Güncelleme Tarihi:
Kurtuluş Savaşı'nda Türk ordularının 9 Eylül 1922'de İzmir'e girmesiyle ilan ettiği zaferin üzerinden 93 yıl geçti. Yunan işgalinden kurtulan İzmir, bu tarihi günde gerçekleşen bir çok simgesel olaya tanıklık etti. Zaferin üzerinden geçen bunca yıla rağmen yaşananlar o günlere ışık tutmaya devam ediyor.
Öncü Türk birliklerine kumanda eden İzmirli Fahrettin Altay Paşa'nın memleketini kurtardıktan sonra annesiyle buluşması da dönemin ilginç anıları arasında yer alıyor.
Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet ve İzmir kent tarihiyle ilgili araştırmalarıyla tanınan Yaşar Aksoy, birçok cephede çarpışan Fahrettin Altay Paşa'nın, 94 yıllık ömrü boyunca ülkesi ve milleti için hizmet eden büyük bir vatanperver olduğunu söylüyor:
"Yunan ordusunu çeviren, kıskaca sokan, Büyük Taarruz'da onu mahveden, Yunan ordusu İzmir'e doğru kaçarken tüm Ege'yi kurtaran öncü birliklerin, 5. Süvari Kolordusu'nun kumandanıdır. Şanlı kolordudur, çünkü tümenleri Yunan kaçarken adım adım takip etmiş, kasabaları, Uşak, Manisa, Salihli, Akhisar'ı yakarken, o yaktığı şehri terk ettiği anda süvariler girmiş, son Yunan kalıntılarını temizleyip göndere Türk bayraklarını çekmişlerdir."
"Fahrettin Altay Paşa İzmir'e girdiğinde, gelincik tarlası gibi halkın evlere çektikleri bayrakları da gördükten sonra yüreği cayır cayır yanmaya başlamış, anasını özlediğini hissetmiştir. Tüm Kurtuluş Savaşı süresince görmediği anası Hayriye Hanım, Karşıyaka'da yaşamaktadır. Aile, işgal öncesi varlıklıdır. Atını birliğiyle Karşıyaka'ya sürmüş, büyük eğlence içinde olan davul, zurna ve bayraklarla coşan Karşıyaka halkının arasından geçerek sahilde anasıyla kucaklaşmıştır. Bu sahneyi görenlerle konuştum, ailesi anlattı. 'İçim yanıyor ana' demiştir. Gözyaşlarıyla anasının elini öptükten sonra 'Bana bir şey ver, açım' demiştir. Hayriye Hanım koşmuş, sahildeki evden bir şeyler kapıp getirmiş, kaptığı şey de bir dilim ekmek, üstüne de yeşil biber salçası. 'Oğlum, başka bir şeyimiz yok, bunu al' demiştir. Fahrettin Altay Paşa da halkın alkışları altında, anasının yani vatanının, halkının verdiği salçalı ekmeği yemiştir."
KIZLARIN KIRMIZI ETEKLİĞİNDEN BAYRAK
Yaşar Aksoy, Yunan ordusunun, işgal yıllarında bastıkları evlerden topladıkları bayrakları, öbek öbek yaktıklarını anlatarak, "Türk ordusu İzmir'e doğru yaklaşırken bayrakları olmayan analar, kızlarının kırmızı etekliğini, gelinliklerini, çarşaflarını bozmuşlar, tüm o kırmızı kumaşların üstüne beyaz patiskalardan ay yıldızlar dikmiş. Böylece Türk ordusu İzmir'e girerken analarımızın, halkın yaptığı bayraklar, Türk evlerinin damları, çatıları, direkleri ve cumbalarında sallanmaya başlamıştır" diye konuştu.
Aksoy, bu şekilde bayrak hazırlayanlar arasında yer alan Türk edebiyatçısı Turgay Gönenç'in annesi Namazgahlı Sırriye Teyze'nin, oğluna "Her 9 Eylül öncesi oğlum sen bu bayrağı göster, bu Yunan ordusu İzmir'i terk ederken milletimizin yaptığı bayraktır. Milletimiz bu bayrağı daima görsün" vasiyetinde bulunduğunu dile getirdi.