Güncelleme Tarihi:
Albüm süreci: Üretip, diğer insanların karşısına çıkıp onları ikna etmek gerekiyor. Argümanım hep şuydu: “Kendi istediğim gibi müzik yapmak istiyorum. Kafamın içinde bir dünya var, bu dünyayı yansıtabilirsem albüm yapacağım” dedim. Yiyeceğim yemeği kendim pişirmek, öyle servis etmek istedim. Zorluğu şuydu: Beraber çalıştığım arkadaşlarım Gürkan Bozacı, Gürbüz Barlas ve Mehmet Demirdelen ile hepimizin ikna olup heyecanlandığı, çalmaktan zevk alacağı şarkılar yapmak zaman aldı. Aynı şarkıya 4-5 farklı düzenleme yaptık, sonunda orta yolu bulduk.
Genç müzisyenlere tavsiye: Öncelikle kendinizi ikna edin. Çok müzik dinlemek, köşeli davranmamak gerekiyor. Hem bizim topraklarda hem dünyada o kadar farklı türde müzikler var ki. Onları dinlemek, reddetmemek gerekiyor.
Sosyal medya tepkileri, kötü eleştiriler: Bu işi uzun yıllardır yaptığım için sinirlerim çelik gibi. Ürettiğiniz şeyi insanlarla paylaşıyorsanız eleştiriye açık olmanız lazım. Başta zorlanıyordum. Mümkün olduğu kadar okumamaya çalışıyorum. Mesela “Her önüne gelen şarkıcı oluyor” yorumu yapılmış. Benim 20’nci senem!
Yıllar içinde değişen konser dinleyicisi profili: 2007’den beri aktif olarak, 1996’dan beri dönem dönem Hayal Kahvesi sahnesine çıktım. Yaşadığımız ülkenin hayat şartları hepimizi zorluyor. Ekonomik, psikolojik açıdan zorlanıyoruz. Herkes gergin. İnsanlar sabırsız, enerjik şarkı dinlemek, deşarj olmak, şarkılara eşlik etmek istiyorlar. Şarkı söylemek istiyor insanlar. Dinlemekten çok aşina olduğu bildiği şarkılara daha çok, reaksiyon veriyor dinleyici. O yüzden sıfırdan bir şeyi üretip insanların kulağına oturtmak kolay değil. Devamlı çalmak lazım. Devamlı çalabilmek için de çalacak mekan, festival olması lazım.
Eskilerin güzelliği: 1960-70’lerde dünya seviyesinde yapılan işler var bu ülkede. Selda Bağcan, Barış Manço, Erkin Koray, Moğollar... Çok önemli festivallere katılmışlar, plakları hâlâ satılıyor. Onlara duyduğum saygı her geçen gün artıyor. Yeni kitle de bu toprakların farkında, daha cesurlar. Onlardan ümitliyim.