla aktarılıyor.
"Bunlar 12 Haziran 1975'te alınan kararın ardından gelişti"
Ömrü boyunca kent üzerine çalışmalar yapan ve birçok kitabı bulunan araştırmacı yazar Aytekin Kuş, 45 yıl önce Safranbolu'nun yerel yönetiminin Türkiye'de mimarlık değerlerinin korunmasında ilk adımı attığını söyledi.
Safranbolu Belediyesi ve İstanbul Teknik Üniversitesinin 1975 yılında iş birliği yaptığına dikkati çeken Kuş, "Bu görüşmeler sonunda Safranbolu'nun var olan mimarlık değerlerinin geleceğe taşınması konusunda bazı çalışmalar yapıldı. Bunlar 12 Haziran 1975'te alınan kararın ardından gelişti. O dönem Türkiye'de sivil mimarlık değerleriyle ilgilenen bir kuruluş yoktu, bir duyarlılık da yoktu. Safranbolu Belediye Meclisinin 21 üyesi önergeyi oy birliği ile kabul ederek şehirde var olan sivil mimarlık eserlerinin, özellikle dış cephelerinde yapılacak uygulamaların bir denetime bir yönetmelikle düzenlenmesini sağladı. Bu karar sivil mimariye duyulan onurun, güvenin ve kazanımın belgesidir. O nedenle meclis üyelerini ve başkanları Kızıltan Ulukavak Beyi minnet ve şükranla anıyoruz." diye konuştu.
Safranbolu'nun bugünlere gelmesinde o kararın önemli olduğunu vurgulayan Kuş, "1975 yılındaki bu sivil mimariye oluşan duyarlılık gündeme gelmeseydi, farkındalık oluşmasaydı, Safranbolu'nun bugünkü konumundan söz edemezdik. Bu nedenle büyüklerimize şükranlarımız var." ifadelerini kullandı.