Güncelleme Tarihi:
Gençliğin, sokak çetelerinin, polis sirenlerinin, yaz sonunda Manhattan’da buluşan havalı gençlerin, romantizmin, ‘Maria’, ‘Tonight’, ‘Somewhere’, ve ‘I Feel Pretty’ gibi unutulmaz şarkıların, mambo’nun, caz ve rock’n’roll’un hikâyesini bünyesinde buluşturan ‘West Side Story’ (Batı Yakası’nın Hikâyesi) müzikali bu yıl 60’ıncı yaşını kutluyor. Leonard Bernstein’ın bestelediği, Stephen Sondheim’ın sözlerini yazdığı, müzikleriyle bir klasiğe dönüşen ‘West Side Story’, ‘The Sharks’ ve The Jets’ isimli çetelerin New York sokaklarındaki rekabetini anlatıyor.
Peki tüm dünyada izlenme rekorları kıran müzikalin bu kadar uzun süredir sahnede olmasının ve bu kadar farklı kuşak tarafından sevilmesinin sırrı ne? Başyapımcı Martin Flohr’a göre bu sorunun cevabı, müzikalin ‘zamansız bir hikâye’ anlatmasında.
BUGÜNÜN DE HİKÂYESİ
Müzikalin New York’ta bir göçmen mahallesinde geçtiğine dikkat çeken Flohr, “Dünyanın gidişatına baktığınızda ‘Batı Yakası‘nın Hikâyesi‘nin olup bitenle her zamankinden çok ilgisi olduğunu görüyorsunuz” diyor.
TÜM DÜNYADA 2 MİLYON KİŞİ SEYRETTİ
“Batı Yakası’nın Hikâyesi’ bana göre aşkın ve tutkunun elçisidir ve bu elçiyi 20’den fazla ülkeye ve yaklaşık 100 kente götürmüş olmaktan dolayı çok mutluyum. Paris, Berlin, Londra, Tokyo, Amsterdam gibi dünya başkentlerinde oynadık. İki milyon kişi seyretti. Çünkü herkesin kendiyle bir bağ kurabileceği bir hikâye anlatıyoruz. Hangi ülkeden ya da kültürden gelirsek gelelim, hepimiz ilk aşkımızı, kahkahalarımızı ve döktüğümüz gözyaşlarını hatırlarız. Bu şovu evrensel kılan da bu zaten.”