Güncelleme Tarihi:
13 Mart’ta Washington’da dünya prömiyeri yapan ve Washington DC Bağımsız Film Festivali’nde tüm kategoriler içinde en iyi film ödülünü kazanan “İstanbul’un Gözü” filminin İstanbul Film Festivali’ne alınmaması, kültür sanat gündeminde çok konuşulmuş, ideolojik gerekçelerle festivale kabul edilmediği iddia edilmişti.
Festivali organize eden İKSV konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada “Festival öncesi yapılan değerlendirmeler sonucunda Ara Güler hakkındaki ‘İstanbul’un Gözü’ adlı belgeselin festival programına alınmamasına karar verilmiştir. Filmi değerlendiren danışma kurulu üyeleri, sınırlı sayıda film seçme kısıtlamasına sahip oldukları için zorlu bir değerlendirme süreci sonrasında tercihlerini başka filmlerden yana kullanmışlardır” ifadeleri kullanıldı.
Ara Güler de yaptığı yazılı açıklamada, filmin festivale kabul edilmemesine “Benim için buruk bir duygunun kaynağı olmuştur” tepkisini gösterdi.
Festivalin kararına şaşırdık!
Yapımcı Ümran Safter, filmin bütün dünyadan büyük ilgi gördüğüne vurgu yaparak, “Biz kültürel bir film yaptık. Festivalin bu kararına şaşırdık. Hiçbir gerekçe sunulmadı. Filmimize güveniyoruz. Washington DC Bağımsız Filmler Festivali’nden ödül aldı. Selanik’te iki gün boyunca gösterildi ve çok fazla ilgi gördü. Dünyanın başka festivallerinden özel gösterim davetleri alıyoruz. Ortada böyle somut bir başarı varken Ara Güler’le ilgili biyografik bir eserin festival tarafından kabul edilmemesi bizi gerçekten çok şaşırttı” dedi.
Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay ise İKSV’nin sadece danışmanlığını yaptığına işaret ederek, “Filmin alınıp alınmamasıyla ilgili hiçbir sorumluluğum yok. Ara Güler saygın bir kişilik ama ona adanmış her filmin de çok önemli ve çok iyi olduğunu söyleyemeyiz.” dedi.
Ustaya saygısızlık yapıldığını savunan fotoğraf sanatçısı Mustafa Yılmaz ise, “Jüri, Ara Güler ile Erdoğan arasındaki yakın ilişki nedeniyle filme önyargıyla yaklaşmıştır. Filmin festivale kabul edilmeme kararı kesinlikle siyasi olmuştur. Aynı İKSV, yönetmenliğini Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’nun yaptığı, PKK propagandası yapılan ‘Bakur (Kuzey)’ filminin gösterilmesinde ise herhangi bir sakınca görmemiştir. Yapılan bu muamele ve çifte standart büyük ustaya saygısızlık olmuştur” diye konuştu.
Ünlüler ne dedi?
Nazif Tunç
“Her yere seçilmiş Cumhurbaşkanının, diktatör olduğunu yazmaya bayılan bu şiddet ve terör davetçileri, sanatı siyasetten bir türlü ayıramayan vesayetçi klan İstanbul’un Gözü’nü programa nasıl alsın. Bu belgeselin konusu olan Ara Güler, Cumhurbaşkanını bir aile babası, merhametli bir insan olarak gösteriyor. Bu resme razı değiller. Bu resmi çekene katlanamazlar. Gerçeği göstereni de katlediyorlar.”
Burçak Evren
“Festivalin, Ara Güler’in yer aldığı bir belgesel karşı siyasi gerekçelerle hareket etmesi mümkün değil. Çünkü festival Kültür Bakanlığından destek alıyor. Böyle davrandıklarına inanmak istemiyorum. Ara Güler’in olduğu bir şey niteliksiz olamaz. Kısacık bir konuşması bile varsa çok değerlidir. Politik nedenlerle böyle şeyler oluyorsa, Türkiye’de bu konuda ciddi tartışmalar yapmanın zamanı gelmiştir.”
