Güncelleme Tarihi:
Londra doğumlu bir İzmir erkeği. Eklemesini unutmayalım: “Has mulis hem de.” Çocukluğundan beri aklında, hayalinde, kalbinde yeri var sahnenin. Ailesinin işi sebebiyle 2-3 yaşına kadar Londra’da fakat gerisi hep İzmir, Edis dilinde güzel mi güzel İzmir. “Sıcaktır ya” demeden duramıyor, yüzünde İzmir gevrekliğinde bir rahatlık: “Hani hep ‘İzmir’den güzel insan çıkar’ derler ya. Olay güzel olmak değil. Kendini güzel göstermek. Enteresan bir kimyası var şehrin. İnsanlar kendisiyle barışık. Kendine güveni tam. Haraketler hep büyük. Her şey çok yoğun: Laflar, tavırlar, aşklar...” Birazdan İzmir’in sıcak ve doğal kollarından ayrılıp İstanbul’un soğuk ve yapay yüzüyle tanışmanın zorluğunu anlatacak. Her İzmirli gibi...
ÇOK OKUMUŞ, ÇOK ÇALIŞMIŞ
Edis, hiç de öyle büyük cümleler hazırlamamış, sanki uzun zamandır karşılaşmadığı yakınına son zamanlarda neler yaptığını anlatmak için masaya oturmuş gibi çayını karıştıra karıştıra anlatmaya devam ediyor: “İzmir’de biri şarkıcı/müzisyen olmak istediğinde aile hep ‘Önce okul’ derdine düşer. Bizimkilerin de derdi aynıydı. ‘Oğlum şarkıcı olacak’ lafı İzmir’de daha endişeli bir tonda yankılanıyor çünkü.”
Her ne kadar “Ne yaşıyorsam o. Plan yok, program yok. Doğal ve kendiliğinden” dese de hayallerini gerçekleştirmek için İstanbul’da bir üniversiteyi tutturmak en büyük amacı. Tutturuyor da. Hem de en iyilerinden. Aile de ‘Galatasaray Üniversitesi İletişim Bölümü’ lafını duyunca bir nebze olsun rahatlıyor.
Keşfedilme hikayesiyse “Her şey kendiliğinden, doğal akışıyla...” cümlesine yakışır cinsten: “İstanbul’daki ilk yıllarım... İzmirli birkaç arkadaş bir gece karaoke bara gittik. Öyle tamamen eğlencesine söylerken, mikrofonu elime aldığımda mekâna bir sessizlik çöktüğünü hatırlıyorum. Benim bile tüylerim diken diken!” Bugünkü menajerle de işte o gece tanışılıyor, tüyler diken diken.
POPÇU ABİLERDEN TAM DESTEK
İlk tanışma, ilk demo Kenan Abi’siyle (Doğulu). Fakat kendisini tam hazır hissetmiyor, kapanıyor bir tur daha çalıışıyor söz ve müzikleri üzerine. Bugün dinlediğiniz ‘Benim Ol’ şarkısı, lise yıllarında, okul koridorlarında mırıldanırken çıkmış olabilir. Fakat bu noktaya gelmek için yazdığı yüzlerce şarkı var. Bol referanslı klibinde de fiziğinden çok sesi ön planda: “Derdim kendimi daha iyi göstermek olsaydı, çok kolay, zamanımı farklı kullanırdım. Paket program gibi, bilirsin işte: Haftanın şu kadar günü spor salonuna git, şunlarla beslen, iyice kaslan filan. İyi görünmek tabii önemli fakat ille kaslı olup soyunmak gerekmiyor ilgi çekmek için. Sen şarkını söyle yeter.”
İlk single’ı için aranjman koltuğunda Ozan Abi’si (Çolakoğlu) var, yapımcısıyla Soner Abi (Kabadayı).
Twitter dilinde ‘müthiş geri dönüşler’ anlatılıyor bir heyecan: Sinem Kobal, Ayşe Özyılmazel, İrem Derici, Murat Dalkılıç gibi şöhretlerin gayet kendiliğinden, Edis’in hiç haberi olmadan tebrik tweet’leri yağdırması çok mutlu etmiş.
Çaylar bitmiş, söyleşi tamamlanmış, Galata’yı tırmanıyoruz. Ve suratımda patlayan bir ‘selfie’. “İlerdeki belgeselim için” diyor. Tüm hikayesini ilerde bir gün çocuklarına anlatması için. İzmirli naifliğiyle İstanbul’da bunları yapmasının şöyle sonuçları olabiliyor: “Geçenlerde aylık bir dergiye röportaj veriyorum. Ve ilk röportajım. Kızla bir hatıra fotoğrafım olsun istedim. Fotoğraf çekiyorum, kız garip garip bakıyor bana. Tuhafına gitti. Neden ki?”