Güncelleme Tarihi:
2000’lerin ilk yıllarında Ukrayna’da bir morgta yaşamla ölüm arasındaki iki kadının; Natalia ve Victoria’nın kendilerini bir anda içinde buldukları sıra dışı bir olayı konu alan “Kapılar”, seyirciyi daha ilk andan etkisi altına alıyor ve onu kimi zaman insanı şaşırtan kimi zaman düşündüren bir atmosferde, iki kadının gerçekliklerinin şahidi haline getiriyor.
Günümüzün sorgulanan değer yargılarına, tarihsel, kültürel ve eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan oyun insanın varoluşunu, komünist rejim sonrası Ukrayna’sında kimi zaman Sartre’cı bir olgusal gerçeklik algısına kimi zaman ise Kierkegaard’cı absürde dokunarak sorguluyor ve seyirci bir anda kendini, geçmişle gelecek, ölümle yaşam, gerçekle düş arasında, dünyanın kalanından izole olmuş soğuk bir morgta, soluksuz bir tempoda seyrettiği zamansal ve mekansal bir senkron kaymasında buluyor.