Hasan Ali Yıldırım
Bu ne ölçüsüz hoyratlık, ne akılalmaz seviyesizlik böyle” diyerek tepki gösteren eleştirmen Hasanali Yıldırım, “Her fırsatta kültürden, sanattan, yüksek insanlık idealinden, azınlık haklarından, dünyayı güzelliğin kurtaracağından dem vuran kişilerin düştükleri bu durumu eleştirmek bile abes neredeyse” açıklamasında bulundu.
İsmail Güneş
Yönetmen İsmail Güneş, Ara Güler’le ilgili bir belgeselin, içeriği ve kalitesi ne olursa olsun bir festivale gitmeyi hak edeceğini ve festival programına alınmamış olmasını doğru bulmadığını söyledi. Geçen yıl festival programında yer alan, terör örgütü PKK’nın Türkiye’deki kamp yaşamını konu edinen Bakur filmini hatırlatan Güneş, festivalin yaklaşımının ideolojik olduğunu vurguladı.
Türkiye'de yaratıcı fotoğrafçılığın uluslararası alanda ün kazanmış en önemli temsilcisidir. 60. sanat yılını geride bırakmış olan, Ermeni asıllı Türk fotograf sanatçısı ve foto-muhabir.
Ara Güler 16 Ağustos 1928'de Beyoğlu, İstanbul'da doğdu. . Tam adı Aram Güleryan’dır. Annesinin adı Verjin’dir. Eczacı olan babası “Dacat Güler” Giresun'un Şebinkarahisar ilçesi, Yaycı Köyü’nden 6 yaşındayken okumak için İstanbul’a gelmiş. Ara Güler 1951 yılında Kuruçeşmedeki Getronagan Ermeni Lisesi'nden mezun oldu. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul'un tiyatro kurslarına devam etti. Çünkü yönetmen veya oyun yazarı olmak istiyordu. 1950'de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine devam etti.
Ara Güler’e lise yıllarında babası ilk 35 milimlik film makinesini ve bir fotoğraf makinesi alıp Yeni İstanbul gazetesine 'foto muhabiri' olarak işe girmesine yardımcı olmuştur. İlk çektiği fotoğraf ; 1950 yılında Ticaniler denen gerici bir grubun kırdıkları Gümüşsuyu'ndaki Atatürk heykelinin resmidir.
1958'de Time-Life, Paris-Match ve Der Stern dergilerinin yakın doğu foto muhabirliği görevlerini üstlendi. 1961'de askerlik görevini tamamladı ve Hayat Dergisi'nde fotograf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı. Aynı yıllarda Henri Cartier Bresson ile tanışarak Paris Magnum Ajans'ına katıldı ve İngiltere'de yayımlanan Photography Annual antalojisi onu dünyanın en iyi yedi fotografcısından biri olarak tanımladı. Yine o yılda ASMP'ye (Amerikan Dergi Fotografcıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi.
Savaş foto-muhabirliği de yapan Ara Güler, 4 tane savaşa gitti. Katıldığı savaşlarda çektiği fotoğraflar dünya çapında çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Hatta çektiği bir savaş fotoğrafı Times dergisine kapak oldu.
1962'de Almanya'da çok az fotoğrafcıya verilen Master of Leicaünvan'ını kazandı. İsviçre'de çıkan "Camera" dergisinde kendisine özel bir sayı ayırdı. 1964'de Mariana Noris'in ABD'de basılan "Young Turkey" adlı yapıtında fotografları kullanıldı. 1967'de Japonya'da çıkan Photography of the World anttolojisinde Richard Avedon ile birlikte bir dizi fotografı yayınlandı. 1967'de Kanada'da açılan "İnsanların Dünyasına Bakışlar" sergisinde, 1968'de New York Modern Sanatlar Galerisi'nde düzenlenen "Renkli Fotografın On Ustası" adlı sergide aynı yıl Almanya'da, Köln'de Fotokina Fuarı'nda yapıtları sergilendi. 1970'de "Türkei" adında fotograf albümü Almanya'da yayımlandı.
