Kanepeye gömülsek de uzun uzun izlesek

Günümüzden kadın-erkek ilişkilerine farklı açılardan bakan oyunlar konusunda bereketli bir sezon geçiriyoruz. Son örneği Haluk Bilginer, Esra Bezen Bilgin ve Kürşat Demir’i sahnede buluşturan bir Oyun Atölyesi oyunu: Pencere. İngiliz oyun yazarı ve senarist (The Hours ve The Reader gibi Hollywood yapımlarında da imzası olan) David Hare’nin kaleminden çıkan oyun (Orijinal adı ‘Skylight’) Birkan Uz’un yönetiminde sahneleniyor.

Ne zaman, nerede? 7 Mayıs’ta saat 16.00 ve 20.30’da, 10, 11, 12, 13 Mayıs’ta saat 20.30’da Oyun Atölyesi’nde. 

İlişkilerinin bitmesinden üç sene sonra kadının (Kyra) evinde yaşanan bir buluşmayı, uzun bir geceyi bir nevi ‘gözetletiyor’ bize oyunun yazarı ve yönetmeni. Kyra, bir vakitler tesadüfen tanışıp dahil olmuş Tom ve ailesinin hayatına. Küçük bir restorandan ünlü bir zincire uzanan bu başarılı aileyle uzun yıllar aynı çatı altında yaşadıktan sonra, ‘evi’ bildiği bu aileden aniden kopmuş. Şimdilerde şehrin tekinsiz bir semtinde öğretmenlik yaparak ayaklarının üzerinde duran genç bir kadın Kyra. Toplumun dezavantajlı kesimleri için didinen; kendi babasını da, bir zamanlar sevgili olup büyük aşk yaşadığı Tom’un refah içindeki aile evini de gerisinde bırakan bir kadın. Taa ki üç sene sonra bir gece, önce Tom’un oğlu Edward, sonra da Tom tarafından çat kapı ziyaret edilene kadar... Tek kelimeyle ustalıkla kaleme alınmış, ince ince işlenmiş, çetrefilli bir kadın-erkek ilişkisinin bugünü ve geçmişi arasında dolanırken iki tarafı da anlayan bir metin karşımızdaki. Kyra ile Tom’un bir an bile sarkmadan, sıkmadan süren atışmasını dinlerken tuhaf bir şekilde hem bu inatçı, güçlü ama kalbi kırık kadına hem de bencil mi bencil, kibirli mi kibirli, hiçbir şeyi beğenmeyen patavatsız adama hak verirken buluyor insan kendini. Yazar da yönetmen de su gibi akan bir denge kurmuş ki oyunun en hoş yanlarından biri bu. Bir an “Kyra gibi bir kadının bu kadar kendini beğenmiş bir adamla ne işi olur Allah aşkına!” diyecekken, tüm o itici hallerine rağmen öyle anlar geliyor ki Tom da aklımızı çelebiliyor.

Sahne üstündeki titiz dengede metin ve rejiyle birlikte, Kyra’da Esra Bezen Bilgin ve Tom’da Haluk Bilginer’in akışkan ve son derece doğal, ikna edici oyunculukları etkili. Fazlasıyla sübjektif olmak pahasına: Esra Bezen Bilgin izlemekten bıkmayacağım kadın oyunculardan. ‘Pencere’ ile kendi sağlamamı bir kere yapmış oldum. Bilginer ‘andropozdaki erkek’ hallerinde çok eğlenceli, karakterle arasına koyduğu mesafe sayesinde hem eleştirel, hem muzip. 

‘Pencere’, yolu belli ki açık olacak genç bir oyuncuyla da ilk karşılaşmamıza vesile. Kürşat Demir, Edward’da başta ve sondaki sahnelerinin hakkından, bolca umut vaat eden bir heyecanla geliyor. Biraz daha sürse de kanepenize gömüldükçe gömülüp izlemek isteyeceğiniz filmler olur; ‘Pencere’de bu ikiliyi izlemek biraz böyle hissettirdi. Ki bu tip ikili ilişki öykülerini sahneye taşırken kıvam tutturulmadı mı seyirciyi bezdirmek işten bile değildir. ‘Pencere’ tüm o ince detaylı ev dekoru (Sahne tasarımı Gamze Kuş, ışık tasarımı Kemal Yiğitcan), iyi metni, rejisi ve oyunculuklarıyla tam aksini yapıyor.

PENCERE / 5 üzerinden 4 yıldız 

Yazan: David Hare
Yöneten: Birkan Uz
Oyuncular: Esra Bezen Bilgin, Haluk Bilginer, Kürşat Demir
Süre: 120 dk.
Bilet Fiyatı: Öğrenci 40, Tam 60 lira