Güncelleme Tarihi:
Ressam Ahmet Güneştekin, Yaşar Kemal’e Nobel Ödülü verilmesini gazeteci yazar Mahmut Baksi’nin engellediğini iddia etmişti. Güneştekin, “Nobel’e aday olduğunda, İsveç’te yaşayan bazı sözde Kürt ve Türk aydınları, Nobel Ödül Komitesi’nden etkili bir üyeye gidip, ‘Yaşar Kemal’e ödül vermeyin. Beşinci sınıf bir yazardır. Türk devletiyle anlaşma yaptı’ diye gammazlamışlar. Bu sözler üzerine ödül ona verilmemiş. Bana o dönemki Nobel Genel Sekreteri Olof Tandberg söyledi” ifadelerini kullanmıştı. Gazeteci Muhsin Kızılkaya ve Eyüp Burç da Güneştekin’in sözlerini doğrulayıp, Baksi’nin Yaşar Kemal’e ödülün verilmesini engellediğini iddia etmişlerdi.
Ancak söz konusu iddiaya göre Nobel Genel Sekreteri olan İsveçli yazar Olof Tandberg, hiçbir zaman Nobel Ödülü veren akademi bünyesinde yer almadığını söyledi. Tandberg, kendisinin ve Baksi’nin Nobel Komitesi’ni etkilemelerinin mümkün olmadığını da vurgulayarak, “Bu iddialar çok saçma. Bu tür iddiaları ortaya atanlar ciddi işlerle uğraşsınlar. Ben ne Mahmut ne de başka biriyle Yaşar Kemal’e Nobel Ödülü verilmesi konusunu konuştum. Hiç kimseye birileri Yaşar Kemal’e Nobel Ödülü verilmesini engelledi demedim” dedi.
İDDİALAR TEMELSİZ
İsveç Akademisi yetkilileri de iddialara tepki gösterdi. İsveç Akademisi Kalem Müdürü Odd Zschiedrich, Expressen gazetesine yaptığı açıklamada, Nobel Ödülü verilirken sadece edebi kriterlerin temel alındığını belirterek, “Hiçbir siyasi güç bizi etkileyemez. Türk medyasındaki iddialar yalandır” dedi. İddiayı ortaya atanların isim ve olayları birbirine karıştırdıklarını söyleyen Zschiedrich, “Nefret yaratan durumlar har zaman üzücü. Hiç tereddüt etmeden bu iddiaların temeli olmadığını söyleyebilirim” diye konuştu.
YEĞENİ DE YALANLADI
Mahmut Baksi’nin yeğeni, gazeteci yazar Kurdo Baksi de amcasının Yaşar Kemal’e Nobel Edebiyat Ödülü verilmesini engellediği iddialarına sert tepki gösterdi. Yaşar Kemal ile amcası arasında bazı konularda görüş ayrılığı olduğunu, ancak Mahmut Baksi’nin hiçbir zaman Yaşar Kemal’e Nobel Edebiyat Ödülü verilmesine karşı çıkmadığı gibi, istese bile İsveç Akademisi’ni etkileme gücünün olmadığını belirten Baksi, hayatta olmayan birine bu tür suçlamalar yönetilmesini etik bulmadığını ifade etti.