Güncelleme Tarihi:
Kitabınızın başkahramanı aynı zamanda genç okuyucular için rol model olabilecek güçlü bir kadın karakter. Çocuk kitaplarındaki tema çeşitliliğinin genel anlamda yetersiz olduğunu düşünüyor musunuz?
Kitapların tam anlamıyla içinde yaşadığımız dünya kadar zengin ve harika olması için önümüzde daha uzun bir yol var. Nedense “erkek hikâyelerini” evrensel görmek ve “kız hikâyelerini” sadece kızlarla ilişkilendirmek gibi bir eğilim var. Bu elbette hem kızlara hem de erkeklere zarar veren bir yanılgı. Bu eğilim, erkek çocukları empati kurma fırsatından ve kendi cinsiyetlerinin dışındaki bir anlayıştan yoksun bırakıyor. İki amaçla kitap okuruz: Yaşadıklarımızın bize nasıl yansıdığını görmek için ki bu bize kendimizi daha iyi anlama imkânı da sağlar. Diğer amaçsa insanın karmaşık ve incelikli doğasıyla ilgili anlayışımızı derinleştirip bizden tamamen farklı hayatları tecrübe edebilmektir.
Ay Işığını İçen Kız büyümeyi ve değişimi kucaklayan bir hikâye. Genç okuyucuların bu tür bir içsel gelişmeden neler öğrenebileceğini düşünüyorsunuz?
Çocukluktan yetişkinliğe geçerken her çocuk kendi harika ve ürkütücü yolculuğunun içindedir. Ve bu kolay değildir. Yol ormanın içinde kıvrılıp bükülür. Kayalıklarda tökezlerler ve kimi zaman karanlıkta ilerlerler. İnsanın büyüme sürecindeki değişimlerin gerçekliğine içten ve dürüst bir şekilde değinen her kitabın çocuklara faydalı olduğunu düşünüyorum.
Kitapta iyi ve kötüyü karşılaştırmak yerine bize göreceli doğruyu öğreten bir hikâye var. Karakterler kendi seçimlerini yapıyor. Bu belirsiz, gri alanların genç okuyucular için neden önemli olduğunu düşünüyorsunuz?
Ben tüm evrenin belirsiz bir alan olduğunu düşünüyorum açıkçası. Bakın ben kendi çocuklarıma şöyle söylüyorum: İyi insan ya da kötü insan diye bir şey yoktur; sadece iyi seçimler ya da kötü seçimler vardır. Kendimize meydan okumak için her gün en iyi niyetli, en cesur, en doğru ve en sevgi dolu seçimleri yapmak bize bağlıdır. Bu her zaman işe yarar, anlatabiliyor muyum? İyi bir hayat ya da anlamlı bir hayat yaşamak kolay bir şey değildir. Buna kafa yormamız, bunun için çalışmamız ve bunun her zaman net olmadığını anlamamız gerekir. İyi bir davranışın kötü sonuçlar doğurduğu da olur veya tam tersi durumlar. Bu nedenle çocukların etkin düşünmeyi öğrenmesi gerekiyor.
Ay Işığını İçen Kız’ın aynı zamanda zorluklara meydan okuyan bir kitap olduğunu söyleyebiliriz. Sizce günümüzde genç okuyucular için en büyük zorluk nedir ve bunu nasıl aşabilirler?
Maalesef acımasızlığın, duyarsızlığın, dar kafalılığın hüküm sürdüğü bir çağda yaşadığımızı düşünüyorum ve bu beni tedirgin ediyor. Bununla birlikte okullara gittiğimde içim rahatlıyor çünkü yardımsever, okuyan, dünyaya merak duyan, her kesimden insanla yakın ilişkiler kuran ve kitaplara tutkuyla bağlı çocuklar görüyorum. Çocuk edebiyatı için harika bir çağda yaşadığımızı düşünüyorum ve dünyanın her yerindeki çocukların yaratıcı dünyalarıyla etkileşimde olabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Çocuklar şaşırtıcı; çok derin düşünüyorlar ve mükemmeller. Biz asıl yetişkinler için endişe etmeliyiz.
Ay Işığını İçen Kız, Newbery Medal Ödülü’nü aldı ve aynı zamanda kısa süre önce Locus Ödülü’ne aday gösterildi. Kitap, Peter Pan ve Oz Büyücüsü gibi çocuk klasikleriyle kıyaslanıyor. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dürüst olmak gerekirse bu beni şaşırtıyor. Bunlar bir düşünür, bir insan, bir hayalperest ve bir yazar olarak beni ben yapan kitaplar. Ve bunlar hiçbir zaman hakkıyla yerine getiremediğim roller. Ancak insanlar böyle şeyler söylediğinde sanırım olay kıyaslama değil de daha çok bu kitabın şu ya da bu nedenle onlar için önemli olduğunun bir ifadesi. Önemli olma sürecinin veya önemli olma durumunun nasıl işlediğini anlamıyorum. Ama bir okurun o zihinsel noktaya doğru yolunu bulmasına -uykuyla uyanıklık arasındaki o noktaya, sezgi ile hayal gücü ve bilinç arasında, zihnin kalple buluştuğu yere- yardımcı olduğum için memnunum.
Fotoğraf: Bruce Silcox