Sanat ve Sanat tarihi konularındaki fotografları ABD'de Time-Life, Horizon ve Nesweek kitap bölümlerince ve İsviçre'de Skira Yayınevi tarafından kullanıldı. 1971'de Lord Kinross'un "Hagia-Sophia" (Ayasofya) kitabının fotograflarını çekti. Yine Skira yayınevince 1971 yılında, Picasso’nun 90. yaş kutlaması için hazırlanan Picasso Metamorphose et unite adlı kitap için yaptığı röportaj ünlü ressamın şatosunda gerçekleşti. Bu röportaj sırasında fotoğraf çektirmeyi sevmemesiyle bilinen Picasso’nun çok sayıda fotoğrafını çekmeyi başardı.
1972'de Paris Ulusal Kitaplık'ta sergisi açıldı. 1975'de ABD'ne davet edildi ve birçok ünlü Amerikalının fotograflarını çektikten sonra Yaratıcı Amerikalılar adlı sergisini Dünyanın birçok kentinde sergiledi. Yine aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan Kahramanın Sonu adlı bir belgesel film çekti. 1979'da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin foto muhabirliği dalındaki Birincilik ödülü'nü aldı. 1980'de fotograflarının bir kısmı Karacan Yayıncılığın bastığı Fotograflar adlı kitabında basıldı. 1986'da Hürriyet Vakfı'nca basılan Prof. Abdullah Kuran'ın yazdığı "Mimar Sinan kitabı"'nı fotografladı. Aynı kitap 1987'de Institute of Turkish Studies tarafından İngilizce olarak yayınlandı. 1989'da Ara Güler'in Sinemacıları kitabı basıldı. 1991'de Dışişleri Bakanlığı için Halikarnas Balıkçısı'nın (Cevat Şakir Kabaağaclı) "The Sixth Continent" adlı kitabını fotoğrafladı.
Bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları Magnum ajansı ile dünyaya duyurdu. Bu arada İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Picasso gibi bir çok ünlü kişi ile roportajlar yapmış ve fotograflarını çekmiştir. En ünlüsü fotografcılara poz vermeyen Picasso Roportajı'dır.
Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotografları 1992'de Fransa'da, ABD ve İngiltere'de Sinan, Architect of Soliman the Magnificent adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl "Living in Turkey" adlı kitabı İngiltere, ABD ve Singapur'da Turkish Style başlığıyla, Fransa'da "Demeures Ottomanes de Turquie" adıyla yayımlandı. 1994'de "Eski İstanbul Anıları", 1995'de "Bir Devir Böyle Geçti", "Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü", fotograf kitapları yayımlandı. Ara Güler'in fotografları Paris Ulusal Kitaplık'ta, ABD'de Rochester Georg Eastman Müzesi'nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu'nda bulunmaktadır. Köln Mueseum Ludwing'de Das Imaginare Photo Museum'da fotografları sergilenmektedir. Ara Güler, Türk fotografının ustalarından birisi olarak dünya fotograf tarihinde de seçkin bir yere sahiptir. Belgeci bir fotograf biçiminin ustası olması ona ün kazandırmıştır.
Ayrıca Yavuz Zırhlısı'nın sökümünü anlatan “Kahramanın Sonu” adında belgesel bir film de yapmıştır.
Ara Güler hakkında bir tanesi Münih Üniversitesi'nde Almanca olmak üzere 6 adet doktora tezi yapılmıştır.
1975 yılında birinci evliliğini Perihan Hanım ile yapan ve 4 sene sonra da boşanan Ara Güler ikinci evliliğini, 1980 yılında tanışıp 1984 yılında Suna Taşkıran Hanım ile yaptı. Eşi 2010 yılında vefat etti.
Ara Güler’in Beyoğlu’nda “Arakafe” adıbda bir kafesi var.
Ödülleri :
1979 - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Birincilik Ödülü (foto muhabirliği dalında)
1999 - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, meslekte 50 yılını dolduran gazetecilere verilen “Burhan Felek” basın hizmeti ödülü
2000 - Fransa Légion d'honneur nişanı
2004 - Yıldız Üniversitesi fahri doktora unvanı
2005 - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü
2008 - İstanbul Fotoğraflarıyla İstanbul Turizm Özel Ödülü
2011 - Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü